Suriye Devrimi Neden Başarısız Oldu ?
Menna "Suriye'de devrim, istibdad ve fesada karşı başladı. Fakat bugün fesad, silah anlaşmaları yoluyla muhalifler arasında yaygınlaşıyor" diye konuştu...
Ulusal Koordinasyon Kurulu'nun Diasporadaki lideri Heysem Menna, Suriye'de silahlı mücadelenin ayaklanmanın altıncı ayında başladığına dikkat çekerek devrimin silahlanmasından ötürü başarısız olabileceğini söyledi.
Diyalog ve reform zemini silahla yok edildi
El-Alem televizyonunun sorularını yanıtlayan Menna "Suriye devriminde 20 ay geride kaldı. İlk altı ayda devrim sivil devam ettiği için mahallesinden devletin zirvesine kadar diyalog zemini vardı. Bu süreç zarfında, siyasi alandaki değişimlerden birisi de olağanüstü halin kaldırılmasıdır.
Silahlı eyleme başlanılmasından sonra meydandaki göstericilerin büyük bir kısmı evlerine döndü. Rejim de ülkenin birliği, ordusu, ekonomisi ve yönetimini parçalamayı hedefleyen silahlı bir komplonun varlığını iddia ederek askeri çözümüne geri döndü. Suriye'de kurbanların yüzde 80'i ve yıkımın yüzde 90'ı, silahlı mücadelenin başladığı son 14 aya aittir" dedi.
Dış güdümlü muhalefet diyaloga karşı çıkıyor
Menna "Suriye'de bir akım var ki demokratik değişim istiyor. Bunu da sivil yolla gerçekleştirmek istiyor. Silahlanmanın, demokrasinin hezimeti olduğuna inanıyor. Dışarıdan desteklenen; ama Suriye'de kitlesi olmayan başka bir grup var. Bunlar, müzakereye ve diyaloga karşı çıkıyor, siyasi çözümün öldüğünü savunuyor.
Halep'te olduğu gibi Şam'a da silahla girilmesini istiyor. Devrimin silahla kazanılacağına inanıyor. Biz, Suriye'de silahın çözüm olmadığına inanıyoruz. Demokrasi, bizim hareketimizin, mücadelemizin esasıdır.
Halep'teki silahlıların üçte ikisini Suriye'de Taliban rejimi kurmak isteyenler oluşturuyor
Sivil değişim isteyenler bugün Suriye'nin çoğunluğunu oluşturuyorlar. Fakat bu sessiz çoğunluk, Suriye'deki şiddetin bedelini ödüyor.
Halep'teki silahların 3/2'sini aşırılık yanlısı Suriyeli Cihatçılar ve el-Kaide oluşturmaktadır.
Onlar, demokratik bir değişim istemiyor. Taliban modeli bir İslam Emirliği kurmak istiyorlar." şeklinde konuştu.
Menna, konuşmasına şöyle devam etti: "Halep gibi bir şehir dünya savaşından sonra ilk defa yıkıma maruz kaldı. "Biz, Şam'ın yıkımına da sebep olsa Şam'a silahla gireceğiz" diyenler var. Bu sorumsuz, yıkıcı ve suçlu bir tutumdur. Bu tutumun sadece devlet üzerinde değil ülke birliği ve onuru üzerinde de etkileri olacaktır."
Türkiye aşırıları destekliyor
Konuşmasında Türkiye'ye yönelik sert eleştirilerde bulunan Menna, Müslüman Kardeşler'e işaretle Türkiye'nin Suriye muhalefetinde tek bir tarafı desteklemesine ve tek bir ideolojiyi dayatmasına tepki gösterdi.
Silahlı militanların Suriye'ye Türkiye üzerinden girdiğini ifade eden Menna "Silahlılar, Türkiye Ordusu'nun gözleri önünde Suriye'ye giriyor. Türkiye Ordusu isteseydi bunu engelleyebilirdi.
Bazıları, aşırılık yanlısı silahlıların Beşşar Esed'in düşmesinden sonra ülkeden çıkacaklarını söyleyerek, bu kişilerin Suriye'deki varlığını meşrulaştırıyor. Bu söylemin bedeli büyük olur" dedi.
40 ülkeden gelen militanlar, ateşkes önündeki en büyük engel
Suriye'de ateşkes ortamının sağlanmasının zorluklarına dikkat çeken Menna "Suriye'de şuanda 40 farklı ülkeden iki binin üzerinde Cihatçı var.
Bu kişilerin tabi oldukları yerlerin farklı olması, ateşkes ortamının oluşmasını engelliyor" dedi.
Menna "Suriye'de devrim, istibdad ve fesada karşı başladı. Fakat bugün fesad, silah anlaşmaları yoluyla muhalifler arasında yaygınlaşıyor" diye konuştu.
Silahlar dışarıdan geliyor
Suriye'deki silahlı militanların Suriye içerisinden silahlandıkları iddialarını yalanlayan Menna "Suriye'deki silahlıların içeriden silahlandıkları doğru değil. Ya Bender Bin Sultan ya da Hamad Bin Casim tarafından Suriye'nin sınırlarından silahlandırılıyorlar.
Suriyeliler, militanların kontrolü altındaki bölgeleri terk ediyorlar. Buralardan çıkmak dışında başka seçenekleri yok. Kürt bölgeleri ise sakin. Silahlı militanların kendi bölgelerine girmelerine müsaade etmediler.
Suriye hükümetiyle silahlılar arasındaki çatışmanın bedelini masum siviller ödüyor. Suriye'deki değişimden kaçış yok. Suriye, geriye dönmeyecek. Fakat biz hala sorunu siyasi ve sivil yolla çözme yolundayız" dedi.
Tek çözüm yolu siyasi diyalog
Cenevre Konferansı'nın hayata geçirilmesini isteyen Menna, Mısır'ın çağrısıyla oluşturulan Suriye dörtlüsünün (Mısır, Suudi Arabistan, Türkiye, İran) teşebbüsünü desteklediği, Suriye'deki krizin çözümünde ABD ile Rusya arasında yapılacak ikili görüşmelerin önemine vurgu yaptı.
Menna "Suriye dörtlüsü geliştirilmelidir. Bu dörtlüye, Malezya ve Endonezya gibi ülkeler de dahil edilmelidir" dedi.
Suriye ordusunun çoğunluğu Sünnilerden oluşuyor
Suriye'de Afganistan modelini gerçekleştirmek isteyenlerin olduğunu hatırlatan Menna, uydu kanalları üzerinden mezhepçilik yapanlara tepki gösterdi.
Menna "Uydu kanallarıyla mezhepçilik yapanlar, Suriye Ordusu'nun Alevilerden oluştuğunu söylüyorlar. Halbuki ordunun çoğunluğu Sünnilerden oluşmaktadır" dedi.
Suriye'de savaşan bazı tarafların Sünni olmayanları Müslüman olmakla ile ölüm arasında tercih yapmaya zorladıklarını belirten Menna, "Suriyeli olmayan bu tekfirci gruplar, Suriye'nin bazı noktalarını kontrolleri altında tutuyorlar" dedi.
Menna, bölgede mezhepçiliğin İran'ın vurulması için tahrik edildiğini sözlerine ekledi.
Suriye İhvancıların iktidar hırsının bedelini ödüyor
Konuşmasında Müslüman Kardeşler Cemaati'ne yönelik ağır suçlamalarda bulunan Menna, Suriye Müslüman Kardeşler Cemaati'nin gerek 1980'de kurduğu silahlı birlikleri, gerek Abdulhalim Haddam'la ittifakı gerekse bugün demokratik kutba karşı kurulan komploda yer almasıyla Suriye için kötü bir tecrübe olduğunu söyledi.
Menna "Biz, Müslüman Kardeşler Cemaati liderliğinin kötü yönetiminin bedelini ödüyoruz. Diğer ülkelerde Müslüman Kardeşler liderlerinin yönetime gelmesinden ötürü kendilerinin de ne pahasına olursa olsun yönetime gelme haklarının olduğunu düşünüyorlar.
Suriye'deki Müslüman Kardeşler, Hamas'tan, Mısır'daki Müslüman Kardeşler'den, Tunus'taki Nahda'dan eksik yanının olmadığını düşünerek, Suriye'de neden yönetime gelmediğini soruyor.
Onların Suriye'nin farklı olduğunu çünkü Suriye'de azınlıkların çok olduğunu bilmesi gerekiyor.
Suriye'deki Kürtler laiktir ve Suriye'nin yüzde 10'unu teşkil eder. Yine Suriye'deki Sünniler, Arap ulusal hareketinin esasını teşkil eder" dedi.
İhvancılar Türkiye'nin uydusu
Menna, şöyle devam etti: " Müslüman Kardeşler'in yönetime gelmesi, Suriye için bir felakettir. Suriye birliğinin parçalanmasıdır.
Müslüman Kardeşler, 1982'den beri dışarıda. Mısır'da olduğu gibi yaygın değil, kültürel örgütlerde, sendikalarda varlığı yok. Eğer Müslüman Kardeşler yönetime gelirse Suriye, Irak gibi olur, şiddet sarmalına girer" dedi.
Müslüman Kardeşler Cemaati'nin Türkiye'nin uydusu olmakla suçlayan Menna, kendilerinin bağımsız bir örgüt olduklarını söyledi.
Menna "Ulusal Koordinasyon Kurulu ne İran'ın ne Rusya'nın ne de Çin'in uydusudur. UKK'nın kararları başkasının elinde değildir. Ne Erdoğan'ın ne de başkasının elindedir.. Kararlarımız bağımsızdır" diye konuştu.
Finansörleri İslamcıların diyalogla çözüme girmesine karşı çıkıyor
Suriye'deki krizin aşılması için İran'la Suriyeli muhalifler arasında bir diyalogun imkanı üzerine sorulan bir soruya yanıt olarak Menna, şunları söyledi: Eğer Körfez ülkelerindeki finansörler bunu kabul ederseler Suriyeli İslamcılar da İran'la diyalogu kabul edecektir.
Ulusal Koalisyon'u destekleyen taraflar, Suriye'deki krizin diyalog ya da müzakereyle çözülmesine karşı çıkıyor ve askeri yola neticeye varılmasını istiyor. Sorun da burada..."
Suriye'deki krizin sivil yolla çözülmesi için Kahire, Moskova ve Tahran dahil bir çok ülkeyle temasta olduklarını belirten Menna, Moskova'dan Suriye Ordusu'nun hava saldırılarını durdurmasını, sivillere yönelik saldırıların ve insan hakkı ihlallerinin durdurulmasını, daha sert kararların alınacağı Cenevre 2 Konferansı'nın düzenlenmesini ve Suriye'ye sınırlardan kaçak yolla silah girişinin engellenmesi için sınırlara gözlemci yerleştirilmesini istediklerini söyledi.
Menna "İran'da, silahlılar dahil Suriyeli tüm taraflarla temas kurma yönünde bir kanaatin olduğunu gördüm. Bu, İran'ın Suriye konusunda büyük bir ilerleme gösterdiğinin kanıtıdır. İran ve Rusya'nın, Suriye krizinin sivil yola çözümünde inkar edilemez bir rol oynayacaktırlar. Bundan ötürü muhalefet, İran ve Rusya'yla yakın temasta olmalıdır" dedi.
Menna "Ahar İbrahimi'nin hazırladığı planda da olduğu gibi Suriye muhalefeti, demokratik değişimin gerçekleşmesi için Suriye yönetimiyle müzakereye hazırdır. Suriye'de çoğunluk, siyasi çözümden yanadır. Suriye krizinin çözümü için bölgesel uzlaşı için ilk çağrı yapan Ulusal Koordinasyon Kurulu'dur" dedi.
ydh