Ülke olarak çok kritrik günelrden geçildiğini söyleyen CHP lideri Deniz Baykal konuşmasında şunları söyledi:

Ülke olarak çok önemli ve kritik günlerden geçiyoruz... Yaşanan olayların doğru değerlendirmesi için yanlışların ortaya çıkması için, Türkiyemizin bu durumdan oluşacak kalıcı zararlardan korunması için CHP olarak elimizden geleni yapacağız...

Geride bıraktığımız hafta Şanlıurfa'da bir tarım kurultayı topladık. Çok verimli geçti. Tarımın içinde bulunduğu sıkıntıya iktidarın dikkatini çektik. Fakat ne yazık ki bu çalışma esnasında Şanlıurfa Gençlik Kolları Genel Sekreterimizi, Sayın Ersin Çıldır'ı kaybettik. Acımızı paylaşan herkese burdan teşekkür ediyorum.

Tarım artık gözden çıkarılmış durumda... GAP'ta son dönemde hiçbir ciddi adım atılmadı... Bakın yaz mevismi, inşaat yapma dönemi. Ama hala GAP'la ilgili bir çivi çakılmış değil. Sulama projeleri gerçekleşmedi.. .Suruç'taki, Siverek'teki proje ihale edilmedi. 12 milyar dolar değil, 1 milyar dolar ayır. 3 ihale yap da sulamaya başla... CHP'nin Güneydoğu'daki girişimleri memnuniyetle karşıkanıyor.

Türkiye bir 'Kafatası Devleti Cumhuriyeti' değildir. Türkiye'de kafatasına bakarak vatandaşlık verilemz. Türkiye'de kimse kimseyi, ırkından dolayı inancından dolayı dışlayamaz.... Hiçbir ırk ve etnik köken bir başkasından farklı değildir... Bu temel anlayışımızdır... Herkesin kendi etnik kimliği onun şerefidir. Bu etnik kimlik de devletin iftiharıdır...

ANA DİLDE KİTAP VE TELEVİZYON
Anadilimizi öğreneceğiz, elbette kökenimizi ortaya koyacağız. Ana dilimizde kitap çıkaracağız, televizyon yayını yapacağız. Bunlar serbest. Ama hepimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin birer vatandaşıyız... Misak-ı Milli sınırları içinde yaşayan bütün Kürt kökenli vatandaşalarımız bu ülkenin ferdidir. Yanlış olan terördür. Terör siyaset yönetimi olarak kabul edilemez... Terörü dışlamada cesur olmalıyız... Kuzey Irak bizim içimizdekiler terörü dışlamak gerektiğini anlayacak...

Bölegenin bütün sorunlararıyla ilgileneceğiz. GAP sadece bir enerji projesi değil bir barış enerjisidir...

MAHKEMENİN TÜRBAN KARARI
Bildiğiniz gibi Anayasa Mahkemesi, türbanla ilgili önemli bir karar aldı. Karardan sorna siyasi ortamın çok sakıncalı bir şekilde gerilmeye başladı. Anayasa Mahkemesi'ne hakaretler edildi... İkitadara yakın yayın organları Anayasa Mahkemesi'ni hedef aldı... "Artık meşruiyet bitti" denildi... "Anayasa artık yürülükte olmaktan çıktı" denildi...Bu tepki çok aydınlatıcı. Niçin bir anayasa mahkemesi kararı bir takım çevreleri bu kadar ağır ithamlar yapma konusunda tahrik etmiştir. Diyorlar ki; "Yetki aşımı yaptı. Parlamentoyu etkisiz kılmıştır. Kuvvetler ayrımı zaafa uğramıştır. Bundan dolayı tepki gösteriyoruz" diyorlar. Mahkeme kararı neden bir takım çevreleri bu kadar tahrik etti. Bu konu Anayasa Mahkemesi'nin yetki sorunlarından ibaret değil. Bir anayasa tartışamsı mı yapıyoruz? AK Parti Anayasa Mahkemesi ile Meclis arasında kavga etmesini istiyor...

SORUN TÜRBAN DEĞİL, LAİKLİK
Sorun türbandan kaynaklanmıyor. Türban tartışma konusu değil. AKP koca bir beşyıl türbanı hiç gündem getirmedi. Şimdi birden bunu önemli bir hale getiren nedir. Açık ve net konuşalım. Dürüst ve mert olun. Olayın arkasında yatan, laiklik ilkeisne olan kızgınlık ve tepkidir. Tartışmaların esası, laiklik ilkesinin delinme teşebbüsünün engellenmesidir... Olayın temelinde laiklik ilkesi var...

LAİKLİK ÖZEN İSTER
Olağanüstü bir laiklik düzenlemesi var Türkiye anayasasında; "Laiklikle ilgili bir değişiklik teklif dahi edilemez" diyor. 53 tane müslüman ülkede bir tek laik ülke var mı Türkiye'den başka. Yok. Demek ki bu kendiliğinden ayakta kalamıyor. Özene ihtiyacı var laikliğin. Bu düzenleme ezici çoğunluk tarafından kabul edilmiş. Türk halkının laiklikle bir sorunu yok. Herkes özgürce ibadetini yaşıyor. Dini bayramlar coşkuyla kutlanıyor. Ezan 5 vakit tüm Anadolu'da okunuyor. Herkes namazını kılıyor, orucunu tutuyor. Hacca gidiyor. Hacca gitmede tek sorun Arabistan'ın uyguladığı kotadır. Dini yayın televizyonlar, gazeteler var. Dini istismar eden partiler var...

haber7