Abdurrahman Dilipak
Şikayet etme, çözüm üret!
Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz. Günde beş vakit namazın her rekatında "İyya kenağbüdü ve iyya kenastaiyn" diyoruz.. "Hasbunallahu veniğmel vekil, ve niğmel Mevla, ve niğmennasiyr" diyoruz..
"Kadiri mutlak" ve "bir" olan bir Allah"a inanıyoruz..
Allah buyurmuyor mu: "Allah sizin ellerinizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek ister.."
Dua ederken baktığınız ellerdir mecazi anlamda "Allah"ın yardım elleri". Ve sizler Allah rızası ile bir şeyler yaptığınızda verdiğinizin karşılığını, on katı, yüz katı, hatta 700 katı ile geri vermeyecek mi?
Canınızı alırsa size ölümsüzlüğü vermeyecek mi?
O zaman!
Gazze ne kadar gündeminizde?. Mazlum-Der"e, Özgür-Der"e, derneklerinize, vakıflarınıza, sendikalarınıza, odalarınıza gidip geliyor musunuz?
Hiçbir inanmış kişi, dünyada ve çevresinde olup biten şeyleri görmezlikten, duymazlıktan, bilmezlikten gelme hakkına sahip değildir..
"İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allahım" diye sormalıyız biz hepimiz kendi kendimize. İçimizden bazılarının gözleri olup görmediği, kulakları olup duymadığı, kalpleri olup hissetmediği de bir gerçek ne yazık ki! İnsanın "Vay o namaz kılanların haline ki.." diyeceği geliyor..
Birçoğumuz mesleki derneklere üye değiliz, üye olan aidatını ödemiyor, aidatını ödeyen etkinliklere katılmıyor, dergi almıyor, okumuyor. Böyle bir şey olamaz!..
Unutmayın, çaresiz değilsiniz, çare sizsiniz. Çözüm üretmek zorundasınız.. Şunu hiç aklınızdan çıkartmayın ki, herkes layık olduğu şekilde idare olunacaktır. Siz kendi hakkınızdaki hükmünüzü değiştirmedikçe Allah sizin hakkınızdaki hükmünü değiştirmeyecektir..
Bizim üniversite okumuş insanlarımız, kendi meslek odalarının seçimlerine bile gitmezler..
Unutmayın, yapmadıklarınızdan da hesaba çekileceksiniz..
Hani hakkı söyleyecek, adil şahitler olacaktınız?.
Her inanmış insan için farz-ı ayn olan işler yanında farz-ı kifaye işlerimiz de var.. Açları da biz doyuracağız, sokak köpekleri de bizden sorulur. "Kenar-ı Dicle"de bir kurt aşırsa bir koyunu / Gelir adl-i ilahi sorar Ömer"den onu" Dicle kenarında kurtlar kuzuları değil, zalimler insan avlıyor, kimsenin sesinin çıktığı yok..
İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası 16 Mayıs"ta İstanbul"da Lütfü Kırdar"da seçime gidiyor. Bakalım kaç üye sandığa gidecek.. Bakalım kaç muhasebeci, kendi manevi hesabının çetelesini tutuyor.. Yıl sonuna doğru Baro seçimleri var. Önümüzde birçok ilde birçok oda seçimi yapılacak.. Herkesin bu işe sahip çıkması, bu konuda duyarlı kişilerin arkadaşlarını uyarması gerek..
Bu seçim çarşaf liste şeklinde olacağından tek oyun bile değeri var..
Meslekte Birlik Grubu"nun İSMMMO Başkan Adayı Adem Çalışkan.. Bakalım katılım ne olacak ve sonuçta kim daha fazla üye sokacak yönetime, göreceğiz..
Başkalarının hesabını tutanlar, kendi hesaplarına da dikkat etsinler. Onların da hesabını tutan birileri var omuzlarında.. Hani "yoklama kaçağı" durumuna düşmesinler.. "Oylama yapılırken neredeydin" diye de hesaba çekilebilirler bir gün..
İHH"nın Filistin programı ile ne kadar ilgilisiniz, ya da Mazlum-Der"le?. İlgilenen insan eksikliği ve mali sorunlar yüzünden birçok proje yarım.. Sadece yaptıklarınızdan değil, yapmanız gerekirken yapmadıklarınızdan da hesaba çekileceksiniz..
İstanbul Mazlumder"in Mayıs"ın ilk haftasında bir dayanışma yemeği var, katılır mısınız? Bir telefon edip bilgi alsanız, yardımcı olsanız..
Düşünün bakalım, sigaraya verdiğiniz para, İHH"ya yaptığınız yardımın kaç katı?
Bu işler sadece siyasilere bırakılamayacak kadar önemli işlerdir..
Saflarımızın namazda Allah (cc)"ın huzurunda olduğu gibi, caminin dışında da sık ve doğru olması gerekmiyor mu? Aramızda işlerimizin istişare ve şura ile olması, örgütlü olmamız, disiplinli olmamız, birr (yardımlaşma) ve takva üzre olmamız, ihtilaf ettiğimiz konularda birbirimizi mazur görmemiz veya hakeme gitmemiz gerekmiyor mu?
Hani "Tefrika girmeden bir millete düşman giremez / Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez"di!
Slogan atmak kolay. Hani istediğiniz şeylerin gerçekleşmesi için bedel ödeyin. Dua edin..
Sahi "dualarınız olmasaydı, ne işe yarardınız ki?"
Hayat devam ediyor ve biz imtihan oluyoruz..
Selam ve dua ile..
NOT: Anayasa değişikliği ile ilgili olarak ne iktidardan beklenen fire gerçekleşti ve ne de muhalefette esneme oldu.. BDP bile, "Eğer geçemeyecek olursa destek verelim" gibi sözler sarfetti sadece.. Baykal"ın, AK Parti içinde muhatabı belli olmayan, "bir avuç milletvekili" diye tanımladığı kesimden beklentileri de boşa çıktı. Muhalefetin direnci büyük ölçüde kırıldı.. 2. turda ne olacağını birlikte göreceğiz. Yeni bir takdik mücadele yaşanacağı muhakkak, ama bunun ne olacağını önümüzdeki günler gösterecek.. Süreç, iktidarın tayin ettiği yolda ilerliyor.. Kaybeden yine muhalefet oldu.. Özellikle Danıştay davası ile ilgili gelişmeler de bu işin tuzu biberi oldu.. Gelecek günlerin neler getireceğini hep birlikte göreceğiz..
vakit