Nureddin Şirin
Suriye'ye Yönelik Dış Müdahale'ye Türkiye'nin Desteği Ne Anlama...
Sayın Başbakan Recep Tayyib Erdoğan, Parti grubunda yaptığı konuşmada, Mısır'daki kanlı darbenin arkasında "İsrail"in bulunduğunu söylerken, Fransız siyonist Bernard Henri Levi'nin Tzipi Livni ile 2 Haziran 2011 yılında Tel Aviv Üniversitesinde yaptığı konuşmaları delil olarak göstererek "elimizde delil var" demişti.
Erdoğan'ın konuşması: "İşte şu anda Batı'nın demokrasi sandık değildir veya demokrasi sadece sandık değildir mantığı o zaman da işlendi ve şimdi bunu yine işlemek isteyenler var. Ama biz diyoruz ki demokrasinin yolu sandıktan geçer, sandık milli iradenin ta kendisidir. Şu anda işte Mısır'da uygulanan da budur. Mısır'da ne diyorlar 'demokrasi sandık değildir', arkasında neresi var, İsrail var. Mısır'da darbenin arkasında İsrail var, elimizde belgesi var.
2011 seçimleri öncesinde Fransa'da yapılan bir oturumda, Adalet Bakanıyla Fransa'dan bir entelektüel, o da Yahudi, orada aynen şu ifadeyi kullanıyorlar, 'Mısır'da Müslüman Kardeşler seçimi kazansa da onlar kazanamayacaktır, çünkü demokrasi seçim değildir.' Aynı, uygulama bu. O zaman Batı, demokraside tanımı yakalaması, öğrenmesi lazım. Bu yakalanmaz, öğrenilemezse demokrasinin tanımındaki bu çelişkiler, bu çatışmalar dünyayı bir başka yere doğru taşıyacaktır"
Evet, Sayın başbakanın işaret ettiği ve "Fransa'dan bir entelektüel, o da Yahudi" dediği kişi Bernard Henri Levy. Adalet Bakanı dediği de siyonist rejim adalet bakanı Tzipi Livni.
Ancak bu konuşma Fransa'da değil, Tel Aviv Üniversitesinde geçiyor.
Başbakan Erdoğan'ın sözkonusu ettiği o konuşmada Bernard Henri Levy, Mısır'da İhvan-ı Müslimin ile ilgili sayın başbakanın belirttiğisözleri sarfetmiş, ancak Levy, aynı konuşmasında Suriye konusunda da konuşmuş, sorulan sorulara şöyle yanıt vermişti:
Soru: Libya"ya NATO operasyonunu destekleyenlerin başında geliyorsunuz. NATO"nun Suriye"ye de b enzeri bir operasyon düzenlemesine nasıl bakıyorsunuz?
Bernard Henry Levy: Sizin de ifade ettiğiniz gibi NATO"nun Libya"ya düzenlediği operasyon hakkındaki düşüncelerim, "Sarkozy"i Libya"ya müdahaleye ikna eden konuşmalar, ister Libya isterse Suriye için aynı sonuçları verir. Libya"yı Suriye"den daha çok seviyor değilim.
Diğer yandan eğer NATO güçleri Libya"da başarılı olursa, bu Esed için iyi bir haber olmayacak. Biraz gecikmiş de olsa Suriye muhalefeti için iyi haber olacak. Bu bir tehdit olacak. Eğer Kaddafi"yi Libya"dan defedersek, Esed "listemizdeki sıranın kendisine geldiğini bilecek" dedi. İşte bu siyasettir. Her istediğimizi bir anda yapabilmemiz mümkün değildir."
...............
Şimdi Bernard Henri Levy'nin de o zaman dediği gibi, Amerika ve batılı emperyalist ülkelerin Libya'ya yaptığı saldırıların benzeri Suriye'ye de yapılmasının hazırlıkları yapılıyor.
İlginç olan da, Levy'nin sözlerinden hareketle, Mısır'daki darbenin arkasında "İsrail"in bulunduğunu belirten Sayın başbakanın bugün "Suriye'ye dış müdahale" konusunda ABD, İngiltere, Fransa ile birlikte hareket etmesi...
Bernard Henry Levy Suriye konusunda sadece yukarıdaki konuşmayı yapmıyor.
Üç yıl boyunca Suriye muhalefeti ile bağlarını sürdüren Levy, ilk olarak Paris'te "Syria SOS" adı altında bir konferans düzenliyor.
Suriye'deki rejim değişikliğinin nasıl sağlanacağı konusunun ele alındığı bir toplantıya, ilk olarak Antalya'da toplanan Suriye muhalifleri temsilcileri de katılıyor.
Bunların içinde Suriye İhvan-ı Müslimin Hareketi'nin temsilcisi Mülhem Drebi de var.
Kendisine bir siyonistin düzenlediği toplantıya niçin katıldığı sorulduğunda ise, şöyle cevap veriyor: "Neden katılmayacakmışız? Suriyehalkını destekleyen heryere gideriz."
O toplantıya katılanlardan biri de Özgür Suriye Ordusu Sözcüsü Fahd el-Masri...
Bernard Henry Levy başka bir toplantıda siyonist rejim cumhurbaşkanının önünde bu girişimleriyle ilgili açıklamalarda bulunup bir brifing veriyor.
Bir televizyon programında Suriye'nin nasıl vurulacağını söylerken, "Yahudilerin Geleceği" konulu bir toplantı da bu konuda açıklamalarda bulunuyor.
Şimdi soruyoruz:
Bernard Henri levy'nin Tel Aviv'de Livni ile birlikte yaptığı ve bir saat kadar süren o konuşmasının Mısır ile ilgili bölümlerini Başbakan Erdoğan'ın önüne getiren ilgili kaynak veya danışmanları, bu Bernard Henri Levy adlı azgın siyonistin Suriye konusundaki sözlerini ve çabalarını bilmiyorlar mıydı?
Sayın Başbakan'ın "Mısır darbesinin arkasında İsrail var" dedirten ifadeleri başbakana gösteren ilgili kaynak veya danışmanları, Levy'nin Suriye konusundaki sözleri ve girişimleriyle ilgili bilgileri de verseydi, acaba sayın Başbakanımız o zaman ne diyecekti..?
Şimdi ise Amerika, İngiltere, Fransa savaş uçakları ve savaş gemilerinin Suriye'yi nasıl vuracağı konuşuluyor. Bunu iki yıl öncesinde Bernand Henri Levy zaten açıklamıştı.
Suriye'nin de Libya'da olduğu gibi vurulacağını açıklayan Levy, acaba Suriye'deki onbinlerce Suriyelinin ölümüne yol açan o kanlı iç savaşın arkasında kim olduğunu kendisi açıklamış olmuyor mu...?
Eğer bu konuda bizi yanılmakla suçlayacaksanız, o zaman Sayın Başbakan'a, Bernard Henri Levi'nin Mısır ile ilgili sözkonusu ifadelerinden "darbenin arkasında İsrail var" hükmünü verirken, Suriye için böylesine yıkıcı faaliyetlerin içinde olan Levy'nin sözleri ve çabalarının ne anlama geldiğini sorunuz...!
Kritik zamanların ve süreçlerin konuşmacısı Sayın Bülent Arınç, "Suriye'ye dış müdahale" için meclisten tezkere çıkartabileceklerini söylüyor.
Irak işgali döneminde Türkiye'de yaygın muhalefet ve gösterilerin de etkisiyle Meclis'te reddedilen "1 Mart Tezkeresi"nin yerine yeni bir tezkere gelecekler. Biz de Sayın Arınç'a çıkartmayı düşündükleri bu "tezkere"nin adını "Bernard Henri Levy Tezkeresi" koymalarını öneriyoruz...
Bugün televizyon programlarına katılan bazı İslamcılarımız, dün Irak işgali döneminde Meclis'ten tezkerenin geçmemesi için bütün Türkiye'nin meclisteki miletvekillerine yakın markaj yapmasını önermişti. Bunlar kayıtlarda var. Şimdi ise, Suriye'ye yapılacak bir ABD-fransız-İngiliz saldırısının nasıl başarılı olabileceğini tartışıyorlar....
Onların bu tatışmayı televizyon ekranlarında yapmaları yerine, Pentagon'a veya NATO karargahına gidip orada ABD'li generaller ile yapmaları daha etkili olmaz mıydı? O zaman ABD generalleri İslamcıların bu işe ne kadar iştahlı olduklarını gördüklerinde saldırı motivasyonları beş katına yükselirdi...
Devam edecek.....
velfecr