Sivas Mazlumları Adalet Bekliyor! Zindanda 61. Bayram
Ateist-sol kesimlerin tahrikleriyle başlayıp, 37 kişinin ölümü ile sonuçlanan Madımak Otelindeki yangının üzerinden koskoca 30 yıl geçerken, uydurma deliller ile suçlu gösterilen mazlumların ve ailelerinin yaşadığı zulüm hâlâ sürüyor.
Ateist-sol kesimlerin tahrikleriyle başlayıp, 37 kişinin ölümü ile sonuçlanan Madımak Otelindeki yangının üzerinden koskoca 30 yıl geçerken, uydurma deliller, asılsız fişlemeler ve bürokrasi-yargı oyunları ile suçlu gösterilen mazlumların ve ailelerinin yaşadığı zulüm hâlâ sürüyor. Aziz Nesin’in fitilini ateşlediği Sivas olaylarının failleri hâlâ bulunmazken, sadece slogan attığı gerekçesiyle müebbette mahkûm edilen mazlumların mağduriyeti ise ne yazık ki devam ediyor. Darbeciliği tescillenmiş cuntacı paşalar, kendisini imtiyazlı sınıf olarak gören laikçi cenahın ve fonlu medyanın baskısı sonucu tutuldukları cezaevlerinden bir bir salıverilirken, 28 Şubatçı yargının taraflı kararlarıyla zindana atılan Müslüman tutsaklar ve gözü yaşlı aileleri bir bayramı daha buruk geçiriyor. Kimisi eşinden, kimisi evladından, kimi de kardeşinden ayrı 61 bayram geçiren mağdur aileler hasretle çilelerinin biteceği günü bekliyor. Gazetemize konuşan Sivas mazlumu Bülent Düvenci’nin eşi Buket Düvenci, yarım asra yaklaşan esaretin bir an önce bitmesi gerektiğini, artık birlikte bayram yaşamak istediklerini ifade etti.
30 yıldır bayram yapmadık
Ömür boyu hapse mahkûm edilen mazlum Düvenci’nin eşi Buket Düvenci, şunları dile getirdi: “Bizim bayramımız hiç olmadı. Her bayramımız zor geçiyor. Bir yanımız hep eksik kalıyor. Ortanca oğlumun bayramın ilk günü gözleri doldu. Abisi sordu; ‘Hayırdır Hüseyin gözlerin neden doldu?’ dedi. Hüseyin de ‘babamsız bir bayram daha yaşıyoruz’ deyince hepimiz çok kötü olduk. O yüzden bizim için bayramlar hep soğuk ve hüzünlü geçti. 61 bayram olmuş. Ben mesela pazartesi günü eşimin bayram görüşüne gideceğim. Bayram cumartesi günü bitiyor. Bizse ancak pazartesi görüşebiliyoruz. İnanın o bir saatlik görüşme bile bizim için çok büyük sevinç oluyor. Onu da bazı bayramlar izin vermiyorlar görüşmemize. Bizlerin yani Müslüman mahkûm ailelerinin böyle unutulmaları bile bir vebaldir. Çünkü bu insanların bir kurban olduklarını, suçsuz olduklarını devlet de cezayı verenler de Müslümanlar da otelde hayatını kaybedenlerin yakınları da biliyor. Artık yeter, dosyalar açılsın, mazlumlar yeniden yargılansın.”
Biz de gülmek istiyoruz
28 Şubat mazlumlarından İsmail Şahbalta’nın kardeşi Serpil Pala da, şunları söyledi: “Ağabeyim tam 21 yıldır zindanda. Biz ailecek, çeyrek asırdır ağabeyimden ayrıyız ve döneceği günü bekliyoruz. Babam 87 yaşında. Ağır hastalıklarla mücadele ediyor. Yaşadığı acılara aldırmadan sabırla oğluna sarılacağı anın hayalini kuruyor. Abim de cezaevinde çok sayıda rahatsızlıkla boğuşuyor. Glokomi var, karaciğer, şeker, tansiyon hastalığı var. 28 Şubat cuntacılarına verilen hakların aynısı, mazlum mahkumlar için de istiyoruz Bizim hiçbir zaman bayramımız olmadı. Biz ne zaman bayram yüzü göreceğiz. Mağdur aileler olarak her birimiz perişanız. Artık bu mağduriyetin bitmesini istiyoruz. Zindanlardaki masum yakınlarımızın serbest bırakılmasını bekliyoruz. Öncelikle Sayın Cumhurbaşkanımızdan ve Adalet Bakanımızdan bir an önce adım atmalarını bekliyoruz. Lütfen artık sesimizi duysunlar. Bu sorunumuzu çözsünler. Çok büyük bir adaletsizlikle karşı karşıyayız. Artık çığlımızı duyunuz. Biz de artık bayramı bayram gibi kutlamak istiyoruz.”
Geride dağılan hayatlar kaldı
Darbeciliği tescillenmiş cuntacı paşalar, laikçi azınlığın ve fondaş medyanın baskısı sonucu “hastalık” ve “yaşlılık” gibi gerekçelerle tutuldukları cezaevlerinden bir bir salıverilirken, iftiralarla ve düzmece belgelerle zindanlara atılan alnı secdeli mazlumlar ise soğuk duvarlar arasında can veriyor. Masumların kimi zindanda ağır hastalıklara yakalandı, kimi anne-babasını kaybetti. Çeyrek asrı aşan sürede zindanda zulmün her türlüsünü yaşayan mazlumlardan Faruk Belkavli’nin annesi Nuriye Belkavli, babası Cemil Belkavli evlat hasretiyle son nefesini verdi. 2005’te annesi Fatma Erbaş’ın acısını yaşayan Sivas mazlumu Muhsin Erbaş, 2021’de ise babası Ahmet Erbaş’ın vefat haberiyle çöktü.
ÖNE ÇIKAN VİDEO
Play Video
Zafer Yelok’un annesi Mevlüde Yelok 78’inde, babası Hacı Mehmet Yelok 71’inde Hakk’a yürüdü. Erkan Çetintaş’ın önce annesi Yurdagül Çetintaş sonra babası Nuri Çetintaş ebedi aleme göç etti. Harun Gülbaş’ın annesi Adile Gülbaş da 17 sene önce rahmetli oldu. Gülbaş daha sonra da ağabeyi Metin Gülbaş’ın acı haberini aldı. Suçsuz günahsız masumlardan Bülent Düğenci’nin babası Hikmet Düğenci artık aramızda değil. Sivas Davası sanıklarından Alim Özhan’ın eşi Solmaz Özhan 49 yaşında kansere yenik düştü. Cafer Tayyar Soykök’ün gözü gibi sevdiği kız kardeşi Lalezar Sorucu 46 yaşında hayatını kaybetti. Mazlumlardan Faruk Ceylan’ın kız kardeşi Perihan Ceylan ise henüz 22 yaşındayken trafik kazasında vefat ederek ağabeyine tarifsiz acılar yaşattı.
Darbeciye tahliye mazluma ölüm
Ahmet Turan Kılıç cezaevindeyken eşi hayatını kaybetmiş, ağır hastalıklar sebebiyle 86 yaşında Cumhurbaşkanlığı affıyla zindandan çıktıktan 1 yıl sonra da kendisi Hakk’a yürümüştü. Sanıklardan Cafer Erçakmak ise 2011 senesinde vefat etmesine rağmen kimlik tespiti için mezarı açılmış ve kan, kıl gibi örnekler alınarak öldükten sonra bile zulme maruz kalmıştı. Son olarak 28 Şubat’ın brifingli yargısınca mahkûm edilen ve İslami davadan dolayı tutuklu bulunan Sıddık Durğun, geçtiğimiz mart ayında tek başına kaldığı Elazığ R Tipi Cezaevinde ruhunu Rahman’a teslim etti. Hastalık gerekçesiyle tahliye edilen darbeci paşalardan Çevik Bir gibi ‘demans’ teşhisi konulan 72 yaşındaki Sıddık Durğun ise, uzun zamandır Adli Tıp Kurumu’ndan “cezaevinde kalamaz” raporu almayı bekliyordu.
Kaynak: Yeni Akit