Harekât düzenlenirse Türkiye-ABD çatışması çıkabilir

Irak savaşının başladığı günden beri kötüleşen Türkiye-ABD ilişkileri, Türkiye Kuzey Irak'a girerse kopma noktasına gelebilir. Irak harekâtı, Türk askeriyle bölgedeki Amerikan askerlerini silahlı çatışma noktasına getirebilir

 

MUHAMMED ESSEMMAK

Türkiye iç savaşla Irak'taki Kürtlerle savaş arasında bir tercih yapacak olsa ikincisini seçer. Ankara Kuzey Irak'ta bir Kürt devletinin kurulmasının, Türkiye'den geniş bir bölgenin Kürdistan'ın parçası olması için 'alınması'na kapı açacağını biliyor. Zira bu bölgelerde 10 milyon Türkiyeli Kürt yaşıyor ve Kürdistan'a katılmak istiyorlar. Kürtlere zulmetmek doğru değil. Kürtler uzun yıllar milliyetçi hakarete maruz kaldı. Kimlikleri silindi, dillerini kullanmaları yasaktı. Azınlık olarak hakları çiğnenmişti. Bu durum sadece Türkiye'ye özgü değil, Irak, İran ve Suriye gibi başka ülkeleri de kapsıyor.
Bu nedenle Irak Kürdistanı'ndaki Kürtlerin güçlenmesi, kardeşlerinin de onlara katılma girişimlerini artırıyor.
Bunun için Kürtlerin bulunduğu ülkeler Irak'taki Amerikan savaşı öncesinde şu temel konuda anlaştı: Irak, bir Kürt devleti kurulacak biçimde bölünemez. Fakat bu Kürt devleti Amerikan emriyle kuruldu; şu an resmen bağımsızlık ilan etmemiş olsa da, ABD'nin desteğinden besleniyor. Bu devlete karşı koymak ABD'ye karşı koymak anlamına gelir. ABD Başkanı Bush'un, 'Kürdistan'a yönelik Türk operasyonu Türkiye'nin çıkarına olmayacak' açıklaması bunu teyit ediyor. Bu tutumu daha önce de ABD Dışişleri Bakanı Rice'ın Ankara'ya gönderdiği heyet dile getirmiş ve 'Ankara'nın kendini tutması gereğine' işaret etmişti. Fakat Kürtlerin Kuzey Irak'tan hareket ederek Türkiye içlerinde gerçekleştirdiği eylemler, Türkiye'ye 'kendini tutma' alanı bırakmadı. Ayrıca Ankara'nın kendini tutması, Türk ordusuyla krize yol açar.
Aslında Türkiye-ABD krizi burada değil, Türkiye'nin Irak savaşına katılmayı reddettiği ve ABD güçlerinin operasyonlarda topraklarını ve hava sahasını kullanmasına bile karşı çıktığı zaman başladı. ABD, operasyonlarını güçlendirmek için Türkiye'nin güneyindeki büyük İncirlik üssünü kullanamadı.
ABD-Türkiye ilişkileri o zamandan beri kötüleşiyor. Durum şu noktaya kadar ulaştı: Türkiye'nin Kürtlere yönelik savaşı, Türk güçleriyle Kuzey Irak'taki Kürdistan'a konuşlanmış ABD güçleri arasındaki silahlı çatışmaya varabilir.
Türkiye'de ordu, hükümet ve meclis, bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasının Türkiye'ye cehennem kapılarını açacağı düşüncesinde buluşuyor. Bu düşünceye İran, Irak ve Suriye de katılıyor. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad bu noktada Ankara'yı ziyaret etti ve Türkiye'nin yanında yer aldı. Keza ABD'nin endişesini katlayan Türk-İran anlaşması da... Üç ülkenin ulusal çıkarları, bu anlaşmalara ve ortak anlayışlara yol açıyor. ABD'yse Kuzey Irak'taki Kürdistan deneyiminin başarısını kendi ulusal çıkarı olarak görüyor. Kongre'nin, Irak'ın üçe bölünmesine yönelik tasarısı bu durumu açıklıyor.
Uluslararası anlaşmalar, 1. Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana bölgedeki Kürt sorununa çözüm bulmakta tökezledi. Hatta sorun 70 yıldan uzun süredir hep kullanıldı ve pazarlık konusu yapıldı. Kürtler çok ağır bir bedel ödedi. Bu nedenle bölgesel çevrelere güvenlerini kaybettiler ve kendilerini ABD'nin kucağına attılar.
İsrail bile bu kirli siyasi oyunun dışında kalmadı.
Durum ne olursa olsun Kürt sorununun Türkiye veya İran üzerinden 'patlatılması' Arap bölgesinin haritasının, etnik, dini ve mezhep temelleri üzerinde yeniden 'gözden geçirilmesi' planı çerçevesinde gerçekleşiyor. Sonuçta uzun yıllardır bir şekilde baskı altında kalan Kürtler istedikleri gibi rahat bir yastıkta uyuyamıyor.
(Lübnan gazetesi Müstakbel, eski Lübnan milletvekili, 22 Ekim 2007)