İbrahim Karagül
Suriye'ye Hama tuzağı, Alevi-Sünni çatışması..
Cilvegözü sınır kapısına, Türkiye sınırına yirmi kilometre uzakta bir Suriye kasabası. İslami kimliği ile öne çıkan, İslamcı grupların kendini hissettirdiği Cisr uş-Şuğur kasabasının nüfusu Arap ve Sünni. Önceki gün; son üç ayda Suriye'de olanların çok ötesinde çatışmalara sahne oldu. Baas güvenlik güçleriyle silahlı gruplar arasındaki çatışmada kesin olmayan rakamlara göre yüz yirmi asker/polis öldü. Tanklar tahrip edildi, kasabadaki bütün devlet binaları yakıldı, yıkıldı.
Aylardır devam eden gösterilere tankla, kurşunla karşılık veren güvenlik güçleri yine kesin olmayan rakamlara göre bin iki yüz elli kişiyi öldürmüştü. Ülkenin Batı kesiminde gösterilerin ilk günlerinde sivil ölümlerin yanı sıra asker polis ölümlerine dair haberler de geliyordu. Ama devlet güçleri böylesine bir kayıp vermemişti.
Olaylarla ilgili değişik ihtimaller ve iddialar var. Suriye'ye dair haberleri canlı ve ilgiyle takip eden çevrelerin iddiası şu:
"Suriye'deki diktatör rejim halk katliamını meşrulaştırmak için türlü oyunlara başvuruyor. Cisr eş-Şuğur'da silahlı gruplar tarafından öldürüldüğü iddia edilen yüz yirmi askerin Suriye istihbaratı tarafından öldürüldüğü ortaya çıktı. Halkı öldürmeyi reddeden askerlerin özel istihbarat birimi Şebiha tarafından öldürüldüğü kaydedildi."
Bu iddiaya göre Suriye güvenlik birimleri halka ateş açmayan askerleri kendileri öldürüyor, suçu halkın üzerine atıyor. Baas rejiminin türlü oyunlarının elbette uzun bir listesi var ama buradaki iddia çok da inandırıcı görünmüyor.
Diğer bir iddia CNN International kaynaklı ve Türkiye'yi de işin içine sokuyor.
"İhvan (Müslüman kardeşler) silahlı mücadeleye başladı" iddiasına yer verilen haberde, İhvan'ın "silahları Türkiye üzerinden Suriye'ye soktuğu" öne sürülüyor. Her ne kadar artık sorgulanıyor olsa da, Türkiye-Suriye ortak projeleri ve Ankara'nın Suriye'nin geleceği konusundaki haklı endişeleri göz önünde tutulduğunda iddia bölgesel sonuçlar doğuracak nitelikte. Eğer böyleyse Suriye-Türkiye ilişkileri bitmiş demektir. Silahlar Türkiye üzerinden sokulmamışsa birileri bu sonucu hazırlıyor demektir. CNN'in haberi, yüz yirmi asker/polisin silahlı mücadeleye başlayan İhvan tarafından ve Türkiye üzerinden sokulan silahlarla öldürüldüğü tezine dayandırılmış. Tezin doğru olduğunu düşünelim. O zaman Türkiye üzerinden Suriye'ye askeri operasyon yapılıyor görüntüsü ortaya çıkmaz mı? Ya da bu bir savaş nedeni değil mi? Tam bir deli saçması.
Gelelim üçüncü iddiaya:
Cisr ül-Şuğur'da gerçekten bir çatışma yaşandı. Silahlı gruplar asker ve polisleri öldürdükten sonra kasabanın denetimini ele aldı. Bölgenin karayolu bağlantılarını da kesti. Dün itibariyle Suriye güvenlik birimlerinin bölge üzerinde hiçbir denetimi yoktu. Kasaba halkı korku içinde. Ordunun 1982'deki Hama katliamına benzer bir kıyım başlatacağından endişe ediyorlar.
Çatışmaları yürüten silahlı grup ya da gruplar iddia edildiği gibi İhvan'a mensup değil. Daha sert, daha radikal gruplar. Sünni (selefi) grubun S. Arabistan ve Ürdün'den uyduya çıkan iki televizyonu var. Bu yayınlar üzerinden savaş çağrıları yapılıyor. İlginçtir bu gruba bağlı silahlı kişiler, Suriye yönetiminde yer alan Sünnileri de hedef alıyor. Silahlar, iddia edildiği gibi Türkiye üzerinden değil Irak üzerinden bölgeye nakledilmiş. Ellerinde havan topları bile var ve tankları imha ediyorlar. Siyasi ve mali desteğin S. Arabistan'dan olduğu söyleniyor.
Durum şu: Bu gruplar ile Aleviler arasında kesken bir hesaplaşma yaşanıyor ve tahminlere göre kanlı olaylar daha da büyüyecek. Suriye bu anlamda bir iç savaşa girmiş durumda. Bizim korktuğumuz, birilerinin azami çaba harcadığı senaryo buydu. Artık "Alevilere ölüm", "Sünnilere ölüm" sloganı ile harekete geçenlerin savaşını izlemek zorunda kalmamız, belki de en büyük talihsizliğimiz olacak. Şu an bu hazin durumun ilk örneklerini izliyoruz zaten...
Bunlar olurken, ordunun misillemesinin ya da o kasabadaki gelişmelere yönelik tavrının ne olacağı sorusu çok önemli. Eğer Hama benzeri bir kıyım başlatırlarsa, senaryo büyük oranda tamamlanmış olacak. Bu şekliyle rejim, Hama tuzağına düşürülmüş olacak. İşte o an kıyamet kopacak, rejim tamamen yalnızlaşacak, dış müdahale dahil her türlü senaryo için ortam olgunlaşmış olacak.
Elbette Suriye'deki gelişmelere her yönden bakılabilir. Demokrasi, özgürlük, adalet yönünden, rejimin baskıları yönünden, ülkedeki temsil sorunu yönünden... Ama Suriye gerçekten bölge için bir düğüm noktası. Irak'taki mezhep çatışmaları öncesini andırıyor ve bu ülkede senaryo Alevi-Sünni çatışmasıyla kendini ortaya koyacak bir iç savaş üzerine kurgulanmış.
Bir süre önce bölgede olanları "Arap iç savaşı" olarak nitelemiştik. Dış etkenler, bölge içi ya da ülke içi zaafların yanında İran ve Suudi Arabistan eksenle müthiş bir kapışmanın yaşandığına dikkat çekmiştik. Suriye şimdi bu iki aktörün savaş alanına dönüştü. İnisiyatif kaybedildi.
Dua edelim Cisr üş-Şuğur kasabası yeni bir Hama olmasın. Olursa ne Esad kalacak ne Suriye. Zaten hazırlanan tezgah da buydu...
yenişafak