Abdurrahman Dilipak
Turkish Demir Lady!
Horozu çok olan mahallede sabah geç olur..
Her kesimden birilerini başınıza toplamak zor değil, bunlar cin toplamak gibidir, bunları dağıtmak zor olur. Siyasetin cinleri ve hinleri tehlikelidir.. Hepsinin bir fikri ve bir talebi vardır. Önce uyumlu gibi gözükseler de, sonra dişlerini gösterirler..
Siyaset konusunda insanlar ne kadar hevesliler. Kişi kendi nefsinin, ailesinin sorumluluğunu taşımaktan bile acizken, nasıl oluyor da bütün bir toplumun sorumluluğunu böyle isteyebiliyorlar. İnsanlar çok cahil, zalim ve nankör! Ne kadar kibirliler, dağların kabullenmek konusunda titrediği, Hz. Ömer’in dizlerini titreten bir sorumluk konusunda nasıl cüretkâr taleplerde bulunabiliyorlar. Bilmiyorlar ki, ihtirasla istedikleri o makam ve mevki kendilerinin imtihanı olacaktır. Makam ve mevki aşkı aşkların en tehlikelilerinden biridir. Aşk ve öfke aklı zail eder, aşk ve öfke sarmalına yakalanan bir siyasetçi, bir bürokrat için siyaset dua ile istenen belaya dönüşür.
Meral Akşener hangi saikle böyle bir işe soyunuyor dersiniz! Başbakan olacaktı, gençlik hayallerini süsleyen o makama mı gelmek istiyor? Barzani de böyle bir hayalin peşine takılmıştı. 15 Temmuz öncesi yakında başbakan olacağını söylüyordu, yurtta sulh hareketi başlattı, ama olmadı. Şimdi Cumhurbaşkanı olma hayalleri kuruyor.
Kurucular kurulunda MHP ağırlıkta olsa da, her kesimden birileri var gibi. CHP’li de var, Milli Görüş kökenli de.. O teyid etmese de, Pensilvanya’dan esen rüzgârlar onun yelkenlerini şişiriyor.
AK Parti karşıtları için yeni bir siyasi platform daha doğdu. FETÖ nün, CHP ve HDP’ye giden oyları, sandığa gitmeyen oyları almaya çalışacak. Siyaset piyasasını hareketlendirmek için önümüzdeki günlerde, yeni milletvekili transferleri olabilir. Daha çok da belediyeler ve belediye meclislerindeki meclis üyeleri üzerinde çalışacaklar.
Bazı partilerle bu parti birleşebilir. 2018’in 2. yarısında bazı partilerle “seçim ittifakı” konusu gündeme gelebilir..
AK Partiden fazla giden olmayacak. Onlar havaya, ortama, tepkilere bakacaklar. Kimse yenilecek ata oynamak istemez.. AK Parti içinde olup da kendini gizleyenler, deşifre olmak istemeyecektir. Üzerlerine gelinmesinden korkacaklardır.
Bir de MHP’den ayrılanların ağırlıkta olduğu, FETÖ damgası yemiş bir partinin işi zor. MHP’de kalanlar ülke genelinde ayrılanlara karşı etkin bir kampanya yürütecektir.
MHP bu durumda AK Parti ile işbirliğini sürdürecek.
İP’in barajı aşması imkânsız derecede zor. Dolayısı ile bu iş sonuçta AK Partinin işine yarayacak. Bu işten CHP de zararlı çıkacak, HDP de. Buraya giden FETÖ oyları İP’e giderse az da olsa bir oy kaybı sözkonusu. Öte yandan; HDP ve CHP kendilerinin zayıf olduğu bölgelerde AK Parti’ye zarar vermek için İP’e oy verebilirler. Bu konuda kitlesel bir hareket söz konusu değil. Ve tabi FETÖ’nün elebaşları kaçtı. Sempatizanlar da yoklar. Gizlenenler de sandığa gitmeyecekler. Onun için FETÖ oylarında da “Abla” umduğunu bulamayacak sanırım.
Akşener vakası, yeni bir Genç Parti / Cem Uzan vakası olarak tarihe geçecek gibi. MHP’de kalan da MHP’den ayrılanlar da sonuçta AK Parti’nin şansı olacak. Akşener belki farkından değil ama, o kaçtığını sandığı bir şeye doğru koşuyor. “Aşk ve öfke gözü kör eder” derler ya, bunlarda Erdoğan ve AK Parti’ye öfke, iktidar olma ve FETÖ aşkı gözlerini kör etmiş. Bunlar için söylesen de bir söylemesen de, gözleri var görmezler, kulakları var duymazlar..
Bölen hiçbir grup bölünenden daha büyük bir parça oluşturmamız.
Akşener Anıtkabir, oradan Hacı Bayram’a gitmiş, başını örtmüş, dua etmiş, sonra da Saka kraliçesi Tomrik hatuna selam göndermiş.
Şaman “atalarımız”ın “Güneş Kült”üne de gönderme yapmayı ihmal etmiyor “Neo Asena” ablamız. Biraz Şinto takılmış sanki, intihal logosunu açıklarken. Aslında partinin adı da, logosu da, kaligrafisi de intihal, daha ilk günden mahkemelik oldular. Nedense Akşener ablamız, “Ay ve güneş Allah’ın iki şearidir” şeklindeki ayeti hatırlamamış. Başını örtüp Hacı Bayram’a gittiğine göre laiklik konusunda fazla bir endişesi yok. Ya da mesela “Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur” diye şiir okuyabilirdi.
Erdoğan, politika ile poetika konusunda sağlam bir bağ kurdu. Anadolu’nun fetih destanı ile başlayan süreç devam ediyor. Baksanıza F. Gülen bile, son videosunda ortaokul müsameresini andıran bir eda ile “ayağa kalk Sakarya” diye ayağa fırladı birden!
Çekirdek kadrosu toplumda hiç de heyecan uyandırmadı. Megaloman, yolsuzlukla anılar, polemikçi adam kurucular kurulu listesinde hemen farkediliyor. Tabi ilginç profiller de var listede, ama bunlar toplumda karşılığı olan, güven oluşturan isimler değil.
Turkish Demir Lady, (Bizde eskiden Türkçe Müzik derken, mesela A’la Turca Müzik” denirdi. Batılı olan ise “A’la Franca” denirdi. Burada “Demir”i “Timur/Temir” diye mi yazmalıyız, yoksa “iron” demek gerek acaba?) Neyse, İP’in kurucuları arasında, Muhsin Yazıcıoğlu “suikastı” davası sanıklarından biri de varmış, asker kökenli, aramayı başka yöne yönlendirerek helikoptere ulaşılmasını engelleyen kişi. Bir de “15 Temmuz gazisi” varmış!.
Meral Abla’nın işi zor. İlk günlerin heyecanından bazı gerçekleri anlaması zor ama, gerçeklerin bir huyu var, o bir gün bir şekilde kendini gösterir, ama o zaman gerçeklere gözlerini kapatanlar için çok geç olur.
Bakalım FETÖ’nün kehanetleri ve derin desteği, FETÖ’ye destek veren istihbarat örgütlerinin desteği ve bunlara eklemlenmiş, medya, sermaye, siyaset, bürokrasi ve STK desteği Meral Akşener’i kanatlandırıp uçurabilecek mi? Bana göre bu ham bir hayal! Akşener’in olmayacak duasına “amin” diyenler yakın gelecekte görecekler. Halep oradaysa, arşın burada. Hem zaten görünen köyün manzarası ortada. Bazıları bunu göremiyorsa, görmek istemediklerindendir. Hayallerini gerçekmiş gibi sunacak kamuoyu araştırmaları da masa başında üretilen PR çalışmaları olsa gerek.
Görmek istemiyorsanız görmezsiniz! “Görmek istemeyenden daha kör kim olabilir.” Selam ve dua ile..
yeniakit