Türkiye'de Adım Adım LGBT’nin Yasallaşma Süreci
Milli Gazete yazarı Siyami Akyel Türkiye'de LGBT dernekletinin nasıl yasal statü kazandığını kaleme aldı
3 Ağustos 2014, Recep Tayyip Erdoğan’ın düzenlediği bir mitingte AK-LBGTİ’nin bayrak açma anı.
Türkiye’de LGBT, 1993 yılında örgütlenmeye başladı. 20 Eylül 1994’te Kaos GL adında bir dergi yayınladı. 1994 yılında ODTÜ’de öğrenci örgütlenmesi LEGATO kuruldu. 2003 yılında ilk defa Lambda İstanbul tarafından LGBT yürüyüşü gerçekleşti. Yürüyüşe sadece 30 kişi katıldı. LGBT’nin 2000 yılından önceki faaliyetleri örgütlenme aşamasıdır. Gerek örgütlenmesi, gerekse yayılması oldukça zayıftır; dikkate değer değildir.
LGBT’nin dernekleşmesi ve yasallaşması 2004’ten sonradır. Çünkü 1983 yılında çıkartılan 2908 sayılı eski dernekler kanunun 5’inci maddesinde belirtilen esaslar bunu zorlaştırmaktaydı. 04.11.2004 tarih ve 5253 sayılı yeni dernekler kanunu, derneklerin yurt dışıyla işbirliği ve bağlantısının önünü açmıştır. Böylece bu tür derneklerin yurt dışından fonlanmasının da önü açılmıştır.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Fatma Öncü’nün Türkiye’de LGBT alanında 17 tane aktif derneğin olduğu ve bu derneklerin en çok fonlanan dernekler olduğundan bahisle “Niçin?” sorusunu sorması ilginçtir. Zira mezkur kanunun ilgili maddesi buna müsaade etmektedir. Gayr-i meşru bir fonlanma varsa önlemini almak ve önlemek yöneticilerin görevi olsa gerektir.
Bu bağlamda, Avrupa Birliği müzakereleri sürecinde zina suç olmaktan çıkarılmıştır. 1926 tarih ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 440 ve 441’inci maddeleri zina suçunu düzenlemekteydi. 26 Eylül 2004’te iktidar oylarıyla Meclis’te geçirilen ve 12 Ekim 2004 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak Haziran 2005’te yürürlüğe giren TCK’nın 227. maddesiyle Türkiye’de zina yasalarda suç olmaktan çıkarılmıştır.
Avrupa Birliği uyum yasaları bağlamında gerek zinanın suç olmaktan çıkartılması gerekse LGBT’nin etkinleştirilmesi gerçekleştirilmiştir. Bundan dolayı LGBT derneklerinin kurulması, yasallaşması 2004 yılından sonradır.
LGBT’nin dernekleşme ve yasallaşma süreci iki ana başlıkta incelenmelidir. Birincisi 2005 yılından 2011 yılına kadarki süreçtir. Bu dönemde kurulan LGBT derneklerinden bazıları şunlardır:
2005: Kaos GL Derneği kuruldu.
2006: Lambda İstanbul Derneği kuruldu.
2006: Pembe Hayat LGBT Dayanışma Derneği ( Ankara) kuruldu.
2006: Ankara’da LGBT yürüyüşü yapıldı.
2007: İstanbul’da 170 yataklı LGBT oteli açıldı.
2009: Siyah Pembe Üçgen Derneği kuruldu.
2009: İstanbul LGBT Dayanışma Derneği kuruldu.
LGBT sürecinin hızlanmasının ikinci dönüm noktası hiç şüphesiz İstanbul Sözleşmesi’dir.
2011: İstanbul Sözleşmesi imzalandı
Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu Komitesi tarafından 7 Nisan 2011 tarihinde Strazburg’da onaylanan ve Türkiye’nin öncülüğünde 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılması münasebetiyle İstanbul Sözleşmesi olarak anılan mahut sözleşme, 11 Kasım 2011’de Başbakanın imzasıyla TBMM’ye sevk edilmiş, 24 Kasım 2011 tarihinde TBMM’de görüşülerek oybirliğiyle Meclis’te onaylanmıştır. 10 Şubat 2012 tarihinde Bakanlar Kurulu’nca imzalanan sözleşme, 8 Mart 2012 tarihinde Resmî Gazete’de yayınlanmış, 1 Ağustos 2014 tarihinde de yürürlüğe konulmuştur.
Mezkûr sözleşmenin tam adı “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”dir. Sözleşme İstanbul’da imzaya açıldığı için bu adla anılmaktadır. Sözleşme, kadına şiddet gibi herkesin karşı çıkacağı bir başlıkla oluşturulmuştur ancak sonuçlarının ortaya çıkmaya başlamasıyla aslında sözleşmenin LGBT’yi meşrulaştırdığı, teminat altına aldığı sapkınlığını teminat altına aldığı “cinsel yönelim, cinsel partner ve toplumsal cinsiyet eşitliği” gibi ifadelerin sözleşmeye ustaca yerleştirildiği görülmektedir.
2011: 6251 ve 2012: 6284 Sayılı Kanunlar çıkartıldı
İstanbul Sözleşmesi’nin onaylanmasının uygun bulunduğuna dair 6251 sayılı kanun çıkartılmış. 6251 sayılı yasa LGBT’nin iç hukukta elini güçlendirmiştir. 2012 yılında çıkartılan 6284 Sayılı Kanunla İstanbul Sözleşmesi’nin uyum yasaları iç hukukta yerini almıştır.
Türkiye’nin 10 yıl boyunca yürürlükte kalan İstanbul Sözleşmesi’nden 20 Mart 2021 yılında çekilme kararı almasının fiiliyatta bir anlamı kalmamıştır. Zira uluslararası sözleşmelerin iç hukukta resmileşmesini sağlayan uyum yasaları aslında sözleşmenin uygulama yasalarıdır. İstanbul Sözleşmesi’nin iç hukukta uygulama yasaları olan 6251 ve 6284 sayılı yasaları var oldukça sözleşme devam ediyor demektir.
İstanbul Sözleşmesi sonrası LGBT’nin dernekleşme serüveni şöyle:
2011: SPoD (Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları) Derneği kuruldu.
2011 ve 2013: İstanbul’da LGBT yürüyüşü yapıldı.
2013: MEŞCİD (Müslüman Eşcinseller Derneği) kuruldu.
2014: ETCEP (Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği) yürürlüğe konularak bazı okullarda uygulandı.
2015: Hevi LGBTİ+ Derneği kuruldu.
2018: Havle Kadın Derneği kuruldu. “Türkiye’nin ilk Müslüman feminist Kadın Derneği” sloganıyla kurularak İslâm dini derneğin propagandasına alet edildi.
Gelinen süreçte, LGBT’nin resmileşmesi, dernekleşmesi, kurumsallaşarak Avrupa Birliği fonlarından yararlanması, etkinliğini artırması 2005-2023 yılları arasında gerçekleşmiştir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısının beyanına göre Türkiye’de LGBT alanında aktif faaliyet gösteren 17 tane dernek bulunmaktadır.
Netice itibarıyla LGBT, 2000’lerden önce zayıf örgütlenmesiyle toplumun gündemine dahi girmezken, özellikle 2004’ten sonra eli güçlenmiş; dernekler kanununda yapılan değişiklik ve İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasıyla etkinliğini artırmış, yasallaşmasına zemin bulmuştur.
LGBT konusundaki en içler acısı durum ise cinsiyet değişikliği ameliyatının SGK güvencesiyle milyonları bulan masrafının milletimizin üzerine yüklenmesidir.