Suudi Arabistan: Farklılıklara Rağmen Washington ile Çıkarlarımız Güçlü Seviyede
Suudi Arabistan: Farklılıklara rağmen Washington ile çıkarlarımız güçlü kalacak
TERCÜMEHABER /TEVHİDHABER
Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Washington ile Körfez ülkeleri arasındaki çıkar ve işbirliği alanlarının farklılıklara rağmen güçlü kalacağını söyledi.
Suudi “Al-Arabiya” kanalının (hükümet) Çin Devlet Başkanı'nın tarihi ziyaretinin ardından internet sitesinde yer alan habere göre bu, Pazar günü Abu Dabi'deki bir diyalog oturumu sırasında Suudi bakan tarafından yapılan bir konuşmada geldi.
Bakan, Krallığın tüm ortaklarla diyalog yoluyla "petrol fiyatlarını istikrara kavuşturmak" için çalışmaya devam edeceğini belirterek, "petrol fiyatlarının artık adil ve istikrarlı" olduğunu vurguladı.
"Petrol fiyatı tüketici ve üretici için adil olmalı ve bunu Amerika'ya anlattık" diye ekledi.
Üç ay önce ABD Başkanı Joe Biden, Körfez ülkelerine benzer bir ziyarette bulunmuştu, ardından Suudi Arabistan ile Washington arasında petrol fiyatları konusundaki anlaşmazlık olmuş ve Amerika Riyad'ı Ukrayna'ya savaşında Rusya'yı deteklemekle suçlamıştı
Geçtiğimiz Kasım ayı itibarıyla üretimi günde 2 milyon varil azaltan “OPEC+” petrol ittifakına Suudi Arabistan ve Rusya liderliğindeki bağımsız üreticiler liderlik ederken, ABD fiyatları yükselttiğini gördüğü üretim kesintisini eleştirimişti
Al Arabiya kanalına göre Suudi dışişleri bakanı, "Washington ile Körfez ülkeleri arasındaki çıkarların ve işbirliği alanlarının farklılıklara rağmen güçlü kalacağını" vurguladı.
Suudi dışişleri bakanı "Riyad ile Moskova arasındaki ilişkilerin iyi olduğunu ve bunun, krallığın bazı mahkumları serbest bırakmak için anlaşmalara arabuluculuk yapmasına yardımcı olan diyalog yoluyla inşa edilmesi gerektiğine" dikkat çekti.
Suudi dışişleri bakanı, İran'la nükleer anlaşmaya varılamamasıyla ilgili bir soruya yanıt olarak, bunun "bölgeyi çok tehlikeli bir aşamaya gireceğini" söyledi.
Suudi dışişleri bakanı "Nükleer bir anlaşmaya varılması, Tahran'ın nükleer silah üretmeye çalışmayacağının garantilerinin olduğu anlamına gelmediğini" açıkladı ve bu silaha sahip olmasının "bölgenin güvenliğini tehdit eden tehlikeli bir gelişme olabileceğine" dikkat çekti.