"Silahımıza uzanan elleri keseriz"
Beyrutta dün başlayan çatışmaların bugün de sürdüğü ve kentin çeşitli bölgelerinde yaşanan çatışmalarda iki kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.
Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, Beyrut havaalanının ABD ve İsrail istihbaratları için bir casusluk merkezine dönüştürülmeye çalışıldığını belirterek uzanacak her mütecaviz eli keseceklerini söyledi.
Hükümet kanadının Hizbullah'ın telefon şebekesi ve havaalanına yerleştirdiği kameraları yasadışı ilan etmesiyle ilgili beklenen açıklamasını yapan Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, düzenlediği basın toplantısında hükümetin attığı son adımı yasadışı olarak niteledi.
Hükümeti yasadışı ve gayri meşru olarak niteleyen Nasrullah, "hükümet yanlıları şunu bilmelidirler ki yasadışı ve gayrimeşru Sinyora hükümeti son bakanlar kuruluyla Lübnan'ı yeni bir merhaleye sürüklemiştir" dedi.
Hizbullah'a ait telefon şebekesinin 2006 Temmuz'unda İsrail'le yapılan savaşta Hizbullah'ın en önemli silahı olduğunu söyleyen Seyyid Hasan Nasrullah, "bu silaha uzanan her eli keseriz" dedi.
Bir gazetecinin "iç savaşın çıkmaması için ne gibi garantiniz var" şeklindeki sorusunu cevaplayan Nasrullah, "Hizbullah, Emel hareketi, Şiiler ve Sünniler, Lübnan'da iç savaş çıkmamasının garantileridir. Biz kardeşlerimize Lübnan'daki sükunetin en büyük silahımız olduğunu söylüyoruz; ama Velid Canbolat bir kez daha fitne ateşini tututşturdu. Umarım kendisi bu tutumunda ısrar etmekten vazgeçer. Biz, ihtilafların bir fitneye dönüşmesini ve bazılarının istediği şeyin olmasını istemiyoruz" dedi.
Yaşanan son gelişmelere değinen Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, "bizim bu olayda hiçbir sorumluluğumuz yok; çünkü saldırıya uğraya biziz, biri gece vakti kalkıp benim hakkımda karar alıyor. İsrail benim hakkımda idam hükmü vermiş, şimdi benim hakkımda başka bir hüküm veriliyor ve Velid Canbolat beni mahkeme etmek istiyor. Bu, celladın sözünün dinlenmesi, ama benim sözümün dinlenmemesidir" dedi.
Hükümetin yasadışı olmasına rağmen kendilerinin buna karşı herhangi bir eylem içine girmediğini belirten Nasrullah, "meselenin çözüm yolu seçimlerdir; ama bazıları sürekli olarak bizi hakkımızda yanlış kararlar alıyor biz, bizi sorgulamalarına ve yargılamalarına izin vermeyeceğiz" dedi.
Yapılan grevlerin faydasız olduğunu söyleyen bir gazeteciye de cevap veren Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, "Sizin dediğiniz gibi grevler faydasız ise o halde niçin hala bizimle bu konuda müzakere yürütülüyor. Bugün Lübnan'a gelip de grevlerden söz etmeyen hiçbir elçi yok, ben bu grevlerin faydalı olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
Hizbullah'ın hiçbir gruba savaş ilan etmediğini, ancak Hizbullah'a savaş ilan edildiğini belirten Nasrullah, kendilerinin tutumunu açıkça ortaya koyduğunu ama bazı grupların silahlarını kendilerine doğrulttuğunu söyledi.
Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah bir gazetecinin "siz Lübnan'ın yeni cumhurbaşkanı mısınız?" şeklindeki sorusunu "Biz, Lübnan'daki hükümet yapısını değiştirmiyoruz. Taif Anlaşması'nın uygulanmasını istiyoruz. Eğer birisi kanunları değiştirirse biz ona uyarız; ama biz yasaları değiştirmeyiz" diyerek cevapladı.
Lübnan'da yaşanan gelişmelerle ilgili olarak bazı ülkelerin devreye girdiğine ilişkin haberlere de değinen Nasrullah, "Suudi Arabistan Büyükelçisinin, İran büyükelçisi ile görüştüğünü duydum. Bu görüşme yasadışı Sinyora hükümetinin aldığı karardan sonra oldu. İran Büyükelçisi beni arayarak Suudi Arabistan Büyükelçisiyle görüşmesinde geçenleri anlattı. Ben de bu meseleyi Nebih Berri ile paylaştım. Sonuç olarak İran ve Suudi Arabistan bu konuda arabuluculuk niyetinde" Ben ise buradan ilan ediyorum, eğer mütecavizler geri adım atarsa biz diyaloga hazırız" diye konuştu.
Ülkede herhangi bir iç savaşın olmadığını ve iç savaşın yaşanmasını gerektirecek bir durum olmadığını belirten Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, "Ama eğer düşman isterse savaş olacak. Ama ben siyasi katılımdan bahsediyorum, bizim savaş için acelemiz yok, Lübnan hükümetinden bir şey kazanılacağından da umut yok. Kurbana ne kadar istersin diye sormuşlar, yanında bıçak oldukça sözüm yok demiş" dedi.
2006 temmuzunda yapılan savaşa da değinen Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, İsrail'in geçen 2 yıl boyunca Hizbullah'ın imajına darbe vurmak için yüz milyonlarca dolar harcadığını ancak bunun hiçbir etkisinin olmadığını belirtti ve "Biz dünyadaki hiç kimseden yardım istemiyoruz. Lübnan'da Şii-Sünni fitnesi çıkacağından da endişe etmiyoruz çünkü bugün Lübnan'da yaşanan çekişme Direniş'in planı ile Amerika'nın planının çekişmesidir. Bizim hedefimiz halkımızı ve ülkemizi savunmaktır" dedi.
Ülkede yaşanan sorunların tek çözüm yolunun Meclis Başkanı Nebih Berri'nin diyalog davetine olumlu cevap vermekten geçtiğini belirten Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah Lübnan'da Şii Sünni fitnesinin çıkmamasının garantileri bulunduğunu ancak Velid Canbolat'ın bu fitneyi arzu ettiğini söyledi ve ülkede istikrar olmasının el-Mustakbel partisinin de çıkarına olduğunu ifade etti.
Beyrut'ta yaşanan çatışmalarda iki ölü
Beyrut'un Korniş Mezraa, Rasu'n- Neb'a ve Beşaretu'l- Khuri bölgelerinde Hizbullah ve Emel taraftarlarıyla iktidardaki Sa'ad Hariri liderliğindeki el-Mustakbel partisi taraftarlarının çatıştıkları bildirildi.
Makineli tüfeklerin ve RPG roketatarlarının kullanıldığının belirtildiği çatışmalar sebebiyle söz konusu bölgelerin gerçek bir savaş alanına döndüğü ifade edilirken, el-Arabiya televizyonu, bugünkü çatışmalarda iki kişinin öldüğünü duyurdu.
Yaşanan gelişmeler üzerine el-Mustakbel Partisi Lideri Sa'ad Hariri ile İlerici Sosyalist Parti Lideri Velid Canbolat'ın Emel Lideri Nebih Berri'yi telefonla aradıkları ancak görüşmelerden olumlu bir neticenin elde edilemediği bildirildi.
Öte yandan dün başlayan grevlerden sonra Beyrut'ta ve Beka'daki birçok ana yolun trafiğe kapandığı bildirilirken, Beyrut'ta çatışmaların yoğun olduğu bölgelerde Lübnan ordusunun bile yetersiz kaldığı ve bu bölgeleri terk etmek zorunda kaldığı bildiriliyor.
YDH