Sivil Toplum Örgütlerinden Mursi Çağrısı
New York'ta bir grup STK, Mısır'da darbeyle görevinden uzaklaştırılan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin, ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmemesini kınayarak uluslararası toplumu göreve çağırdı.
ABD'nin New York kentinde bir grup sivil toplum kuruluşu (STK), Mısır'da darbeyle görevinden uzaklaştırılan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin, ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmemesini kınayarak uluslararası toplumu göreve çağırdı.
Uluslararası Eylem Merkezi'nde (International Action Center), "Mursi'nin konuşmasına izin verin" başlıklı panelde yayımlanan bildiride, Mısır tarihinde demokratik olarak seçilen ilk cumhurbaşkanı olan Mursi'nin konuşma ya da açıklama yapmasına izin verilmemesi kınandı.
Mursi'nin, ailesi ve avukatları ile görüşmesine ya da sağlık durumu ve kendisine uygulanan muameleye ilişkin açıklama yapmasına izin verilmediği vurgulanan bildiride, "Başta BM olmak üzere uluslararası toplumun Mısır rejimine baskı yapmasını istiyoruz. Sağlık durumundan endişe ettiğimiz Cumhurbaşkanı Mursi'nin bir heyet tarafından sağlık kontrolünden geçirilmesini ve sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılmasını talep ediyoruz." ifadelerine yer verildi.
Ayrıca bildiride, uluslararası toplumdan, uluslararası hukuk, Mısır yasaları ve insan hakları prensiplerine riayet etmeleri konusunda Mısır rejimine baskı yapmaları istendi.
Bildiriyi International Action Center, Global Center for Peace, BE Magazine, Code Pink ve Türk-Amerikan Medya ve Gazeteciler Derneğinin (TAMJA) desteklediği belirtildi.
"Kötü giden her şey için Müslüman Kardeşleri suçluyorlar"
Panelde konuşan İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Ortadoğu ve Kuzey Afrika İcra Direktörü Sarah Leah Whitson, Mısır'da yaşanan insan hakları ihlallerine uluslararası toplumun sessiz kalmasını eleştirdi.
Ülkede yaşanan ihlalleri belgelediklerini hatırlatan Whitson, "10 yıl önce Mısır'ın bu hale geleceğini söyleseler kesinlikle inanmazdım." dedi.
İnsanların kaçırıldığını, infaz edildiğini, binlerce kişinin hapsedildiğini, cezaevlerinde yaygın ve sistematik işkence uygulandığını anlatan Whitson, savcıların işkence iddialarını ciddiye almadığını söyledi.
Hükümetin tüm muhalefeti terör bahanesiyle susturduğunu, gösterilere katılan gençlerin evlerinden ve okullarından gözaltına alındığını kaydeden Whitson, "Mısır'da hükümet ülkede kötü giden her şey için Müslüman Kardeşleri suçluyor." diye konuştu.
"Mursi döneminde Gazze nefes alabiliyordu"
Siyaset Bilimci ve Aktivist Norman G. Finkelstein ise Mısır'da Cumhurbaşkanı Mursi'nin darbeyle görevden alınmasının Gazze halkına olan etkileriyle ilgili değerlendirme yaptı.
"Mursi döneminde Gazze halkı nefes alabiliyordu." diyen Finkelstein, Refah Sınır Kapısı ile Sina Yarımadası'na çıkan tünellerin İsrail blokajı altında yaşayan Gazze halkının bir nebze olsun ihtiyaçlarını gidermelerine imkan sağladığını bildirdi.
İsrail'in, Hüsnü Mübarek ve Abdülfettah es-Sisi dönemlerinde yaptığı iki Gazze saldırısında binlerce kişinin öldüğünü anımsatan Finkelstein, Mursi döneminde Mısır'ın uyguladığı politikalar sayesinde İsrail'in Gazze'ye sınırlı bir baskın yapabildiğini ve görece az can kaybı yaşandığını söyledi.
Finkelstein, Mısır'daki darbeye uluslararası toplumun tepki vermemesine anlam veremediğini ifade ederek, "Kayıtlara göre en az 800 kişi öldürüldü ancak Batı dünyası hiçbir şey olmamış gibi davrandı." değerlendirmesinde bulundu.