Abdurrahman Dilipak
Trump dönemi başlayacak...
Planlanan şekli ile 20 Ocak’ta Pazartesi günü bir aksilik olmazsa Biden dönemi sona erecek ve Trump dönemi başlayacak. Tabi başlayabilecekse!
Trump bakalım Türkiye’yi bu törene davet edecek mi? Davet ederse Türkiye gidecek mi? Türkiye ile ilgili Suriye konusunun 1000 yıllık özlemimiz olduğunu söylerken ne demek istedi aceba!? Çünkü biz Suriye ile 100 yıl önce tek devlettik. “Güçlü ordumuz”dan söz ederken “ucuz asker deposu” olarak mı görüyordu yoksa! Eski Sovyet döneminde kimdi, biri “bu kadar güçlü bir ordu bize karşı ise çok az, komşularına karşı ise çok fazla demişti. Sonuçta güçlü ordumuz onların gözünde, 47 yıldır, ABD’nin desteklediği PKK/PYD ile bile baş edemiyoruz!? Çünkü karşımızda bir örgüt değil, dünyanın en büyük silahlı gücüne sahip bir devlet var.. Başımıza çuval geçiriyorlar. Eşref Bitlisin başına geldiği gibi başka birilerinin de başına bir şeyler geliyor.
Trump çok kaba bir adam. Onu biz Rahib Bronson’u serbest bırakmak zorunda kaldığımız süreçten tanıyoruz. Darbelerden sonra beyaz saraydan yapılan açıklamalardan tanıyoruz bunlar. Kıbrıs barış harekatından sonraki ambargo günlerinden tanıyoruz dostumuz, müttefikimiz, stratejik ortağımız amerikayı.
Trump Çin’e tören için davetiye gönderdi ama bize henüz bir davetiye gelmedi. Çin katılmayacağını açıkladı. Herhalde biz daha önce olduğu gibi elçilik olarak törene katılacağız ama bu törene PYD ve DSG’yi temsilen iki kişi katılacak. YPG Komutanı Mazlum Kobani ve İlham Ahmed için resmi davet yapıldı. Bu olanları nasıl okumamız gerek? İsraile atamayı düşündüğü büyükelçi Netenyahu’dan daha Siyonist. Yunanistan’a da “kendi ailesinden birini” atıyor. Türkiye’ye de bir iş adamını..
DSG ve PYD’den çağrılanların rütbeleri şöyle: Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ve Rojava’daki Demokratik Birlik Partisi (PYD)’den birer kişi. Peki Rojava’dan birinin katılması ilginç değil mi?
İster misiniz Trump Trump’luğunu yapsın, FETÖ’den de birilerini davet etsin..
Zaten o törende Satanist Pedefolik Siyonistlerle bir arada bulunmak çok da arzulanacak bir şey olmasa gerek, birileri için “onur” olsa da.
Şunun şurasında görev devir teslime tam bir ay kalsa da, bu bir ay gelinen nokta itibarı ile çok uzun bir süre.. Almanya’da da siyasi kriz patladı. İnsanlar sığınaklarına tahıl stokluyor. Polonya’da okullarda savaşa hazırlık, ilk yardım, savaş şartlarında hayatta kalma becerileri dersi verilmeye başlamış. ABD’de sanal dron’larla savaş tatbikatları yapılıyor. Siber bir savaş’dan uzay savaşından söz ediliyor. Ukrayna’nın Rusya sınırından Rusya’dan fırtlatılmış gibi batı Avrupa’ya doğru bir takdik nükleer füze fırlatılmasının ardından NATO’nun Rusya’ya saldırması senaryolarından söz ediliyor.
Suriye sonrası Türkiye ciddi anlamda yalnızlaştı.. Rusya ile ipler kopma noktasına geldi. Zaten NATO ile kopma noktasına gelmişti.
Trump gelmezse ayrı bir bela, gelirse başka bir bela. Sonunda her ikisi de Siyonist. Birileri tek devlet olacak, öteki devletler ona bağlı olacak diyor. Ötekiler hayır ABD’de olmayacak “Tek dünya, tek aile ve tek gelecek” diyor. ABD’ye karşı çıkanlar devlet olacaksa üç devlet olsun diyor bir başka grub. Onlar da ABD, İngiltere, AB olsun diyorlar. O zamanda BM Güvenlik Konseyinin diğer iki ülkesi, Rusya ve Çin, “bize hani” diyorlar. Putin “tek kutuplu dünya olmayacak” derken, ABD İngiltere ve AB bir olsun. Biz de Rusya, Çin, Hindistan olalım” diyor. Daha doğrusu “NATO karşısında bu kez Varşova değil, BRICKS olsun” diyor. Böylece yeni bir iki kutuplu dünya modeli öneriyor.
Tabi GlobalReset’çiler, zaten dünyayı yapay zeka ve yapay bilinçle yönetmek isterken, dünya nüfusunu 1 Milyarın altına çekmek ve bundan sonrası nüfus politikasını da yapay zeka ile planlamak istiyor. Yani biyolojik insan olmayacak, onun yerine insan üretimi siber kuluçkalarda olacak. Aile ve cinsiyet olmayınca zaten farklı bir dünya sözkonusu. BİREY dedikleri canlı organizma insan değil, din, ahlak, gelenek ve biyolojik cinsiyetinden bağımsız, GENDER diye tanımlanan biri..
GlobalReset çetesine katılan İnsin Şeytanları, bu konuda, yönetim, yöntem, nihai hedef konusunda anlaşamıyorlar. Yoksa, Trump ile Biden arasında fark yok.
ABD yeni Babil. Büyük bir put. ABD yıkıldığında enkazı altında kalmayacak ülke yok. ABD de iç savaş çıktı, bölündü diye düşünün, tüm dünyada kişilerin şirketlerin, döviz bürolarının, bankaların, merkez bankalarının, offShore’lerdeki kiralık kasalar dolarla dolu. Bunlar çöp olacak. FED üzerinden Tarihin en büyük soygunu gerçekleştiriliyordu ve o daha büyük bir şok dalgası ile, finans piyasasında çöküşlere sebeb olacak. ABD ayakta kalacak olursa, nakit para geri çekilip, yerine kripto para verilecek. Kağıt para verilirken de bu parayı nereden buldun diye soracaklar. Bunların çoğunu terör parası, uyuşturucu parası, sahte para diye karşılığında bir ödeme yapmayacaklar. Bütün kayıt dışı paralar, Mafia paraları hepsi çöp olacak..
ABD dünyanın başına her iki halde de bela.. Tabi ABD dolarının çökmesi halinde bundan en çok zarar görecek olanların başında Çin geliyor. Çünkü FED’den sonra kasasında en çok dolar bulunan kurum Çin merkez bankası. Dolar “Rezerv para” olduğu için zaten bütün merkez bankalarının kasasında var ama, tabi bir de petrol zengini ülkelerin o paraları bir anda çöp olacak.
ABD’de görev değişikliği normal bir devir teslim değil, ABD’nin ve dünyanın geleceği için uluslararası sistem açısından çok özel ve sembolik bir anlama sahip.
Geri sayım başladı.. Her doğan gün, yeni şok edici bir haberle uyanabiliriz.
Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.. Kim bilir belki de bu şekilde uluslararası, sistemin çöküşüne tanıklık edeceğiz. Allah dilerse onları birbirine musallat eder. Öte yandan, insanlık olarak, genel anlamda “haksızlıklar karşısında susanlardan olduğumuz için” korkarım çok ağır bir bedel ödeyeceğiz. Zor bir dönem olacak ama ardından yeni bir dünya kurulacaktır. Düşünsenize o kadar vurgun, soygun, haksız kazanç ve hepsi çöp. Ama bütün bu edinim ve kazanımların öbür dünyada karşılığında cezaya çarptırılacak olmak, haram kazanç sahipleri için çifte ceza olsa gerekir. Selam ve dua ile.
mirathaber