Eski TBMM Başkanı ve AK Parti Manisa Milletvekili Bülent Arınç, Türkiye'de son 5-6 yıl içerisinde neler yaşandığı ve nelere teşebbüs edildiğinin artık çok iyi bilindiğini belirterek, "Ülkede komplolar için kim kiminle işbirliği yapmış artık biliniyor. İsim söylersem sonra birilerinin hoşuna gitmeyecek ama söylemeye de gerek yok ki herkes kendi ismiyle bazen lanlı, bazen bilmem neli birilerine hakaret ediyor. Bunları kayıtlardan okuyoruz." dedi.
Diyarbakır'da düzenlenen "Demokrasi ve Özgürlük" konulu konferansta konuşan Bülent Arınç, Ergenekon gibi organizasyonlar olduğunu ve bunlarla mücadele edeceklerini belirtti.

Arınç, Türkiye'nin gerçekten hukukun üstünlüğüne dayalı, gerçek bir hukuk devleti olması için güçlerinin son damlasına kadar çalışacaklarını vurgulayarak, "Dik duracağız, cesur olacağız. Allah'tan başka kimseden korkmayacağız." ifadesini kullandı.

Terörle mücadelede görev almış eski Genelkurmay başkanları ile kuvvet komutanlarının bir röportajının okunması gerektiğinin altını çizen Arınç, "İbret vesikası olarak o kitapta konuşulanları, söylenenleri okumalısınız. Komutanlar, o zaman için 'biz hata ettik' diye söze başlıyorlar. Ne kadar da hata etmişler meğerse. Ortak konusu biz hata etmişiz. Bir paşa diyor ki bir 'Kürt kimliği yoktur diye biliyorduk. Öyle yetiştirdiler. Kart-Kurt diye bir şey varmış oradan bu isim geliyormuş. O yüzden biz Kürtçe konuşmayı yasakladık' diyorlar. Bunun bir hata olduğunu söylüyorlar. Biz de hata olduğuna inanıyoruz ve artık bu hataları yapmak istemiyoruz." şeklinde konuştu.

Vatandaşların kendi ana dillerinde konuşması, kendisini yazıyla, sözle ifade edebilmesinin fevkalade önemli olduğuna işaret eden Arınç, birilerinin bu konuda kendilerini acımasıca eleştirdiğini bildiklerini kaydetti.

Arınç, şöyle devam etti: "Bizi her zaman ağza alınmayacak sözlerle eleştirmişlerdir. Buna rağmen halkın mutlu ve huzuru için anadilin öğrenmesi ile kursların açılabilmesi, hem de bu konuda yazılı ve görsel bu takım ibarelerin kullanılması mümkün oldu. Bunun en önemli adımı TRT Şeş'te 24 saat Kürtçe yayının yapılmasıdır."

DTP'nin bunu eleştirdiğini anlatan Arınç, "Oysa bunu önemli görüyoruz. Bir insanın kendi ana diliyle yayan dinlemesi kimliğini zenginleştirmesi ve güçlendirmesi anlamına geliyor. Bu kimliğe karşı bir sadece duyuyoruz. Hizmet etmeyi görevimiz sayıyoruz. Özgürlük alanları daha da genişleyecektir. Geçmişte yapılan hataların hepsini telafi edeceğiz." diye konuştu.

Türkiye'de bir zamanlar insanların kendi diliyle konuşması ve bu diliyle meramını anlatmasının büyük bir yasak kapsamına girdiğini hatırlatan Arınç, isimlere müdahale edildiğini, Diyarbakır Cezaevi'nde de büyük insan hakları ihlalleri yaşandığını hatırlattı.

Vatandaşlar arasında ayrımcılık yapılmasına izin vermeyeceklerini söyleyen Arınç, Türkiye'nin geçmişten hep iç kavgalarla zaman kaybettiğini belirtti.

Arınç, şunları söyledi: "Bizi birbirimize düşman yaptılar. Birbirimizden kopardılar. Sen sucusun sen bucusun diyerek bizleri birbirinden kopardılar. Bu büyük bir acıdır. Bu travmanın acılarını hâlâ yaşıyoruz. Bizim görevimiz bunları tamir etmektir. Toplumsal barışı sağlamaktır, kucaklamaktır. Eskiden bu yana ilerici-gerici kavgası, sağcı- solcu, laik- anti laik kavgası, Kürt- Türk kavgası, örtülü - baş açık kavgası, bütün bu yapay şeylerle Türkiye milyarlarca dolar kaybetti. Maalesef pek çok insanın da canına mal oldu. Bütün bu hataları yapanlar şimdi tarih önünde hesabını vereceklerdir."

Türkiye yöneten insanlar olarak en büyük ızdırabının Şırnak'ta açılan kuyularda insan kemikleri ve elbiselerinin çıkması olduğunu dile getiren Arınç, bu cinayetleri kim işlemişse yargı önünde hesap vereceğini vurguladı.