"Türk-Kürt Krizi"nin Kaynağı ABD Yönetimi

"Türk-Kürt Krizi"nin Kaynağı ABD Yönetimi

ABD Başkanı George Bush’un, Ortadoğu bölgesinde en iyi iki müttefiki Türkiye ve Irak Kürtleri arasında oldukça şaşkın bir konumda bulunduğu şüphesiz.

ABD hesaplarını tekrar yapmak ve Türk-Kürt veya Türk-Irak çatışmasının meydana gelmesini engellemek için bu iki müttefike etkin diplomatik baskılar uygulamak zorunda görülüyor. Zira böyle bir çatışma askeri olarak işgal ettiği yeni Irak devletini savunmasını gerektiriyor.
EYMEN YAGİ
Şu ana kadar Washington Irak merkezi hükümeti ve Kuzey Irak hükümetini PKK’nın ofislerini kapatma ve örgütü siyasi alana çekme vaatlerinde bulunarak siyasi ve askeri olarak abluka altına almaya sevk etmek suretiyle havayı ve krizi soğutabildi.
Ayrıca Irak ve ABD isyancılarla savaşma ve PKK’nın mevzilerini ve üslerini vurmak için Irak topraklarındaki Türk müdahalelerini görmezlikten gelme sözü verdi.
SORUNUN KAYNAĞI ABD
Her gözlemci, özel olarak Irak’ta ve genel olarak Ortadoğu’da artan sorunlar ve direnişlerle karşılayan ABD yönetiminin Türk-Irak sınırında yaşanan gerginliğin arkasında olduğu gerçeğinin farkında. Bunun kanıtı ise Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın aracılık ve yatıştırma çabaları öncesinde PKK’nın ABD ve Irak hükümetinin arkasına gizlendiğini teyit etmesi. Erdoğan, krizin Amerikalılar ve uluslararası çevreler tarafından yatıştırılması ve kontrol altına alınması kapsamına girmesi sonrası bu direkt suçlamaları dile getirmekten vazgeçti.
İlkesel olarak Başkan Bush yönetimi krizi dondurabildi ve ‘güçlü-zayıf’ müttefik Türkiye’nin provoke edilmesi hususundaki hesapların karışması sonrası bu krizin uzantılarını kontrol altına alabildi. Şöyle ki Ankara yönetimi askerin ve öfkeli sokakların baskısı altında kendisini peşmergeler ve Amerikan ordusuyla karşı karşıya getirecek tehlikeli askeri bir maceraya girmeye hazırdı. Fakat Türkiye birçok sebepten dolayı geri adım attı veya operasyonu erteledi. Bu sebeplerden ikisi öner çıkıyor:
İKİ ÖNEMLİ SEBEP
Birincisi, PKK ile çekişmenin ABD ve İsrail tarafından desteklenen Irak Kürdistanı ordusuyla direkt çatışmaya dönüşmesi korkusu. Türkler şu günlerde konumların ve kavramların değiştiğini idrak ediyorlar.
Zira Irak Kürtleri şu an kendilerinin Türkiye için Kürt evlatlarının birbirleriyle savaşmayacağını ifade etmekten geri durmuyorlar. Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ‘Kürt liderlerinin Türkiye’ye tesliminin gerçekleşmeyecek bir hayal olduğunu’ açıkça dile getirdi. Irak Kürdistan hükümeti başkanı Mesut Barzani de Türk ordusuyla mücadelede bölgeyi savunmaya hazır olduklarını ilan etti.
TÜRKİYE YALNIZ KALABİLİR
İkinci sebep ise Avrupa Birliği, NATO Paktı ve ABD tarafından muhtemel ve beklenen Türk müdahalesi karşısında çabucak beliren temkinli yaklaşımlar Ankara’yı bu harekatın AB üyeliği talebi üzerindeki sonuçlarını ve uzun yıllar alabilecek bir çatışmada müttefiksiz tek başına kalacağını düşünmeye itti.
Türkiye’nin tereddüt içinde olduğu ancak müttefiklerini PKK tehlikesini bitirme misyonuna sevk etmek ve bu krizi kullanmak için tercihlerini elinden bırakmadığı açık.
ABD de bölgedeki stratejik ve eksen rolü içinde sıradan olmayan bir ülkeyle böyle tehlikeli bir oyunu tamamlama noktasında daha fazla tereddüt içinde. Türkiye diğer ülkeler gibi dolduruşa gelmez, bölgesel ve İslami konumunu bırakmaz.
Türk AKP’nin politikaları Bush yönetimindeki yeni muhafazakarları, ABD’deki Yahudi lobisi ve İsrail hükümetini şaşırtmayabilir ancak ortada Türkiye’yi bir bedelle kendi isteklerine boyun eğdirmenin zorluğu var. Şu ana kadar böyle oldu ve Bush-Erdoğan görüşmesi sonrası tablo daha da netleşecek.

Katar’da yayımlanan El Vatan gazetesi, 26 Ekim 2007,
Arapçadan çeviri: Halil Çelik / Vakit