Abdurrahman Dilipak
Sosyal media okuma kılavuzu
Sosyal media son iki ayda, kesin bir şekilde konvansiyonel mediayı yerinden etti.
E-devlet’in karşısında e-millet oluşmaya başladı. Artık bir cep telefonu ile dünyaya sesinizi duyurmanız mümkün. Bu konuda pahalı donanımlara, uzmanlara gerek olmadığı gibi formalite de yok. Hatta dil bilmeniz de gerekmiyor. Eğer ciddi bir takipçiye ulaşıyorsanız, bu şekilde ciddi bir gelir sahibi de olabilirsiniz.
Artık böyle bir gerçek var. “Deepfake” ve “artırılmış, genişletilmiş, ilişkilendirilmiş gerçeklik”le insanları çok farklı yerlere yönlendirmek mümkün olacak. Olacak değil, artık böyle bir gerçek sözkonusu.
Sanal media, gerçek medianın yerini almış durumda.
Konvansiyonel mediada, haber müdürü, sorumlu müdür, yapımcı, yönetmen, kameraman, sunucu, konuk bir sürü adam var çevrede.
Son günlerde ülkemizde en popüler kanallar hangisi: Twitter, YouTube, Instagram, TikTok, Whatsapp bunlardan bazıları. Facebook da var, başkaları da var.
En sıcak ve kitlesel haberleşme aracı Twitter gibi gözüküyor. Mesela önce Tweet’i doğru okumak açısından nelere dikkat etmemiz gerek ona bir bakalım. Eğer Tweet’i doğru okursanız, bu anlık bir kamuoyu araştırması gibi bir anlam kazanabilir.
Önce şuna bakalım: Takip edeceğiniz kişi ya da kişilerin kaç izleyicisi var ve o kimleri izliyor. Ne zaman sisteme girmiş. İzleyicilerine bakın, yumurta kafalılardan oluşuyor olabilir. Ya da abartılı profillerden oluşuyor olabilir. Çünkü o tür profiller satın alınabiliyor. Böylece izleyici sayısı artırılıyor. Ama onların sisteme girişleri çok yeni ya da eski olduğu halde, izledikleri ve izleyicileri çok sınırlıdır. Yani birkaç yüz kişiyle sınırlıdır. İzledikleri ise rutin profillerdir. Onun için o kişinin sosyal mediadaki özgül ağırlığına bir bakın. Bir de bazı kişiler makamı dolayısı ile yüksek izleyici sahibi olabilir. Sporcuların taraftarları, sanatçıların Fan Clubleri, dayanışma yolu ile bu sayıyı artırabilirler.. Onun için sizin bunlar hakkında görüntünün dışında bir değer takdir etmeniz gerek.
Bir Tweet okurken, mesajın kimlere linklendiğine bakmak gerek. Ya da bu mesaj RT edilerek yaygınlaşsın isteniyor olabilir. O zaman bir hedefi vardır. Karşı taraf kim? Karşı tarafı da dinlemek gerek. Eğer belli bir fikre, kişiye, topluluğa yönelik bir saldırı varsa, onların kim olduklarına bakmak gerek. Bu örgütlü bir çalışma da olabilir. Yani bu saldırı bir Troll saldırısı da olabilir. Karşılıklı bir hesaplaşma da olabilir.
Burada Pasif Aktivistler denilen bir grub da var. Bunlar genel kanaat ve vijdani kanaat arasında savrulan ve giderek sayıları artan genç bir grub var. Ve bunlar süreci hızlandırıyor, iddialara yaygınlık ve derinlik kazandırıyorlar. Kendi aralarındaki görüş farklılıkları çalkantılara sebeb oluyor.
Tweet’in altındaki diyaloğa bakın. Orada ciddi birtakım görüşler olabileceği gibi, genellikle birbirine benzer mesajlar trol işidir. Zaten onların profiline bakarsanız işin rengi anlaşılır. Trollerin en kolay yaptığı şey RT etmek. RT ederken pek kendi görüşlerini eklemeyeceklerdir. Çünkü hata yaparlarsa işlerinden olabilirler. Orada önemli olan bir diğer nokta “beğeni” kısmı. Burada da Trol, taraftar ve Fan Club üyelerine dikkat etmek gerek. Ama gerçek beğeni de sözkonusu olabilir.
Buralardaki sayıları, kişilerin izleyici sayısı ve profili yanında, ne kadar zamanda ve ne kadar süre ile bu seviyeyi korudukları açısından da okumak gerek. Eğer TT / Trend Topic olma durumu sözkonusu ise, ya gerçekten toplumsal ilgi çok yüksektir ya da troller iş başındadır. Troller hem destek ve hem de karşı görüş olarak devrede olabilir. Tartışmanın her iki tarafının da Trolleri varsa, bu çatışma daha sıcak ve şiddetli olabilir.
Bir karar vermeden önce “Tarafları” daha yakından tanımak, mesajları analiz etmek daha doğru bir tercih olacaktır.
Mesela YouTube’da sunucu ya da konuğu daha yakından tanımak önemli. Verilen mesaja destek ve olumsuz işaretlemeye de dikkat etmek gerek. Her konunun, her programın daha ilk dakikalarda ortaya çıkan destekçisi ve redçileri vardır. Bunlar önemli değil. Sözü dinledikten sonra görüş açıklayanlar, ya da reddedenler, destekleyenlerin mesajları daha önemli..
Kayıtlı aboneler daha çok o kişiyi sürekli takibe olan profesyonellerdir ya da destekçilerdir. Bunu da bir kenara not etmek gerek.
Tabii bu profillerin yaş, cinsiyet, gelir durumu, coğrafi bölgesi, eğitim durumu, mesleki statüsü de önemli.
İnstagram ya da Whatsapp gibi sosyal media ağları daha özelleştirilmiş, butik ağlar. Kimisi reklam ve gelir getirici özellikler de taşıyor. Öte yandan; bu sosyal ağların hemen tamamı istihbarat örgütlerinin ilgili alanı içinde. Ayrıca ekonomik, politik, içtimai açısından kişi ve kitleleri izlemek için “Sosyal metrik sistem” görevi görüyor. Yani bu anlamda hiçbiri güvenli değil. Bunu bilelim. Buradaki her şey izleniyor. Bizim üzerimizden başkaları hakkında bilgi toplayabiliyorlar, toplu olarak cins, yaş, eğitim, gelir grubu ve coğrafi özelliklere dayalı ideolojik politik, dini ve olaylara ilişkin eğilimler izlenebiliyor, yönlendirme yapılabiliyor. Yani satın almanızdan, sağlık durumunuza, politik tercihinize kadar her anlamda izleniyorsunuz.
Siz Whatsapp gruplarında, din, ideoloji, siyaset her şeyi kendi aranızda tartışırken, birileri sizi izliyor olabilir, yönlendirebilir ya da birilerini engelleyebilir. Yapay zeka ile sürece müdahale edebilir. Bu maksatla global ölçekte “Takip ve Teyid merkezleri” oluşturulmuş durumda. Özellikle kritik zamanlarda kritik kişiler ve kritik konular üzerinden operasyon yapabilirler..
Dikkat edin çocuklarınızı sizden çalabilirler. Bu sistemde kerhane de, meyhane de, kumarhane de, mektep de, iyi ya da kötü her şey bir tık ötede.. Meleklere mi, Şeytanlara mı, Cinlere mi kapı açacaksınız, bu size kalıyor. Görünen o ki, Şeytan ve onun dostları bizden daha aktif bu alemde.
Tamam, internetten her şeyi satın alabiliyorsunuz. İyi de, uyuşturucu da alabilirsiniz. Dikkat edip, çocuklarınızı da öldürebilirler, evinizi yakabilirler.
Dijital dünya iki tarafı keskin bıçak ve dünyaya destursuz dalıyoruz. 5G, Starlink, Chip, Neuralink derken insanın nesneleştirilmek istendiğini, insanın dönüştürülmeye çalışıldığının farkında mısınız?
Selâm ve dua ile.