"Sıra İsrail'deki nükleer silahlarda "
Başbakan Erdoğan İran'ın uranyum takasının Türkiye'de yapılmasını öngören anlaşmanın bölge ve dünya için çok önemli bir anlaşma olduğunu söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye, Brezilya ve İran dışişleri bakanlarının imzaladığı, İran'ın uranyum takasının Türkiye'de yapılmasını öngören anlaşmanın bölge ve dünya için çok önemli bir anlaşma olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan, Madrid'de düzenlediği basın toplantısında, T ürkiye, Brezilya ve İran dışişleri bakanlarının imzaladığı, İran'ın uranyum takasının Türkiye'de yapılmasını öngören anlaşmaya ilişkin açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, son 48 saat içinde önce Yunanistan'ı ziyaret ettiğini ve 22 anlaşma imzalandığını ve ardından da nükleer programla alakalı olarak İran, Azerbaycan, Gürcistan ve İspanya'ya geldiğini ve toplantılara katıldığını, yoğun bir diplomasi trafiği işlettiklerini söyledi.
İran ziyaretinde Brezilya Cumhurbaşkanı Lula Da Silva ile birlikte İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile üçlü çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Erdoğan, üç ülkenin dışişleri bakanlarının yaptığı çalışmaların ardından İran'ın uranyum takasına ilişkin anlaşmanın imzalandığını hatırlattı.
"İran, Türkiye ve Brezilya arasındaki uranyum takası anlaşması b ölgemiz ve dünyamız için çok çok büyük öneme haiz bir adımdı" diyen Erdoğan, imzalanan ortak deklarasyon için Türkiye, Brezilya ve İran'ın dışişleri bakanlarının kesintisiz 18 saat bir odada çalıştıklarını ve sonunda üzerinde anlaşılabilen bir metnin ortaya çıktığını söyledi.
İmzalanan anlaşmaya göre, İran'ın Tahran araştırma reaktörüne tıbbi mülahazalarla nükleer yakıt sağlanması karşılığında stoklarından bin 200 kiloluk düşük zenginlikli uranyumu 1 ay içerisinde Türkiye'ye teslim etmeyi kabul ettiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Tabi Türkiye'nin burada bir yediemin olarak kabul edilmiş olması, Türkiye'ye duyulan güven sebebiyle ben de İran yönetimine teşekkür ediyorum. Tabi bunun hayata geçirilmesi için Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, BM beş daimi üyesi ve Almanya arasındaki düzenlemeyle İran'a bunun karşılığında ihtiyacı olan 120 kiloluk yakıt telim edilmesi gerekiyor, 1 yıl içerisinde. Burada 120 kiloluk bu yakıtın belli taksitler halinde de gönderilmesi mümkün, ama bu 1 yıl içerisinde olmaz gibi bir yaklaşım bir defa dürüstçe bir yaklaşım değildir. Çünkü daha önce bize bu konuda söylenen hep şu olmuştur, '10 ayda en geç bu verilebilir, bunun teknolojik olarak da en geç 6 ayda verilmesi mümkündür' bu da bizim yapmış olduğumuz çalışmalar, araştırmalar sonucudur.
Bin 200 kilo bizde emanette kalacaktır, ama 120 kilo teslim edilip, İran'a biz onu teslim ettikten sonra da biz bin 200 kiloyu Uluslararası Atom Enerji Kurumu'na teslim edeceğiz."
Başbakan Erdoğan, Türkiye, Brezilya ve İran dışişleri bakanlarının imzaladığı, İran'ın uranyum takasının T ürkiye'de yapılmasını öngören anlaşmaya ilişkin açıklamalarda bulundu.
Uluslararası toplumun bazı konuları özellikle anlamasını istediklerini ifade eden Erdoğan, "Bu anlaşma sorunun diplomasi ve müzakere yoluyla çözümü açısından aslında hayati önem taşımaktadır. Bunu bu yönden ele almakta çok çok faydalar var" dedi.
Türkiye'nin neredeyse bir yıldır diplomasi yoluyla sorunun çözümün ü savunan girişimler sürdürdüğüne işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İran'la bu çerçevede çok yoğun görüşmeler yaptık. Yine başta Amerika, Rusya ve Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere dostlarımızla bu temaslarımızı değerlendirdik. Son dönemde Sayın Lula'nın da bu sürece katılmasıyla birlikte bu çalışmayı noktaladık ve böylece imzalanan bu deklarasyona inanıyorum ki tüm uluslararası camia da destek vermek suretiyle dünya barışına katkıda bulunurlar.
Aslında bu bir yol haritasıdır ve sorumlu diplomasi müzakereler yoluyla çözmeyi amaçlayan bir yol haritasıdır. Bunun önemli durakları güzergahları olacaktır. Bu yolu takip edersek sorunu, yaptırım ve daha üzücü durumlara getirmeden çözebileceğime inanıyorum."
Başbakan Erdoğan, dünden beri başta Amerika, Rusya, Çin olmak üzere bir çok ülkeden açıklamalar aldıklarını dile getirerek, "Bu açıklamaları ihtiyatlı dinledim, ihtiyatlı gördüm, temkinli gördüm, temkinli olduğunu dinledim izledim ama umutlu açıklamalar olarak gördüm. Bundan dolayı mutlu olduğumuzu da ifade edebilirim" diye konuştu.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben sorunun tamamiyle bittiği iddiasında değilim. Ama sorunun çözülebileceğini şu anda ortaya koymanın da ayrıca mutluluğu içerisindeyiz, diplomasiyle bir çok şeylerin halledilebileceğini göstermesi bakımından bunu özellikle ifade ediyorum.
İran'la masaya oturup diplomasinin kuralları çerçevesinde konuşulunca nelerin olabileceğini göstermesi bakımından bu sürecin önemli olduğunu ifade ediyorum ve yol alınabileceğini göstermesi bakımından bunu önemsiyorum. Nitekim dün sabah Tahran'da yine değerli dostum Lula ile birlikte bunu gördük ve diplomasi bize göre hala en sihirli değnektir. Bunu ifade etmek istiyorum. Konuşunca anlaşabiliriz, anlaşınca sorunları halledebiliriz"
Başbakan Erdoğan, dünden beri yapılan bazı açıklamalarda da bu anlaşmaya güvenmeyen hala yaptırımlardan bahseden bazı ülkeleri gördüğünü de ifade ederek, şöyle konuştu:
"Onlar bu ülkede veya bu bölgede yaşamıyorlar ama biz bu bölgede yaşıyoruz ve bu bölgede biz bomba seslerini duyduk, izledik. Her gün yine yüzlerce binlerce insanların ölümüne bu bölgede biz şahit olduk, biz şahit oluyoruz. Dolayısıyla insanlığı tehdit eden böyle bir nükleer silahın bölgemizde değil, dünyanın hiç bir yerinde olmasını istemiyoruz ve bu sürece girerken Türkiye olarak hep biz bunu istedik, hep biz bunu anlattık ama şu anda bu süreçte bu ifadeleri kullananların da ne yazık ki kendilerinde nükleer silahın olduğunu hep biliyoruz. Nükleer silah onlarda, ama konuşan yine onlar.
Burada bir şeyi özellikle belirlememiz lazım. Biz üstünlerin hukukunu mu savunacağız? Yoksa hukukun üstünlüğünü mü savunacağız? Eğer hukukun üstünlüğünü savunacaksak ki biz Türkiye olarak buna inanıyoruz. O zaman adil çözüm yollarını bulacağız ve insanlığın barışı için üzücü kararlar almaya böyle yaptırımlardan vesaire bahsetmeye hiç gerek yok. Çünkü bugüne kadar yaptırımlardan ne tür neticeler alındığı ortadadır. Bir yaptırım uygulanmıştır, bunu ilk delen bu yaptırım kararını alanlar olmuştur. İkinci yaptırım uygulanmıştır, bunu ilk delen bu kararı alanlar olmuştur ve onların orada yatırımları vardır, orada yaptı kları ç ok ciddi ihracatları vardır ama gel görelim ki hala yaptırımdan bahsetmeye devam etmektedirler."
İran'ın nükleer çalışmalarına değinen Başbakan Erdo ğan, gerçeklerin konuşulması gerektiğini belirterek, "Yaptırımın bir anlam ve gücü kalmadı artık. Burada diplomasiyle sorunun çözümü için bir pencere aralandı. Türkiye, bölgede barış için en çok çabayı harcayan ülkedir. Tüm nükleer silahlara kar ışıdır. Orta Doğu'nun ve dünyanın nükleer silahlardan arınmasını savunmaktadır" diye konuştu.
Sivil amaçlarla nükleer enerjiye sahip olunmasının uluslararası hukukun gereği olduğunu, buna hiç kimsenin söyleyecek bir şeyi olmadığını ifade eden Başbakan Erdoğan, Türkiye'de nükleer enerji santrali kurulması için kısa süre önce Rusya ile anlaşma imzalandığını hatırlattı.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Herkesin uluslararası hukuka tabi olması ve riayet etmesi gerekir. Biz de bu kurallar içerisinde bu adımı attık ve biz Brezilya ile yaptığımız girişimin iyi değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Sertlik yanlılarını ikna etmemiz belki m ümkün olacaktır diye düşünüyoruz ve bu konuda sertlik yanlılarını ikna etmekte zorlanabiliriz de, onu da ayrıca ifade edeyim. Ancak orta yol, diplomasinin gücünü savunanlar için hayati bir kapının açıldığını göstermesi bakımından önemlidir."
Açıklamalarının ardından basın mensuplarının soruların ı da yanıtlayan Başbakan Erdoğan, İran ile ilgili görüşmede BM Güvenlik Konseyi'nin beklentilerini müzakere ettiklerini aktararak, şöyle devam etti:
"Beklenti 1200 kilo az zenginleştirilmiş uranyumun İran'dan Türkiye'ye verilmesi ve bunun karşılığında da Uluslararası Atom Enerjisi kanalıyla 120 kilo yakıtın İran'a verilmesiydi. Buna süre olarak da 10 ay gibi, '10 ayda ancak verebiliriz' diyorlardı. Bunu ilk seslendiren de ABD olmuştu. Biz bunu daha da sağlama alalım diye bir yıl yaptık. Bir yılda yakıtın verilmesi ama bir ay içerisinde de 1200 kilo az zenginleştirilmiş uranyumun İstanbul'a, Türkiye'ye teslimi ve bu tezi orada biz savunduk. Bu tez orada, protokolde yerini aldı."
Başbakan Erdoğan, nükleer silahlar ve İsrail'in bölgedeki konumuyla ilgili konuların tartışılıp tartışılmadığının sorulması üzerine de şunları söyledi:
"Oradaki gündemimiz İran. İsrail değildi. İran ile sorun bu şekilde bize göre büyük ölçüde çözüldüğüne göre, şimdi uluslararası camianın İsrail'deki sorunu çözmesi gerekir.
Çünkü İran'da şu anda zaten nükleer silah yok ama İsrail'de nükleer silah var. O da bizim bölgemizde. Hele hele Türkiye olarak biz hepsine aynı mesafedeyiz. İsrail'e karşı dünyanın bakışı ne? Kuzey Kore ile ilgili dünya zaman zaman bazı şeyleri söylüyor, uluslararası camia söylüyor. Peki İsrail'e karşı şu ana kadar ne söylediler? Onun için söylüyorum; üst ünlerin hukuku mu yoksa hukukun üstünlüğü mü? Burada artık insanlık tercihini yapacaktır, uluslararası camia tercihini yapacaktır. Adaleti o zaman göreceğiz."
Erdoğan, "Dün yapılan açıklamalar neticesinde, Fransa ve Almanya gibi ülkelerin olumsuz cevabının, İran'ın halı hazırda ülke içerisinde uranyum zenginleştirmeye devam edeceğine yönelik bir talebi olduğunu ifade etmesinden kaynaklandığının" hatırlatılması ve bu konudaki düşüncesinin sorulması üzerine, "Uluslararası anlaşmalara göre, uluslararası hukuka göre insani amaçlı olarak uranyum zenginleştirmeye zaten kimsenin de bir şey söylemeye hakkı yok. Yeter ki nükleer silahta kullanılmasın. O bakımdan bu hepsi için bir haktır" yanıtı nı verdi.
Erdoğan, bunun da yine sözleşmede teyit altına alındığını vurgulayarak, NBC denilen olayın da bir yönünün bu olduğunu ve ayrıca orada bir madde olarak yerini aldığını ifade etti. Erdoğan, "İnsani olarak uranyum zenginleştirmesini her ülke yapabilir" dedi.
Bir gazetecenin, "Anlaşmanın İran'a 120 kiloluk yakıt kısmı ile ilgili endişeleriniz mi var?" ve "Sertlik yanlısı ülkeler yaptırımlarda ısrar ederse, Türkiye'nin tutumu ne olacak?" soruları üzerine, Erdoğan şunları kaydetti:
"Biz, tabii herhangi bir endişeyi taşımak istemiyoruz. Bunu düşünmek de istemiyoruz. Eğer İran bir ay içerisinde bu bin 200 kiloyu gelir bize teslim ederse, bundan sonra 120 kiloyu teslim etmesi gerekenlerdedir sorumluluk. Bunu da Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu vasıtasıyla yapacaklar.
Bunlar da bize teslim edip, biz de bunu İran'a teslim edeceğiz. Ama bir ay içerisinde İran kendi görevini yerine getirmiyorsa, o zaman tabii ki İran yalnız kalacaktır. Çünkü biz, bunu kendileriyle özellikle görüştük. Şimdi bu attığımız adımı n taraflarca aynen desteklenmesi lazım.
Ben inanıyorum ki İran şu ana kadar attığı bu olumlu adımla bence bir adı m öne geçmiştir. Şimdi bundan sonrası uygulamadır. Uygulamayı da yerine getirirse, bu adımını güçlendirmiş olacak. Tabii yakıt noktasında da 'biz yak ıtı veririz' diyen ülkeler de bunun karşılığında bir yıl içerisinde bu 120 kiloyu vermeye başlayacaklardır. Bunun, 120 kilonun tamamını birden vermeleri şart değil. Bunu taksit taksit vermeleri de mümkün."
Başbakan Erdoğan, "Önümüzdeki bir ay içerisinde bu sürecin tamamıyla vaktinde işleyeceğine ilişkin ne tür garantileriniz var ve bundan sonraki adımlar ne olacak? "şeklindeki soru üzerine de "Bunun en büyük garantisi yapılan sözleşmedir ve bu sözleşme Brezilya ve Türkiye ile birlikte yapılmıştır. Bu sözleşmeye uyulmaması halinde o zaman İran, bundan sonraki süreci kendi başına idare edecektir. Brezilya gibi, Türkiye gibi, bu noktada kendisini yalnız bırakmayan ve bu sürece olumlu yaklaşan, özellikle dünya barışı için olumlu yaklaşan iki ülke bir defa artık geri çekilecektir" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, ABD Başkanı Barack Obama'ya bu konuya ilişkin mektup yazacağının ifade edildiğini belirtmesi üzerine, "Mektup değil, kendisiyle bizzat görüşeceğim. Şu anda arkadaşlar kendisini arıyorlar, görüşeceğiz" dedi.
Başbakan Erdoğan, Madrid'de düzenlediği basın toplantısında, T ürkiye, Brezilya ve İran dışişleri bakanlarının imzaladığı, İran'ın uranyum takasının Türkiye'de yapılmasını öngören anlaşmaya ilişkin açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, son 48 saat içinde önce Yunanistan'ı ziyaret ettiğini ve 22 anlaşma imzalandığını ve ardından da nükleer programla alakalı olarak İran, Azerbaycan, Gürcistan ve İspanya'ya geldiğini ve toplantılara katıldığını, yoğun bir diplomasi trafiği işlettiklerini söyledi.
İran ziyaretinde Brezilya Cumhurbaşkanı Lula Da Silva ile birlikte İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile üçlü çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Erdoğan, üç ülkenin dışişleri bakanlarının yaptığı çalışmaların ardından İran'ın uranyum takasına ilişkin anlaşmanın imzalandığını hatırlattı.
"İran, Türkiye ve Brezilya arasındaki uranyum takası anlaşması b ölgemiz ve dünyamız için çok çok büyük öneme haiz bir adımdı" diyen Erdoğan, imzalanan ortak deklarasyon için Türkiye, Brezilya ve İran'ın dışişleri bakanlarının kesintisiz 18 saat bir odada çalıştıklarını ve sonunda üzerinde anlaşılabilen bir metnin ortaya çıktığını söyledi.
İmzalanan anlaşmaya göre, İran'ın Tahran araştırma reaktörüne tıbbi mülahazalarla nükleer yakıt sağlanması karşılığında stoklarından bin 200 kiloluk düşük zenginlikli uranyumu 1 ay içerisinde Türkiye'ye teslim etmeyi kabul ettiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Tabi Türkiye'nin burada bir yediemin olarak kabul edilmiş olması, Türkiye'ye duyulan güven sebebiyle ben de İran yönetimine teşekkür ediyorum. Tabi bunun hayata geçirilmesi için Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, BM beş daimi üyesi ve Almanya arasındaki düzenlemeyle İran'a bunun karşılığında ihtiyacı olan 120 kiloluk yakıt telim edilmesi gerekiyor, 1 yıl içerisinde. Burada 120 kiloluk bu yakıtın belli taksitler halinde de gönderilmesi mümkün, ama bu 1 yıl içerisinde olmaz gibi bir yaklaşım bir defa dürüstçe bir yaklaşım değildir. Çünkü daha önce bize bu konuda söylenen hep şu olmuştur, '10 ayda en geç bu verilebilir, bunun teknolojik olarak da en geç 6 ayda verilmesi mümkündür' bu da bizim yapmış olduğumuz çalışmalar, araştırmalar sonucudur.
Bin 200 kilo bizde emanette kalacaktır, ama 120 kilo teslim edilip, İran'a biz onu teslim ettikten sonra da biz bin 200 kiloyu Uluslararası Atom Enerji Kurumu'na teslim edeceğiz."
Başbakan Erdoğan, Türkiye, Brezilya ve İran dışişleri bakanlarının imzaladığı, İran'ın uranyum takasının T ürkiye'de yapılmasını öngören anlaşmaya ilişkin açıklamalarda bulundu.
Uluslararası toplumun bazı konuları özellikle anlamasını istediklerini ifade eden Erdoğan, "Bu anlaşma sorunun diplomasi ve müzakere yoluyla çözümü açısından aslında hayati önem taşımaktadır. Bunu bu yönden ele almakta çok çok faydalar var" dedi.
Türkiye'nin neredeyse bir yıldır diplomasi yoluyla sorunun çözümün ü savunan girişimler sürdürdüğüne işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İran'la bu çerçevede çok yoğun görüşmeler yaptık. Yine başta Amerika, Rusya ve Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere dostlarımızla bu temaslarımızı değerlendirdik. Son dönemde Sayın Lula'nın da bu sürece katılmasıyla birlikte bu çalışmayı noktaladık ve böylece imzalanan bu deklarasyona inanıyorum ki tüm uluslararası camia da destek vermek suretiyle dünya barışına katkıda bulunurlar.
Aslında bu bir yol haritasıdır ve sorumlu diplomasi müzakereler yoluyla çözmeyi amaçlayan bir yol haritasıdır. Bunun önemli durakları güzergahları olacaktır. Bu yolu takip edersek sorunu, yaptırım ve daha üzücü durumlara getirmeden çözebileceğime inanıyorum."
Başbakan Erdoğan, dünden beri başta Amerika, Rusya, Çin olmak üzere bir çok ülkeden açıklamalar aldıklarını dile getirerek, "Bu açıklamaları ihtiyatlı dinledim, ihtiyatlı gördüm, temkinli gördüm, temkinli olduğunu dinledim izledim ama umutlu açıklamalar olarak gördüm. Bundan dolayı mutlu olduğumuzu da ifade edebilirim" diye konuştu.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben sorunun tamamiyle bittiği iddiasında değilim. Ama sorunun çözülebileceğini şu anda ortaya koymanın da ayrıca mutluluğu içerisindeyiz, diplomasiyle bir çok şeylerin halledilebileceğini göstermesi bakımından bunu özellikle ifade ediyorum.
İran'la masaya oturup diplomasinin kuralları çerçevesinde konuşulunca nelerin olabileceğini göstermesi bakımından bu sürecin önemli olduğunu ifade ediyorum ve yol alınabileceğini göstermesi bakımından bunu önemsiyorum. Nitekim dün sabah Tahran'da yine değerli dostum Lula ile birlikte bunu gördük ve diplomasi bize göre hala en sihirli değnektir. Bunu ifade etmek istiyorum. Konuşunca anlaşabiliriz, anlaşınca sorunları halledebiliriz"
Başbakan Erdoğan, dünden beri yapılan bazı açıklamalarda da bu anlaşmaya güvenmeyen hala yaptırımlardan bahseden bazı ülkeleri gördüğünü de ifade ederek, şöyle konuştu:
"Onlar bu ülkede veya bu bölgede yaşamıyorlar ama biz bu bölgede yaşıyoruz ve bu bölgede biz bomba seslerini duyduk, izledik. Her gün yine yüzlerce binlerce insanların ölümüne bu bölgede biz şahit olduk, biz şahit oluyoruz. Dolayısıyla insanlığı tehdit eden böyle bir nükleer silahın bölgemizde değil, dünyanın hiç bir yerinde olmasını istemiyoruz ve bu sürece girerken Türkiye olarak hep biz bunu istedik, hep biz bunu anlattık ama şu anda bu süreçte bu ifadeleri kullananların da ne yazık ki kendilerinde nükleer silahın olduğunu hep biliyoruz. Nükleer silah onlarda, ama konuşan yine onlar.
Burada bir şeyi özellikle belirlememiz lazım. Biz üstünlerin hukukunu mu savunacağız? Yoksa hukukun üstünlüğünü mü savunacağız? Eğer hukukun üstünlüğünü savunacaksak ki biz Türkiye olarak buna inanıyoruz. O zaman adil çözüm yollarını bulacağız ve insanlığın barışı için üzücü kararlar almaya böyle yaptırımlardan vesaire bahsetmeye hiç gerek yok. Çünkü bugüne kadar yaptırımlardan ne tür neticeler alındığı ortadadır. Bir yaptırım uygulanmıştır, bunu ilk delen bu yaptırım kararını alanlar olmuştur. İkinci yaptırım uygulanmıştır, bunu ilk delen bu kararı alanlar olmuştur ve onların orada yatırımları vardır, orada yaptı kları ç ok ciddi ihracatları vardır ama gel görelim ki hala yaptırımdan bahsetmeye devam etmektedirler."
İran'ın nükleer çalışmalarına değinen Başbakan Erdo ğan, gerçeklerin konuşulması gerektiğini belirterek, "Yaptırımın bir anlam ve gücü kalmadı artık. Burada diplomasiyle sorunun çözümü için bir pencere aralandı. Türkiye, bölgede barış için en çok çabayı harcayan ülkedir. Tüm nükleer silahlara kar ışıdır. Orta Doğu'nun ve dünyanın nükleer silahlardan arınmasını savunmaktadır" diye konuştu.
Sivil amaçlarla nükleer enerjiye sahip olunmasının uluslararası hukukun gereği olduğunu, buna hiç kimsenin söyleyecek bir şeyi olmadığını ifade eden Başbakan Erdoğan, Türkiye'de nükleer enerji santrali kurulması için kısa süre önce Rusya ile anlaşma imzalandığını hatırlattı.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Herkesin uluslararası hukuka tabi olması ve riayet etmesi gerekir. Biz de bu kurallar içerisinde bu adımı attık ve biz Brezilya ile yaptığımız girişimin iyi değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Sertlik yanlılarını ikna etmemiz belki m ümkün olacaktır diye düşünüyoruz ve bu konuda sertlik yanlılarını ikna etmekte zorlanabiliriz de, onu da ayrıca ifade edeyim. Ancak orta yol, diplomasinin gücünü savunanlar için hayati bir kapının açıldığını göstermesi bakımından önemlidir."
Açıklamalarının ardından basın mensuplarının soruların ı da yanıtlayan Başbakan Erdoğan, İran ile ilgili görüşmede BM Güvenlik Konseyi'nin beklentilerini müzakere ettiklerini aktararak, şöyle devam etti:
"Beklenti 1200 kilo az zenginleştirilmiş uranyumun İran'dan Türkiye'ye verilmesi ve bunun karşılığında da Uluslararası Atom Enerjisi kanalıyla 120 kilo yakıtın İran'a verilmesiydi. Buna süre olarak da 10 ay gibi, '10 ayda ancak verebiliriz' diyorlardı. Bunu ilk seslendiren de ABD olmuştu. Biz bunu daha da sağlama alalım diye bir yıl yaptık. Bir yılda yakıtın verilmesi ama bir ay içerisinde de 1200 kilo az zenginleştirilmiş uranyumun İstanbul'a, Türkiye'ye teslimi ve bu tezi orada biz savunduk. Bu tez orada, protokolde yerini aldı."
Başbakan Erdoğan, nükleer silahlar ve İsrail'in bölgedeki konumuyla ilgili konuların tartışılıp tartışılmadığının sorulması üzerine de şunları söyledi:
"Oradaki gündemimiz İran. İsrail değildi. İran ile sorun bu şekilde bize göre büyük ölçüde çözüldüğüne göre, şimdi uluslararası camianın İsrail'deki sorunu çözmesi gerekir.
Çünkü İran'da şu anda zaten nükleer silah yok ama İsrail'de nükleer silah var. O da bizim bölgemizde. Hele hele Türkiye olarak biz hepsine aynı mesafedeyiz. İsrail'e karşı dünyanın bakışı ne? Kuzey Kore ile ilgili dünya zaman zaman bazı şeyleri söylüyor, uluslararası camia söylüyor. Peki İsrail'e karşı şu ana kadar ne söylediler? Onun için söylüyorum; üst ünlerin hukuku mu yoksa hukukun üstünlüğü mü? Burada artık insanlık tercihini yapacaktır, uluslararası camia tercihini yapacaktır. Adaleti o zaman göreceğiz."
Erdoğan, "Dün yapılan açıklamalar neticesinde, Fransa ve Almanya gibi ülkelerin olumsuz cevabının, İran'ın halı hazırda ülke içerisinde uranyum zenginleştirmeye devam edeceğine yönelik bir talebi olduğunu ifade etmesinden kaynaklandığının" hatırlatılması ve bu konudaki düşüncesinin sorulması üzerine, "Uluslararası anlaşmalara göre, uluslararası hukuka göre insani amaçlı olarak uranyum zenginleştirmeye zaten kimsenin de bir şey söylemeye hakkı yok. Yeter ki nükleer silahta kullanılmasın. O bakımdan bu hepsi için bir haktır" yanıtı nı verdi.
Erdoğan, bunun da yine sözleşmede teyit altına alındığını vurgulayarak, NBC denilen olayın da bir yönünün bu olduğunu ve ayrıca orada bir madde olarak yerini aldığını ifade etti. Erdoğan, "İnsani olarak uranyum zenginleştirmesini her ülke yapabilir" dedi.
Bir gazetecenin, "Anlaşmanın İran'a 120 kiloluk yakıt kısmı ile ilgili endişeleriniz mi var?" ve "Sertlik yanlısı ülkeler yaptırımlarda ısrar ederse, Türkiye'nin tutumu ne olacak?" soruları üzerine, Erdoğan şunları kaydetti:
"Biz, tabii herhangi bir endişeyi taşımak istemiyoruz. Bunu düşünmek de istemiyoruz. Eğer İran bir ay içerisinde bu bin 200 kiloyu gelir bize teslim ederse, bundan sonra 120 kiloyu teslim etmesi gerekenlerdedir sorumluluk. Bunu da Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu vasıtasıyla yapacaklar.
Bunlar da bize teslim edip, biz de bunu İran'a teslim edeceğiz. Ama bir ay içerisinde İran kendi görevini yerine getirmiyorsa, o zaman tabii ki İran yalnız kalacaktır. Çünkü biz, bunu kendileriyle özellikle görüştük. Şimdi bu attığımız adımı n taraflarca aynen desteklenmesi lazım.
Ben inanıyorum ki İran şu ana kadar attığı bu olumlu adımla bence bir adı m öne geçmiştir. Şimdi bundan sonrası uygulamadır. Uygulamayı da yerine getirirse, bu adımını güçlendirmiş olacak. Tabii yakıt noktasında da 'biz yak ıtı veririz' diyen ülkeler de bunun karşılığında bir yıl içerisinde bu 120 kiloyu vermeye başlayacaklardır. Bunun, 120 kilonun tamamını birden vermeleri şart değil. Bunu taksit taksit vermeleri de mümkün."
Başbakan Erdoğan, "Önümüzdeki bir ay içerisinde bu sürecin tamamıyla vaktinde işleyeceğine ilişkin ne tür garantileriniz var ve bundan sonraki adımlar ne olacak? "şeklindeki soru üzerine de "Bunun en büyük garantisi yapılan sözleşmedir ve bu sözleşme Brezilya ve Türkiye ile birlikte yapılmıştır. Bu sözleşmeye uyulmaması halinde o zaman İran, bundan sonraki süreci kendi başına idare edecektir. Brezilya gibi, Türkiye gibi, bu noktada kendisini yalnız bırakmayan ve bu sürece olumlu yaklaşan, özellikle dünya barışı için olumlu yaklaşan iki ülke bir defa artık geri çekilecektir" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, ABD Başkanı Barack Obama'ya bu konuya ilişkin mektup yazacağının ifade edildiğini belirtmesi üzerine, "Mektup değil, kendisiyle bizzat görüşeceğim. Şu anda arkadaşlar kendisini arıyorlar, görüşeceğiz" dedi.