Siyonistlerin Türk-Kürt Entrikaları
Kürt sorunu ile PKK sorununu ayıramayan, siyonist planın öngördüğü stratejiyi çözemeyen...
Büyük planın son perdesindeki oyun: Terör/Akif Çarkçı
Fırat ve Dicle arasındaki toprakları genişleme eksenine alan Siyonizm tarihsel ve dini geleneklerden de beslenerek bugün adına PKK denen terör örgütünü ve bölgedeki Kürt nüfusu kullanarak kendisine bir nüfuz sahası açmaya çalışıyor. Irak’ı parçaladılar. Şimdi ise Türkiye’yi parçalayıp Diyarbakır’la Tel Aviv arasında bir koridor açmanın derdindeler.
Bu emperyalist plan için gözünü kırpmadan bir milyon Irak’lıyı katleden hain düşünce bugün Türkiye’nin Güneydoğusunda bir peşmerge örgütü ile amansız mücadele eden 20 yaşındaki filiz gibi delikanlıların da gözünün yaşına bakmıyor. Zira adına PKK denen örgütün içinde bu emperyalist plan için lejyoner olan başka ülkelere ait militan-askerler de var. Bir yıllık zaman dilimi içinde PKK tarafından gerçekleştirilen eylemlere bakıldığında bu eylemlerde kullanılan araç, gereç ve mühimmatın nere menşeli olduğu gün gibi ortada.
Orakoğlu’nun yaptığı açıklamalar doğruysa PKK içinde Kürt kimliği taşımayan profesyonel askerler var. Bunlar etkili ve kurnaz ama son derece hain saldırılar gerçekleştiriyorlar. Gencecik fidanlarımız orada şehit düşerken, Amerika son derece samimiyetsiz biçimde bizimle işbirliği yapın tek başınıza Kuzey Irak’a girmeyin diyerek Türkiye’nin Kuzey Irak’ta gerçekleştireceği bir operasyona sıcak bakmıyor. Ama farklı sebeplerle.
Bendeniz başından beri Türkiye’nin Kuzey Irak’a bir operasyon düzenlemesine ya da Kuzey Irak’a girmesine karşıyım. Geçen akşam bir emekli Tümgeneralin Kuzey Irak’ta Türk askerini hangi sürprizlerin beklediğine dair açıklaması bundan iki hafta önce yaptığım tespitlerle son derece uyuşuyor. Türk askeri Kuzey Irak’a girerse birincil hedefi PKK olmasına rağmen muhtemelen peşmerge kuvvetleri ve Amerikan güçleri ile de burun buruna gelecek.
Hedef PKK iken belki de Türkiye ABD-Irak Kukla Yönetimi ve Peşmerge ittifakından oluşan bir güçle mücadeleye girişmek durumunda kalacak. Türkiye böyle bir riske girmeye hazır mı değil mi? Bu sorunun cevabı büyük önem taşıyor.
Bana göre içeride amansız biçimde yürütülecek bir mücadele, Irak topraklarına girmekten daha az riskli ve daha etkili sonuçlar verecektir. Kentlerde polis güçleri, kırsalda jandarma ve piyade komandoları didik didik edecekleri coğrafi alanda etkili neticelere ulaşabilirler.
Kuzey Irak’ta terörist avına çıkarken bir yandan ülkenin kentlerinde terörün azmayacağının garantisini kim verebilir. Üstelik terör kaynaklı toplumsal öfke bu kadar birikmişken. Bu gerçeği dikkate almak zorunda olanlar bence gözlerini önce içeriye çevirmeliler. Sorunun çözümü içeridedir.
Kürt sorunu ile PKK sorununu birbirinden ayıramayan, Siyonist planın öngördüğü stratejiyi çözemeyen bir Türkiye terör belası ile uzun bir dönem mücadele etmek zorunda bırakılacaktır. Kürt kartı üzerinden Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak isteyenler bugün İmralı’nın diliyle seslenirken, ulus dışı güç odakları ile bilhassa ABD ile birlikte hareket etmek ülkeyi ateşe atmakla eş anlamlıdır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti terörle baş etmeye ve adına Kürt sorunu denen Güneydoğu meselesini çözmeye kendi içinde muktedirdir. Yeter ki büyük planın ne olduğunun gerçekten farkına varalım ve yeter ki toplumsal birliğimizi zedeleyecek provakasyonlardan uzak duralım. Zira bugün gündeme gelen en büyük tehlike ülkenin aynı zamanda bir iç savaşa sürüklenmeye çalışıldığıdır. Muhtemel bir Kürt-Türk çatışması siyonizmin hain emellerine hizmet etmekten başka bir işe yaramayacaktır.
fikri takip