Türkiye'nin Sınırlarını Koruması Hakkı

Türkiye'nin Sınırlarını Koruması Hakkı

Her devletin egemenlik ve güvenli sınırlara sahip olma hakkı varsa Türkiye’nin de bu ülkelerden biri olması gerekir.

Her devletin egemenlik ve güvenli sınırlara sahip olma hakkı varsa Türkiye’nin de bu ülkelerden biri olması gerekir. Türkiye’nin kendisini başkalarından daha fazla bu haktan beslenir kılan hususiyetleri var.

DR. KEMAL REŞİD

TÜRKLER ARIKOVANI GİBİ ÇALIŞKAN
Türkiye seçkin stratejik bir konuma sahiptir. Asya kıtasını Avrupa’ya deniz, kara ve hava bağlantısıyla bağlamaktadır. Köklü tarihe ve seçkin bir medeniyete sahiptir.
Bir asırdan az bir süre öncesine kadar İslâm dünyasının içinde ve hilafetin başkentiydi. O günlerde çok güçlüydü. Türkiye büyük bir yüzölçümüne sahip ve nüfusu yetmiş milyonun üzerinde. Türkler, azim ve ciddiyetle çalışmada arıkovanı gibiler adeta.
Avrupa ülkelerinin çoğuna yayılmış çalışan eller onlar. Türkiye’yi çevreleyen ülkeler de İran, Irak, Suriye ve komşu Avrupa ülkeleri gibi büyük devletler. Bu yüzden Türkiye’nin hakkı sakin güvenli sınırlarla yaşamak.
Türkiye kimseye saldırmadı ve dolayısıyla saldırıya uğrayamaz da.

İSRAİL’İN GÜVENLİ YAŞAMA HAKKI YOK
İsrail’in sınırlarında güvenli yaşamak gibi bir hakkı olamaz. Çünkü zaten gasp edilen topraklar üzerinde kurulmuştur. Bu toprakları işgal etti ve halkını silah gücüyle çıkardı.
Batı ise onu destekledi. PKK’nın bağımsız Kürt devleti kurma hayalleri altında Türkiye sınırlarında veya içinde saldırılarda bulunmasının hiçbir haklı gerekçesi yoktur. PKK’nın yöntemi diyalog ve müzakere olmalıdır.
Filistin'in direniş hareketleri PKK gibi değildir. Çünkü Filistin'in direniş hareketi, topraklarını gasp edenlerden geri almaya çalışmadır.

BARZANİ VE TALABANİ SORUMLU
Mesut Barzani veya Celal Talabani liderliğindeki Kürdistan bölgesi ‘bizim PKK ile ve saldırılarıyla ilişkimiz yok ve dolayısıyla Türkiye’nin Kürt topraklarımıza müdahale hakkı yoktur’ diyemez. Zira PKK orada mevcut ve oradan hareket ediyor.
Keza yarı bağımsız Kürt hükümeti Bağdat’taki hükümetten müdahalede bulunmasını isteyemez. Çünkü Kürt hükümeti Bağdat hükümetinin emrine uymamış ve Irak hükümetinin taleplerini yerine getirmemiştir.

KÜRTLERİN TAVRI EŞYANIN TABİATINA AYKIRI
İşte Kürt bölgesinin tutumu böyle değişip duruyor. Kendisine bir iyilik gelirse bağımsız Kürt oluyor. Kötülük gelirse Irak hükümetinin sınırlarını koruması gerektiğini ifade ediyor. Irak hükümetinden kendisini korumasını isteyenler öncelikle bu hükümete karşı sorumluluğunu taşımalı ve kararlarına saygı duymalı. Kürdistan bölgesinin bazen Irak'lı bazen de bağımsız olması eşyanın tabiatına aykırıdır.
Bağdat’taki Irak hükümetinin tutumu zayıf ve net değil. Bazen sınırlarını koruma amaçlı Türk askeri müdahalesini Irak topraklarına saldırı ve egemenliğinin ihlali olarak görüyor. Bazen de kendisinden PKK’yı kovması ve durdurması istendiği zaman da PKK’nın Kürt topraklarındaki bir Kürt örgüt olduğunu ifade ediyor.

ABD PKK’YA SICAK BAKIYOR
Kürdistan hükümeti ve Irak hükümetinin bu örgütten ve eylemlerinden kendilerini temize çıkarma hakları yoktur. Türk ordusu bu örgütü mevzilerinde vurmaya kalktığı zaman da burası Kürt veya Irak sınırları deniliyor. ABD ise bu krizden rahatsız ve tutumu ise gizemli. Zira bütün tarafları hoşnut etmeye çalışıyor. PKK’ya ve Irak hükümetine sıcak baktığı gibi aynı zaman zarfında Türkiye ile ilişkilerine zarar verdiğinin de idrakinde.
Türkiye’nin bir şekilde üyeliğine aday olduğu Avrupa Birliği'nin bu korkunç sessizliği garip doğrusu.
Avrupa Birliği Türkiye’nin Müslüman bir halk ve Erdoğan’ın partisinin Batının hesapları için güven vermediğini çok iyi biliyor.

Ürdün’de yayımlanan Ed Düstur gazetesi, 31 Ekim 2007, Arapçadan çeviri: Halil Çelik / Vakit