Suriye'nin Bölünmesi Dillendirilmeye Başlandı
Eski NATO Genel Sekreteri Anders Rasmussen, parçalanmasından yana olmadığını ancak Bosna modelinde olduğu gibi üç farklı unsurdan oluşmasını önerdi...
Eski NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen Suriye’nin bütünlüğünden yana olduğunu söyleyerek, “Suriye’de Bosna’daki gibi yumuşak bir bölünme olabilir, mükemmel bir çözüm olmasa da güç, halk arasında paylaşılmalıdır. Suriye’de etnik dinsel ve politik ayrımlar, Balkanlar’dan daha da derin” diye konuştu.
Rasmussen, “Bağımsız bir Kürdistan taraftarı değilim” derken, “PKK’lıların silahları bırakarak Türk devleti içinde yaşamalarını ve çözüm sürecine katılmalarını isterim. Daha çok yerel yetkiler vererek bu gidiş, kolaylaştırılabilinir. Bağımsız Kürdistan değil ama yerel güçleri destekleyen bir model ülke olabilir” dedi.
Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi tarafından düzenlenen “Ortadoğu’da Barış: Oyuncular, Sorunlar ve Çözüm Arayışları Sempozyumu”na katılan eski NATO Genel Sekreteri Rasmussen, Milliyet gazetesi yazarı Abbas Güçlü’nün sorularını cevaplandırdı.
İşte Rasmussen'in açıklamalarından bazıları:
BOSNA MODELİ
* Esad’ın ortadan kalkmasıyla taraflar birbiriyle savaşır.
* Suriye’de Bosna’daki gibi yumuşak bir bölünme olabilir, mükemmel bir çözüm olmasa da güç, halk arasında paylaşılmalıdır. Suriye’de etnik dinsel ve politik ayrımlar, Balkanlar’dan daha da derin.
* Sırplar, Müslümanlar ve Hırvatlar çok savaştılar ama şimdi birlikte yaşamaya başladılar.
* Esad’ı iktidarı terk etmeye razı ederek ülkenin yönetimi, dinsel, etnik güçler çerçevesinde paylaşılmalıdır. Esad buna nasıl razı edilir?
* Politika dövüşme değil konuşma sanatıdır. Özgür ve adil fırsatların yaratılması gerekir.
* Suriye’nin tek devlet olarak kalmasından yanayım.
* Suriye’deki Alevi azınlığın Sünni çoğunluğu yönetmesi doğru değil.
* Suriye için ideal çözüm, ülkenin parçalanmaması ama Bosna modeli ile en azından Balkanlar’da savaş durdu.
* Hiç kuşku yok ki uluslararası barış gücüne ihtiyaç var. Suriye topraklarında tampon bir bölgenin de oluşturulması, Suriye topraklarını işgal etmek olur. Birleşmiş Milletler’in (BM) bu yönde bir kararı yok. Bunun için asker gerekecek, sanıyorum ana neden asker. Bu da zor bir konu.
* Sadece seçim yapmak yetmez. Çoğunluğun azınlığı baskı altına almaması gerekir, azınlıklar da korunmalıdır.
* Özgürlük içinde yaşama azmi ve çeşitli fırsatlara sahip olma isteği, evrenseldir ve her insanın hakkıdır.
* Demokratik kültür, hukukun üstünlüğü, azınlıkların durumu, bütün bunları öğretmek gerekir.
* Suriye’yi de Irak’ı da birer ülke olarak muhafaza etmeliyiz ama güç dengelerine göre ademimerkeziyet getirilmelidir.
"BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN'DAN YANA DEĞİLİM"
* Bağımsız bir Kürdistan taraftarı değilim.
* PKK’lıların silahları bırakarak Türk devleti içinde yaşamalarını ve çözüm sürecine katılmalarını isterim. Daha çok yerel yetkiler vererek bu gidiş, kolaylaştırılabilinir. Bağımsız Kürdistan değil ama yerel güçleri destekleyen bir model ülke olabilir.
* Avrupa Birliği’ne (AB) giriş dinle alakalı bir durum değil.
* AB üyeliği için her ülkenin başvuru kriterlerini yerine getirmesi gerekir. Bazı AB ülkeleri, Türkiye bu kriterleri yerine getirmiyor diye üyeliğe sıcak bakmıyor olabilir.
* Türkiye Ortadoğu ve Orta Asya arasında çok önemli, köprü durumunda bir ülkedir. Avrupa’nın demokratik bir Türkiye’ye her zaman ihtiyacı vardır...
Özetin özeti: Rasmussen siyasetin zirvesindeyken, siyaseti bırakıp, danışmanlık yaparak birikimini ve deneyimlerini paylaşıyor. Çok da mutlu...
dünyabülteni