Abdurrahman Dilipak
Tapmam sizin taptıklarınıza!
Benim Rabbim, gecenin en karanlık anında, kara taş üzerinde yürüyen, yumurtasından yeni çıkmış kara karıncayı hem gören, hem ayak seslerini ve kalp atışlarını duyan, hem de onun rızkını ona verendir.
Hz. Lut misali, kendi kavmim içinde tek kişi de kalsam, O’nun gibi O’nun ayak izlerinden yürüyen tek kişi olmak isterim. Bütün insanlık helak olsa, kurtulacak 40 kişi ise, Hz. Nuh’un gemisine bineceklerden biri de ben olmak isterim, O’nun insanları kurtuluşa çağıran sesine ses vermek isterim. Bir kavim kurtulacak olsa, ben Hz. Musa’ya yoldaş olmak isterim, Harun misali...
Calud’a karşı Talut’un ordusundan asker olmak isterim, hem de 301’in sondaki 1’incisi gibi elinde sapan taşı ile Calud’a karşı koyan.
Benim Rabbim Talut’un da Calud’un da Rabbidir. İnsanların, meleklerin, cinlerin, şeytanların, göklerin ve yerin her ikisi arasında ne varsa onların da Rabbidir.
Haşa, çabalarım; Allah’ın yetmeyen gücüne güç yetirmek, yetmeyen aklına akıl yetirmek, yetmeyen parasına para yetirmek için değil. O, bütün noksanlardan münezzehtir. O, hiç kimseye muhtaç değil, her şey O’na muhtaçtır.
Bana hayır gibi gelen şeylerde şer olabileceği gibi, şer gibi gelen şeylerde nasıl olsa hayır olabiliyorsa ve hayır ya da şer O’nun iradesinin içinde ise, ben O’nun rızasının tecellisinin vesilesi olmak isterim. Dilerim ki, O, benim ellerimle cezalandırsın zalimleri ve benim ellerimle yardım etsin mazlumlara.
O; Allah, Bill Gates’in, Elon Musk’ın, DSÖ’nün başkanının, Dünya Ekonomi Forumu’nun, Biden’ın, Kamala Harris’in, Putin’in, Kraliçe’nin, Çin Devlet Başkanı’nın kendini İlah ve Rab zanneden, Tanrı olmaktan söz eden zavallıların da Rabbidir.
Bu dünyada kral ya da hiçbir şeyi olmayan biçareler de Allah’ın mülkünde, ruhsat verilen ölçüde, sınırlı tasarruf imkanına sahiptir. Onların vadesi dolduğunda, onların fil ordularını yok etmek için ebabil kuşları bile yeter. Bir damla su tufan olur, esen rüzgar dondurur ya da yakıcı bir ateşe dönüştürür. Yer titrer de üstünde bir de bakmışsınız ot bile kalmamış.
Dağlar volkan olur ateş kusar, Lut kavminin başına gelen gibi gökten taş yağar başlarına.
Benim oyum kime mi? Daha önce yazdım. Allah’a hesabını veremeyeceğim hiçbir tercihte bulunmama konusunda hassasiyet göstereceğim. Sonunda birilerine vekalet vereceğim. Biliyorum, vekil ettiklerimin benim adıma yaptıklarından ben de sorumluyum. Ölümü gösterip hastalığa razı etmeye çalışanlar eğer önüme ötekilerden beter birini koyarlarsa, kerhen de olsa “bizden” diye önüme ne koyarlarsa listelerine mühür basmayacağım. Onlara değil hesabını Allah’a vereceğim, yapacağım işin.
Öfkeleri ağızlarından taşan İslam ve Hak düşmanları, münafık karakterli BİREY’lerden, cahil, zalim, müstekbir, mütrefin, fasıklardan da uzak duracağım.
Kırmızı çizgilerim de var elbette, TransHumanizm, NeuraLink, 5G, aşı, Starlink gibi işlerin peşinde koşan, İstanbul sözleşmesi ve Lanzarotte, toplumsal cinsiyet gibi fitne ve fesat işleri dayatmak isteyenlere vekalet vermeyeceğim.
Allah canlıları erkek ve dişi yarattı, Allah’ın yarattığı şeyin fıtratını bozmaya çalışanlar ve onların zihniyet ikizleri ile işim olmaz.
Ben Allah’ın lanet ettiği işleri yapan ve savunanlara vekalet vermem, veremem.
Veresetül Şeytan olanların şerrinden Allah’a sığınırım. Benim dinim bana, onların dini onlara.
Ben tapmam onların taptıklarına, zaten değil mi ki, onlar da tapacak değiller benim taptığıma.
Unutmayın, Allah akıllarınızdan kalplerinizden geçenleri, kapalı kapılar arkasında fısıldaşarak konuştuklarınızı biliyor ve onların hesabının sorulacağı bir gün var.
Unutmayın bu dünyada yaptığınız ve yapmanız gerekirken yapmadığınız, söylediğiniz ve söylemeniz gerekirken söylemediğiniz her şeyden hesaba çekileceksiniz. Unutmayın, o gün sözkonusu kul hakkı ise bir yardımcınız da olmayacak.
Annenin çocuklarından kaçtığı o gün, yapayalnızsınız…
İşte ben o gün defteri arkalarından verilecek olanlardan olmamak için, Allah’tan korkarak, ince eleyip sık dokuyacak, kılı 40 yararak oyumu kullanacağım...
Ya Rab, bize Hakk’ı Hak, batılı batıl göster, Hak’da toplanmamızı nasip et. Bizi nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanların değil. Selâm ve dua ile.
Not: Sahi ben bunları yazdım ama, zaten iman eden, “Ben Müslümanlardanım” diyen herkes aynı şekilde davranacak değil mi? Herkes kararından sorumludur. Bu dünyada ben haklıyım, sen haklısın diye tartışıp durduğumuz şeylerin hakikatinin bize gösterileceği bir gün var.