Sözkonusu CHP ise gerisi teferruat!

Sözkonusu CHP ise gerisi teferruat!

Anayasa Mahkemesi başka 1 trilyondan CHP'yi mahkum edip Kanaltürk'e aktarılan paralardan akladı ama işin içinde çok enteresan işler var

Skandal 367 kararının ardından başörtüsü düzenlemesini de 2'ye karşı 9 oyla iptal eden Anayasa Mahkemesi; CHP'nin 1998, 2004, 2005 ve 2006 yılı hesaplarında "usulsüzlük" belirleyerek, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunurken, Kanaltürk'e aktarılan 4 trilyonun önemli bir bölümünün sonradan faturalandırılmasında hukuksuzluk görmedi.

Kamuoyu, Anayasa Mahkemesi'nin CHP'ye karşı takındığı tutumu, 'Söz konusu CHP ise gerisi teferruat' şeklinde değerlendirdi.
Skandal 367 kararının ardından başörtüsü düzenlemesini de 2'ye karşı 9 oyla iptal eden Anayasa Mahkemesi; CHP'nin 1998, 2004, 2005 ve 2006 yılı hesaplarında "usulsüzlük" belirleyerek, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunurken, Kanaltürk'e aktarılan 4 trilyonun önemli bir bölümünün sonradan faturalandırılmasında hukuksuzluk görmedi.
4 HESAPTA USULSÜZLÜK TESPİT EDİLDİ
CHP'nin "1998 yılı hesaplarında 35 milyar 386 milyon 533 bin 328 Lira'nın, 2004 yılı hesaplarında 267 bin 860 YTL 57 YKr, 2005 yılı hesabında 161 bin 620 YTL 2 YKr, 2006 yılı hesaplarında ise 465 bin 660 YTL 10 YKr gider karşılığı usulsüzlük" belirleyen mahkeme, bu miktarlar karşılığı parti mal varlığının Hazine'ye gelir kaydedilmesine karar verdi. Yüksek mahkeme, usulsüz harcamalarla ilgili olarak parti sorumluları hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırdı.
CHP, RESMİ EVRAKTA SAHTECİLİK DE YAPMIŞ
Mahkeme, usulsüz bulduğu 35.386.533.328 lira giderle ilgili resmi evrak niteliğindeki Posta İşletmesi alındıları üzerinde tahrifat yapılarak partinin zarara uğratıldığını da tespit etti ve sorumlular hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. Anayasa Mahkemesi, CHP'nin 2004 yılı mali denetiminde de, partiye iade edilen Rüzgarlı Sokak'taki Halk İş Hanı ile Çevre Sokak'taki eski genel merkez binasının demirbaşlar hesabına kaydının yapılması, verilen bütün avansların muhasebeleştirilmesi ve denetime elverişli şekilde sunulması gerektiğinin partiye bildirilmesini kararlaştırdı. Yüksek Mahkeme, mükerrer ödemeye sebep olan, muhasebe kayıtlarını usulüne uygun tutmayan, yevmiye defterlerini zamanında tasdik ettirmeyen, defter-i kebirine sayfa numarası vermeyen ve hiç tasdik ettirmeyen parti sorumluları hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmaya da karar verdi.
"VERGİ USUL KANUNU" GÖRMEZDEN GELİNDİ
Mahkeme, Maliye Bakanlığı'nın CHP'nin Kanaltürk'e toplam 4 milyon YTL ödeme yapmasına karşın, miktarın ancak 1 milyon 180 bin YTL'lik bölümünü faturalandırabildiği yönündeki raporunu da inceledi. Ancak dünkü açıklamada bu konuya yer verilmedi. Mahkemenin, "ödeme tarihinden sonra fatura kesilmesinin" mevzuata uygun olduğu sonucuna vardığı öğrenildi. İnceleme sonucunda, CHP'nin ödediği miktar kadar faturayı kayıtlarında gösterdiği belirtildi.
KANUN 1 HAFTA DİYOR, KANALTÜRK'TE 2 YIL SONRA KESİLMİŞ
Ancak, Vergi Usul Kanunu'nun 231. maddesinin 5. fıkrasına göre, faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami 7 gün içinde düzenlenmesi gerekiyor. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılıyor. CHP'nin 2005 yılında Kanaltürk'e aktardığı toplam 4 trilyonun yaklaşık 3 trilyonluk kısmının 2007 yılında faturalandırıldığı ortaya çıkmıştı.
KAYIP TRİLYON DAVASINDA BU ÖN ŞART ARANMADI
Anayasa Mahkemesi'nin, tespit ettiği usulsüzlüklerle ilgili olarak CHP sorumluları hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunma kararı alması, Refah Partisi ile ilgili "kayıp trilyon" davasını akla getirdi. Anayasa Profesörü Mustafa Kamalak, Anayasa Mahkemesi'nin suç duyurusunda bulunması ön şartının Refah davasında işletilmediğini kaydetti. Prof. Kamalak, şunları kaydetti: "Anayasa Mahkemesi'nin tespit ettiği usulsüzlüklerle ilgili olarak CHP'nin sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunması çok önemli. Ben en baştan beri bunu söylüyorum. Adli yargının bir siyasi parti yetkilisi hakkında yargılama yapabilmesi için ön şartın gerçekleşmesi gerekir. Ön şart ne? İşte ön şart, Anayasa Mahkemesi'nin suç duyurusunda bulunmasıdır. Bu yapılmadan yargılama yapılması hukuka karşı hiledir. CHP ile ilgili bu kararda bu ön şart gözetildi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı doğrudan dava açmadı, konuyu Anayasa Mahkemesi'ne sundu. Mahkeme de inceledi, usulsüzlüğü tespit ettikten sonra suç duyurusunda bulunma kararı aldı. Yani parti hesaplarında usulsüzlük yaparak suç işlediği iddia edilen kişinin yargılanabilmesi için Anayasa Mahkemesi'nin bugün CHP'de yaptığı gibi suç duyurusunda bulunması lazım. Bizde ise böyle bir süreç işletilmedi, doğrudan dava açıldı, yargı olaya el koydu. Böylelikle hem Anayasa hem de Siyasi Partiler Kanunu dinlenmedi. Anayasa Mahkemesi'nin CHP ile ilgili bu kararı, Refah davasının yeniden ele alınması gerektiğini göstermektedir."
BAŞSAVCILIK DÜZELTEBİLİR
Bu noktada yapılması gerekenin ne olduğu konusunda ise Kamalak, "Yıllardır söylüyoruz bunu. 'Bir haksızlık yapıldı bize' diye feryat ediyoruz yıllardır. Ama gücümüz yetmiyor, kimse sesimizi duymuyor. Yapılması gereken, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itiraz yoluna başvurmasıdır. Bu da tamamen Başsavcılığın tekelinde olan bir konu. Bizim başvurumuzla düzeltilebilecek bir şey değil. Başsavcılığın, 'Bu dava yetki bakımından sakattır' demesi gerekir" dedi.
KAMALAK: 763 ÇUVAL dolusu fatura hiç AÇILMADI BİLE
"Parti hesaplarında usulsüzlük yaparak suç işlediği iddia edilen kişinin yargılanabilmesi için Anayasa Mahkemesi'nin bugün CHP'de yaptığı gibi suç duyurusunda bulunması lazım. Bizde ise böyle bir süreç işletilmedi, doğrudan dava açıldı, yargı olaya el koydu" diyen Prof. Kamalak, şöyle devam etti: "Bu işin bir de ısrarla üzerinde durulması gereken şu müthiş boyutu var: Bizim tam 763 çuval dolusu faturamız vardı. Maalesef bu 763 çuval açılmadı bile. Biz bu çuvallara ancak parti kapatıldıktan 2 sene sonra ulaşabildik. O çuvalları Anayasa Mahkemesi'nin incelemesi ve inceletmesi gerekirdi. Ancak bizim olayımızda Anayasa Mahkemesi devreden çıkartıldığı gibi, fatura dolu çuvallar, gönderildiği adliyede açılmadı. Ortada şöyle bir durum var; karar önceden verilmiş, evraklar incelenmiyor. Önceden verilmiş karara gerekçe yazılıyor!"