Abdurrahman Dilipak
Siyaset ve Mantık!
Derin Gerçekler
Bir ülkede ne kadar çok parti varsa, orada işler o kadar iyi ve yolunda demek değildir. Belki de tam tersidir. Biz de tam 119 tane parti var. Meclis'te grubu bulunan sadece AK Parti, CHP, HDP, MHP, İYİ Parti. Yani sadece 5 Parti var grubu olan. Hazine yardımı 2023’de, 22’ye göre 7 kat artarak 4.5 milyar liraya ulaşacak. 15 milyon partili var. Düşünsenize, yaklaşık parti üyesi kadar kişi sandığa gitmiyor. Bir o kadarı ise parti üyesi. 15 Milyon parti üyesinin, üçte ikisi, 11 milyon 241’i AK parti üyesi. Partilerin kimi aylık 1 lira, kimi 20 lira aylık ücret alıyor. Yani partilerin bu hesaba göre aylık en az 15 milyon lira da aidat geliri var. Ben bu paranın da herkesten toplandığından emin değilim.
AK Parti bir yanı ile üye kaydında en başarılı parti. Bu iktidar partisi olmakla da ilgili bir konu. Ama öte yandan bu başarı üye sayısı itibarı ile obez bir parti görüntüsüde veriyor olabilir. Aldığı oy, üye sayısının iki katı bile değil. Herhalde her evden, anne-baba, genç, herkesi üye kaydetmediler. Ya da bu üyeler çalışmıyor. Toplam üyelerin %70 yakını sizin partinizden olacak ama %42 oy alacaksınız.
AK Parti son zamanlarda Kemiyete, yani ölçülebilen, azalıp çoğalabilen büyüklüklere önem veriyor, Keyfiyet (nesnenin yapısını, nasıl olduğunu belirleyen özellik, nitelik) biraz ıskalanıyor gibi geliyor bana. Bunlar kim? Öğrenim, meslek, yaş, gelir durumu ne bunların? Pazar yerinde üye kaydı, siyaset üzerinden demokrasi dedikleri şeyi pazar metaına dönüştürmez mi?
En az üyeyle en çok oy alan parti HDP. HDP’lilerin özgül ağırlığı yüksek. Suikast olayından sonra MHP de hızlı bir oy kaybı var. Bu durum üye istifalarına da yansımış durumda. Bu durum sadece MHP’nin baraja takılması değil, Cumhur İttifakı açısından da ciddi bir sorun oluşturuyor. Sağcılar, solcular, liberaller, İslamcılar, Milliyetçiler, her kesimden birilerinin birkaç partisi var. Kurtarıcısı bu kadar bol olan bir memleketin kurtulması zor. Önce bu kurtarıcılardan, kurtarıcı ideolojik ve liderlerden, kadrolardan kurtulmaları gerek.
YSK’nın seçimlere katılma hakkına sahip olduğunu açıkladığı partilerin sayısı 28!
Seçime girecek partilerin listesi şöyle; Adalet Partisi, AK Parti, ANAP, BTP, BBP, CHP, Demokrasi ve Atılım Partisi, DSP, DP, Emek Partisi, Gelecek Partisi, Genç Parti, HDP, HÜDAPAR, İYİ Parti, Memleket Partisi, Millet Partisi, MHP, Muhafazakar Yükseliş Partisi, Saadet Partisi, Sol Parti, Türkiye Değişim Partisi, İP, Türkiye Komünist Hareketi, TKP, Vatan Partisi ve Yeniden Refah Partisi. Anadolu Birliği Partisi
Seçim tarihine kadar bu sayı değişebilir. Ama bugün durum bu.
Şimdilik iki ittifak gözüküyor ama seçim takvimi açıklanınca bu ittifakların sayısı 3,4,5’e çıkabilir.
Bugün Parlamento aritmetiği şöyle:
AK Parti, 286, CHP 134, HDP 56, MHP 48, İYİ Parti 37, TİP 4, DP 2, Memleket Partisi 2, BBP 1, Demokrasi ve Atılım Partisi 1, Demokratik Bölgeler Partisi 1, SP 1, Yenilik Partisi 1, Zafer Partisi 1, Bağımsız 4, Toplam: 579 (Eksik 21)
Seçimler yaklaşınca, bazı partilerde ciddi anlamda oy kaybı olabileceği için, yeni adaylara yer açmak sorun olacak. Herkes seçilebilecek yerden aday olmak isteyecek, birileri listelerde yer bulamayacak olunca başka listelerde yer almak isteyecek. Bana göre, seçime giderken parlamento aritmetiğinde ciddi değişiklikler olacak. Belki TBMM’de yeni bir takım grublar da oluşacak.
Kimine göre seçimler erkene alınmaya çalışılacak, kimine göre ertelenmeye çalışılacak, kimine göre baskın bir seçime gidilecek. Genel kanaat Cumhurbaşkanlığında seçim 2. tura kalacak.
Siyasetin sadece matematiği, hesabı yok, bir de mantığı, hukuku, ahlakı olmalı ama, durum ortada. Sonunda siyaseti yapan insan. İnsan bu anlamda donanımlı değilse, onun yaptığı da ona benziyor. Yasa, sorun çözmek içindir ama bizde bazen sorunun kaynağı yasanın kendisidir. Hacı demek yasak ama, devlet Hac yönetmeliği yayınlar, efendi demek yasak ama, efendiden çok ne var memlekette. Türbe yasak ama o yasağı koyanlara türbelerin en büyüğünü yapar, onu sevenler. Bir başkadır benim memleketim. Türkiye bu anlamda kalkınacak ama “mevzuat müsaid değil!”
Bu arada 2023’ün ilk haftasında 15 partiden oluşan “Türkiye İttifakı” adıyla yeni bir ittifak kuruldu.
İttifak partilerinden genel başkanları YSK Başkanı Muharrem Akkaya’yı ziyaret ettiler.. Bu partiler: Anadolu Birliği Partisi, Adalet Birlik Partisi, Büyük Türkiye Partisi, Güç Birliği Partisi, Ülkem Partisi, Osmanlı Partisi, Milli Parti, Yeni Yol Partisi, Bağımsız Cumhuriyet Partisi, Umut Partisi, Merkez Partisi, Aydınlık Geleceğin Partisi, Tek Parti.
Türkiye İttifakı'nın genel sekreteri ve ittifak sözcüsü olarak İbrahim Kıbrızlı görevlendirildi. ABP başkanı Bedri Yalçın’ın açıklamasına göre, bu listedeki ilk 4 parti son değerlendirmede seçime katılma hakkını elde etmiş bulunuyor. Bu ittifakın da sahaya inmesi ile Cumhur İttifakı'nın karşısında yeni bir grub daha çıkmış oluyor. Bu İttifakın sadece Cumhur İttifakı'ndan değil, Millet İttifakı'ndan da oy alması bekleniyor. Her bir partinin 0.5 oy almasının bile siyasi dengeleri radikal bir şekilde etkilemesi sözkonusu olabilecek.
İttifak hesapları dışında alın size nurtopu gibi yeni bir kriz: Birileri şu günlerde, TBMM’ye rağmen, Cumhurbaşkanının Meclisi feshederek seçime gidileceğini dillendiriyor. Konunun anayasadaki ilgili maddelerinde durum şöyle tanımlanıyor:
Madde 101- “Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir. Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir”.
Madde 102 – “Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi toplantı halinde değilse hemen toplantıya çağrılır.”
Madde 116- “Türkiye Büyük Millet Meclisi, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır” deniyor. Hadi çık şimdi işin içinden çıkabilirsen!
AK Parti 286+MHP 48+BBP 1=335. Halbuki, Anayasanın 116. Maddesine göre, Cumhurbaşkanını seçmek için 360 oy gerek. Bu arada Meclisi feshederseniz, Cumhurbaşkanını kim seçecek. Türkiye seçime Cumhurbaşkanı ve Meclis olmadan mı gidecek. Bu kararı kim verecek, Kim davet edecek. Zaten seçime giderken bir sürü tartışma konusu var, işin içine bir de Anayasa tartışması girerse tadından yenmez olur.
Başkanlık sistemine giderken, bundan sonra koalisyon derdi olmayacak diyorduk, İttifak adı altında bal gibi de koalisyon kuruldu.
Eskiden sadece iktidar koalisyon yapardı, şimdi muhalefet de koalisyon yapıyor.
Cepheler arası rekabet çok daha can yakıcı.
Evdeki hesap çarşıya uymadı korkarım...
Selam ve dua ile.