Trump yönetimi, Kasım 1963'te Teksas'ın Dallas kentinde öldürülen ABD'nin 35. ve ilk İrlanda kökenli Katolik başkanı John F. Kennedy suikastıyla ilgili binlerce sayfalık belgeyi kamuoyuna açıkladı.

JFK suikastının üzerinden neredeyse 62 yıl geçmesine rağmen, bu olay komplo teorilerini beslemeye devam ediyor. Amerikalıların şaşırtıcı bir şekilde %65'i, Kennedy'nin öldürülmesinin bir komplonun parçası olduğuna ve Lee Harvey Oswald'ın tek başına hareket eden bir silahlı olmadığına inanıyor.

Yıllar boyunca Fidel Castro'dan George H.W. Bush'a kadar pek çok isim, JFK suikastıyla bağlantılı komplo teorilerinde adı geçti. Ancak daha az bilinen bir şey, İsrail'in bu suikastla bağlantılandırıldığı çok sayıda komplo teorisinin olması ve bunların suikastın gerçekleştiği yıldan beri var olması.

1963'te Kennedy'nin belirsiz bir "Siyonist komplo"nun parçası olarak öldürüldüğü fikri, Arap ve Müslüman dünyasının büyük bir kısmında hızla yayıldı. Arap milliyetçisi ve Siyonizm karşıtı rejimler ve hareketler, bu teoriyi İsrail'e karşı propaganda aracı olarak kullandı.

Suikast sonrası yıllarda, İsrail komplosu ülkenin nükleer silah programıyla ilişkilendirildi. Komplo teorisyenlerine göre Kennedy, İsrail'in hızla ilerleyen nükleer silah programını durdurmak istiyordu. Bu programın, Fransa'nın yardımıyla 1960'ta test aşamasına geldiği iddia ediliyordu.

Komploya göre Kennedy, İsrail'in nükleer silah edinmesinin Arap rakipleri arasında bir nükleer silahlanma yarışına yol açacağından ve nükleer savaş ihtimalini artıracağından korkuyordu. Kennedy'nin yardımcısı ve halefi Lyndon B. Johnson'ın, İsrail tarafından başkanı öldürtmekle görevlendirildiği öne sürüldü.

Peki bunun için herhangi bir kanıt var mı?

ABD'nin Ulusal Güvenlik Arşivi'nin 2016'da yayınladığı JFK ile ilgili belgelerde, Kennedy'nin İsrail'in Dimona nükleer tesisini yakından izlemek istediği ve dönemin İsrail Başbakanı David Ben-Gurion hükümetini, İsrail'in nükleer silah edinmesini engellemeye zorladığı ortaya çıktı.

Kennedy, 1945'ten sonraki diğer tüm başkanlardan daha fazla, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi konusunda samimi bir savunucuydu - bu İsrail'i de kapsıyordu.

Ancak JFK ile ilgili belgelerin hiçbirinde - Trump'ın bu hafta açıkladıkları da dahil - İsrail'in suikastla herhangi bir bağlantısı olduğuna dair tek bir kanıt çıkmadı.

Bu komplo teorisi, ABD ve Avrupa'daki antisemitlerin favorisi haline geldi. Ancak 2004'te, İsrail'in nükleer silah programının boyutlarını 1986'da dünyaya açıklayan İsrailli Mordechai Vanunu'nun bu teoriyi desteklemesiyle komplo tekrar gündeme geldi.

Vanunu, İsrail'in Kennedy'yi nükleer programına karşı çıktığı için öldürttüğü fikrini desteklemiş olsa da, bu iddiasını kanıtlayacak ikna edici bir delil sunmadı ve hiçbir zaman ortaya çıkmadı. Vanunu'nun asil ifşaatçılık çabaları nedeniyle 18 yıl hapis yatmış olması, onun motivasyonunun İsrail devletine duyduğu öfkeden kaynaklanmış olabileceğini gösteriyor.

2009'da Libya diktatörü Muammer Kaddafi, BM Genel Kurulu'nda yaptığı bir konuşmada, Kennedy'nin Dimona konusundaki şüpheleri ve Ben-Gurion'a uyguladığı baskı nedeniyle öldürüldüğünü söyledi. Ancak Kaddafi'nin, herhangi bir somut kanıt sunmadan, komplo teorisinin eski versiyonlarını tekrarladığı anlaşılıyor.

Yayımlanan makle https://www.newarab.com'dan alınmıştır metinde yer alan bazı ifadeler Tevhidhaber.com yayın politakasını yansıtmayabilir.