Hakan Albayrak
Ukrayna ve Bosna-Hersek
Bosna-Hersek gündeminin birinci maddesini uzun müddettir savaş ve bölünme riski teşkil ediyor, malum.
Milorad Dodik liderliğindeki ayrılıkçı Sırplar, Bosna-Hersek topraklarının yüzde 48’ine tekabül eden Sırp Cumhuriyeti entitesini önce bağımsızlığa taşımak, sonra Sırbistan’a katmak istiyorlar.
Sırp Cumhuriyeti kamuoyu arkalarında.
Sırbistan hükümeti bu aralar iki arada bir derede gibi görünüyor ama onu ‘hizaya’ sokabilecek olan Sırbistan kamuoyu da arkalarında.
Dahası, Rusya arkalarında.
O Rusya ki, 2014’te Kırım’ı Ukrayna’dan koparıp kendi topraklarına katmıştı.
Nasıl gerçekleşmişti bu?
Hatırlayalım:
Rusların çoğunlukta olduğu Kırım Özerk Cumhuriyeti’nde yasa dışı bir referandum düzenlenmiş ve o referandumun neticesine istinaden bağımsızlık ilan edilip Rusya’ya iltihak kararı alınmıştı.
Ukrayna ordusunun Rusya ordusuyla baş edememesi ve uluslararası toplumun eften püften tepkilerle yetinmesi sayesinde Rusya’nın yanına -şimdiye kadar- kâr kalan bu komplo, Dodik ve yoldaşlarının yolunu aydınlatıyor!
Öyle ya, Rusların çoğunlukta olduğu Kırım Özerk Cumhuriyeti Ukrayna’dan ayrılıp Rusya’ya katılabildiyse, Sırpların çoğunlukta olduğu Sırp Cumhuriyeti entitesi niye Bosna-Hersek’ten ayrılıp Sırbistan’a katılmasın?
***
Bosna-Hersek Başkanlık Konseyi üyesi olan ama “Kendimi Bosna-Hersek Devlet Başkanı gibi hissetmiyorum, çünkü bence böyle bir devlet yok” diyen Dodik, geçen sene, Sırp Cumhuriyeti’nin Bosna-Hersek vergi ve yargı sisteminden çıkması ve kendi ordusunu kurması için entite meclisine teklif götürdü.
Sırp Cumhuriyeti Halk Meclisi geçen Aralık ayında bu teklifi kabul etti ve ilgili kurumların oluşturulmasına ilişkin kanun ve yönetmeliklerin 6 ay içinde hazırlanması yönünde karar aldı.
Sürenin dolmasına üç ay var.
Ne olacak?
Dodik ve yoldaşları o işi yapacaklar mı gerçekten?
Ayrılık davasının kuvveden fiile çıkması anlamına gelen o adımları atacaklar mı?
Atabilecekler mi?
Yaygın bir kanaate göre, halihazırdaki Rusya-Ukrayna savaşı bu konuda tayin edici bir rol oynayacak.
***
Bosna-Hersek’te bütün gözler Ukrayna’ya çevrili.
Ayrılıkçı Sırplar, Rusya’nın bu savaştan Ukrayna’yı ve Batı dünyasını dize getirerek çıkmasını ihtiras derecesinde arzu ediyor, o takdirde Rusya’nın desteğiyle kendilerinin de zafere yürüyebileceğine kesin gözüyle bakıyorlar.
‘Sırplar başarırsa biz de ayrılık bayrağını çekeriz’ diye tetikte bekleyen Dragan Çoviç liderliğindeki Hırvat milliyetçileri de Rusya’nın zaferine bel bağlamış olsa gerek. (Bosnalı Hırvatların en büyük siyasi partisi olan HDZ’nin lideri Çoviç, 2020’de ziyaret ettiği Moskova’da bir gazeteye verdiği beyanatta, “Balkanlar’da önemli bir rol oynayan Rusya’nın Bosna-Hersek’teki nüfuzu maalesef az” diyerek Rusya’nın Bosna-Hersek’te daha etkin olmasını istediğini faş etmişti.)
Her şeyden evvel mazlum Ukraynalıların acısını ‘Aynı yollardan biz de geçtik’ diyerek paylaşan Boşnakların -ve Sırplar, Hırvatlar arasındaki müttefiklerinin- umudu ise tabii ki Rusya’nın Ukrayna’daki direnişle ve uluslararası yaptırımlarla dizginlenerek Bosna-Hersek’e musallat olamayacak hale getirilmesi ve bu suretle Sırp ayrılıkçılığına ivme kaybettirilmesi.
Ukrayna’da sütten ağzı yanan Batı’nın Bosna-Hersek’te yoğurdu üfleyerek yiyeceğini, Rusya’nın Batı Balkanlar’da mevzi kazanmasına yarayabilecek her türlü teşebbüsün -başta Dodik ve yoldaşlarının yukarıda mezkûr gayretinin- önüne geçmek için elinden geleni yapacağını da umuyor Boşnaklar.
***
Rusya’nın Saraybosna Büyükelçisi İgor Kalabuhov, Bosna-Hersek’in NATO’ya muhtemel üyeliği konusunda yaptığı bir açıklamada, “Herhangi bir birliğe üye olmaya karar vermek, Bosna-Hersek’in iç işidir. Fakat Rusya’nın tepkisi de olacaktır. Ukrayna örneğinde beklentilerimizin ne olduğunu gösterdik” dedi.
Demek ki Ukrayna meselesi ile Bosna-Hersek’in akıbeti arasında bağ kurmak, abesle iştigal değil.