Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Sıra sentetik hücrede mi?

Pasif bir su, sadece manyetik güçle veya ses ile aktif hale getirerek içinde bir DNA oluşturulan suya dönüşebilir mi? Yani yapay hücre oluşturulabilir mi?

İş gelip “ruh” ve “can”a dayanacak. Hayvanlar ruhsuz canlılar. İnsanları hayvanlaştırırsanız, onlar da ruhundan soyutlanabilirler. Bazı insanların geçmişte ceza ile maymun ve domuzlara dönüştürüldüklerini biliyoruz. Zaten nesneler arası iletişimle, Chip ve Neuralink üzerinden insan, hayvan, makine eşitlenecek. Global Reset’e giden yolda, yeni normal dönemde yeni insan bugünkü biyolojik insan olmayacak bu şeytani projeye göre. Trans Humanizm döneminde her şey sil baştan ele alınacak.

Prof. Jacques Benveniste (1-2) 1988 yılında, suyun hafızasını konu alan bilimsel çalışması (3) ile konu gündeme oturdu.. Fakat suyun yapısının sadece frekanslarla değiştirilebildiğini beyan ettiğinde bilim dünyası, bunu reddetmişti.. Bu buluş, bilim dünyasındaki temel kabullerle çelişiyordu. Özelikle ilaç sanayii buna şiddetle karşı çıktı. Çünkü suya yüklenen elektromanyetik dalgalarla hasta tedavisi mümkün olabilecekti. Bu da ilaç sektörü için can sıkıcı bir durumdu. Benveniste, kendi imkânları ile çalışmalarını sürdürse de, ömrü vefa etmedi ve 2004’de vefat etti. Diğer bir taraftan; Japon bilim adamı Prof. Masaru Emoto, (4) 1999’da donmuş su kristallerinin dış etkilere nasıl tepki verdiği konusunda çalışmalar yaptı. Su, ses, elektromanyetik dalgalar ve zihin gücü ile strüktürünü değiştirme kapasitesi üzerine yaptığı çalışmalar başka çalışmalara ilham kaynağı oldu. AIDS konusunda çalışmaları ile tanınan ve birçok dalda Nobel almış olan bir bilim adamı olan Prof. Luc Montagnier (5) aynı zamanda viroloji ve immünoloji uzmanı. Aynı kişi; 2000 yılların başında bu kişi “DNA teleportation” (6) yani DNA’yi elektronik olarak taşıma teorisi üzerine çalışıyor.. Eş zamanlı olarak İtalyan Benevento Sannio Üniversitesi de bu çalışmalara destek veriyor ve dünyaca tanınan Moleküler Tıp Bölüm Başkanı Prof. Vittotio COLANTUONI (7), akademik çalışmaları sonucu birçok akademik makale yayınlanıyor. Prof. Jamal Aïssa da (8) bu çalışmalara katılan bir başka isim. Bu kişi daha önce de Prof. Beveniste ile beraber çalışmalar yapmış, bugün Prof. Montagnier ekibine dahil olmuş. Bu ekibin çalışmaları sonucu Prof. Masaru Emoto’nun dediği gibi “suyun yapısının değiştirilebileceği” ispat edilmiştir.

Şimdi sıkı durun: Prof. Montagnier ekibi PCR kullanılan Polimerazın DNA yapma özelliğini kullanmışlardır. Bir nötr suyun içerisine DNA inaktif özü olan Nükleotitleri koyarak, polimeraz vasıtasıyla tam bir DNA yapma tekniğini kullanmışlardır. (PCR: Prof. Kary Mullis tarafından keşif edilmiştir). Normal durumda bu özün var olan bir DNA parçasında olması gerekir, fakat burada suda hiçbir DNA yok. Suya kayıt edilmiş bir elektromanyetik frekans veya ses dalgaları göndererek suyun içeresinde DNA oluştuğunu fark etmişlerdir. Deneyle, bir hastalığı veya bir ilacın frekansını kayıt ederek 2000 km uzaklıkta olan bir üniversitede aynı ilacı veya hastalığın bir suda oluşmasını sağlıyorlar. 

Bu CoVID, mRNA, EE-Water, ya da bir hastalığın, ilacın radyo dalgaları ile başka adreslere gönderilebileceğini gösteriyor. Global Reset ve Trans Humanizmi, Chip ve Neuralink’li, 5G ve Starlink’i şimdi bir de bu gözde değerlendirmek gerek.

Bu olağanüstü buluş, birçok profesör ve akademisyen tarafından kabul edilmiştir. Aralarında Capolupo, A.; Craddock, T.J.A.; Kurian, P.; Lavallee, C.; Polcari, A.; Romano, P.; TedeschiA.; Vitiello gibi profesörlerin akademik makaleleri PubMed gibi veri tabanlarında açık kaynak olarak ulaşılabilir. Fakat Bill’in adamları bunları görmek istemeyeceklerdir. 

Ne yazık ki, dış dünyada da ilaç sektörü bu işte kâr elde edemeyeceği için bu kişilere karşı karalama kampanyası başlatmıştır.. Maalesef yapılan araştırmalar, bilim dünyasına ezber bozucu olduğu için, bugün DSÖ ve FDA ile zihinleri formatlanmış akademisyenler tarafından anlaşılması zordur. Çünkü burada tedavide çok basit ve ucuz yöntemler kullanılarak, hiçbir kimyasal kullanmaksızın sorunları çözmek mümkün olabilecektir. 

Bu konuda Rus bilim adamları 1980’den beri çalışmalar yapmaktadırlar ve bu konuda birçok uygulamaları kendi ülkelerinde uygulamaktadırlar. Rusların uyguladığı teknikle tedaviler konusunda Dr. Guy Londechamp tanınan bir isimdir. Elon Musk TESLA ARGE merkezinde E-Water üzerinden sağlık projesini birkaç yıldır insanlar üzerinde denemektedir. Bizde Ab-ı Hayat geleneksel olarak bilinen bir şifalı suyu ifade eder. Hz. Eyyüb’e, bulunduğu yerden çıkan suyu içmesi ve onunla yıkanması öğütlenir, o suyun şifa kaynağı olduğu haber verilir.

Tabi ki bu su kötü bir kullanımla biyolojik bir silah olarak kullanılabilir. Mesela bu teoriye göre, insan bedenine PCR solüsyonu inaktif olarak zerkedilir ve bir elektromanyetik dalga ile (WIFI veya 5G, ses dalgası müzik veya duyulmayan bir frekans yoluyla) vücutta birden yeni bir DNA oluşmasına yol açılabilir. Bu da 5G - CoVID etkileşimi için ayrı bir kanıt olarak görülebilir.

Yukarıda adı geçen bilim adamları, Fransa’da bir laboratuvarda, bir DNA’nın elektromanyetik yapısını kaydederek, bunu bir ses programına dönüştürüp internet üzerimde e-posta şeklinde 2000 km uzakta İtalya’da bir laboratuvara gönderiyorlar. Bu mail açılıyor ve DNA’nın elektromanyetik alanının kopyalandığı türdeş bir canlı organizmadan bir DNA parçacığı saf suya bırakılıp, ses dosyası elektromanyetik dalgaya dönüştürülüp duya yüklendiğinde, tıpkısının aynısı canlı bir DNA hücresi elde ettiklerini görüyorlar.

Burada can taşıyan bir parçacık yeterli oluyor, onun etrafında sentetik bir hücre oluşturulabiliyor. Klonoid ve Kimerik canlılar üretmek için bir adım daha atılmış oluyor.

Bilmem derdimi anlatabildim mi? 1,5 yıl oldu, ne CoVID’i, ne PCR’yi, ne maskeyi anlatabildim! Ne yapabilirim. “Dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım!” Selam ve dua ile.

Bu yazı toplam 680 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar