Abdurrahman Dilipak
Uzay yolculuğu masal mı?
Bu konulardan anlayan bir dostumla konuşuyoruz da, sözkonusu “uzay” olunca biri bizimle dalga geçiyor sanki. Bu arada göz göre uzay işgal ediliyor kimseden tık yok. “Alçak irtifa uyduları” ile yeryüzünün değil sadece üstü değil, altı, denizin derinlikleri, barajlar ve göllerin tabanları da scan ediliyor.
Dünya nüfusu çok artmış da Ay’a, Mars’a gidip orada yerleşim yerleri arayacaklarmış! Birileri de buna inanıyor. Dünyanın toplam yüzölçümü 510.100.000 km2. Kara büyüklüğü 148.940.000 km2. Dünya nüfusunun 5’te biri Hindistan’da yaşıyor. Hindistan’ın yüzölçümü 3.287.590 km2. Yani tüm dünya nüfusu, Hindistan yoğunluğunda yaşayacak olsa 16 milyon km2 eder. Yani bugünkü dünya nüfusunun 40 katı bir nüfusu bile bu dünya taşır. Birileri yalan söylüyor. Birileri de bu yalana inanıyor. 25 milyon nüfuslu Avustralya’nın sahip olduğu toprak Hindistan’ın sahip olduğu toprağın 2 katından fazla. Afrika 30.370.000 km2 1.2 milyar, Endonezya nüfusuna kıyasla Afrika’da 4 milyar insan yani dünya nüfusunun yarısı yaşayabilir. Bakın sadece 364 milyon insanın yaşadığı 7 ülkenin sahip olduğu toprak ne kadar biliyor musunuz? Tam tamına 42 milyon km2. Yani dünya nüfusunun yirmide birine sahip 7 ülke, 44.5 milyon km2 toprağı ile dünyanın kara büyüklüğünün yaklaşık üçte birine sahip. Rusya tek başına dünyanın kara büyüklüğünün %11.40’ını elinde bulundururken, Çin, Kanada, ABD, Brezilya, Avustralya, Hindistan, Arjantin, Kazakistan, Cezayir ve Sudan dünyanın kara büyüklüğünün yarısından fazlasına sahip. Yaklaşık dünya nüfusunun yarısına sahip Çin ve Hindistan’ın toplam sahip olduğu toprak 146 milyonluk Rusya’nın sahip olduğu toprak kadar bile değil. Rusya: 17.098.242 km2, nüfus: 146 milyon; Kanada: 9.984.670 km2, Nüfus: 31 milyon; Çin: 9.706.961 km2 Yaklaşık 1.4 milyar; ABD: 9.629.091 km2, Nüfus: 329.661.000; Brezilya: 8.515.767 km2 212 milyon; Avustralya: 7.692.024 km2 25 milyon; Hindistan: 3.287.590 kilometrekare 1.4 milyar nüfus; Arjantin: 2.780.400 km2, 44 milyon; Kazakistan: 2.724.900 km2 19 milyon; Cezayir: 2.381.741 km2 42 milyon; Grönland: 2.166.000 km2 57 milyon; Endonezya: 1.905.000 km2, Nüfus: 267 milyon.
Şimdi bizim sivri zekalıların hiç hesaba katmadıkları bir 14 milyon km2 Antarktika var. Orada yaşamayı düşünmüyorlar ama bir uydunun Ay’ın etrafında bir kez dönmesi yaklaşık 28 günde tamamlanıyor. Bu ise Ay’da gecenin 354 saat sürmesi demek, yani Dünya’nın 14 günü. Bu süre boyunca sıcaklık -173 dereceye kadar düşebiliyor. Herhalde hemen gider gitmez paraşütle aya atlamayı düşünmüyor birileri. Ayın yüzeyinde ise ortalama +-100 derecelik klimatolojik fark var. Dünyanın en soğuk noktası bugüne kadar -93.2 derece ölçüldü. Antartika’da hava sıcaklığı bu süreçte zaman zaman 20 dereceye kadar da çıkıyor. Daha Ay’ı da geçip, Mars’a gideceklermiş! Bu hikayeye inananlar Jetgil’lerde, Mr. Spak’larda kalmış olmalılar!!!
Dünyada, yakın çevrelerinde neler olup bittiğinden habersiz insanlar uzay yalanları ile oyalanıyor. Uzay yalanları devam ediyor, Dünya üzerinde hiçbir yansıması olmayan teknolojileri sadece uzayda görüyoruz. Gerçi masalların çoğu hayal gücü olsa bile, uzay masallarına inanan çok fazla kişi var.
Bir kaplama malzemesi düşünün, elektronik cihazları uzay boşluğunda bulunan yüksek radyasyon ve manyetik alanlardan bile koruma gücüne sahip olsun, bu malzemeyi ilk önce medikal cihazlarda kullanırdık, MR cihazlarında kullanır ve hastane MR odalarını kurşun tuğlalar ile kaplamak zorunda kalmazdık, elektronik standart test odalarında dev sistemler yerine bunları kullanırdık. Nükleer enerji santrallerinin binalarında tonlarca kurşun kullanmak zorunda kalmazdık ya da radyoaktif çöp ve malzeme taşımada kullanılan çok ağır kurşun çanta ve taşıyıcılara ihtiyaç duymazdık. Savaş uçaklarına ise süper özellikler kazandırırdık, fakat ne yazık ki böyle bir malzeme ya da teknoloji dünyada yok, sadece NASA masallarındaki Mars ve Ay gibi gezegenlere giden sistemlerde mevcut, mesela son masalda Mars’a iniş yapan Perseverance Mars aracında!?.
Dünya elektrikli araba üretimi için hızla çalışıyor olsa bile en büyük sorun pilleri. Li-ion piller bilinen en verimli piller olsa bile en büyük sorunu çalışma sıcaklıkları ve saklama koşulları, sıfır derecenin altında şarj olmayan ve -20 derecenin altında çalışmayan bu pillerin dezavantajları çok fazla, üretim tarihinden sonra şarj edilmez beklerse üç ayda ölüyor ve hareketli cihazlarda ise basınç ve hız pilleri patlatmaya yeterli, büyük bir bölümü Çin’de üretilen bu piller sadece karasal taşıma ile ülkelere ulaşıyor, uçak ile taşımak yasak. Fakat bu pillerin süper bir özelliği var, Mars’a giden Perseverance aracına koyarsanız, (iki adet 110 watt Li-ion içeriyor) piller mutasyona uğrayarak -50 derecenin bile altında çalışacak, basınç ve hızdan etkilenmeyecek, 6 ay yüksek hızda ömürleri bitmeden yolculuk edebilecek bir hale geliyor, ne de olsa masallarda sınır olmaz!?. 30 Temmuz 2020’de Mars yolculuğuna çıkıp, 18.2.2021’de Mars gezegenine iniş yaptığı söylenen 2.5 milyar dolar maliyet ile yapılan Perseverance Mars aracının teknik özellikleri ise harika.. Radyoizotop güç sistemi ile dünyada çalışmayan Li-ion pilleri, fizik kurallarına karşı çıkarak şarj eden bu araç 23 kamera içeriyor, kameralardan birinin adı ise süpercam 7 metreye lazer ateşleme yaparak, buharlaşan kayadan çıkan gazları analiz ediyor, dünyada bulunan lazer kesim sistemleri binlerce watt üzerine çıkmadan ve devasa bir boyuta çıkmadan, pleksi bile kesemiyor, tabela plastiği kesen sistem bile araba boyutunda; fakat masallarda, 110 wattlık bir enerji ile cebe sığacak kadar küçük lazer sistem kayayı buharlaştırıyor.
Bae Rad750 adındaki 200 mhz işlemci Mars aracının bilgisayar sistemi; bu sistem 200 mhz ile 23 kamera (20 megapixel), birçok spektrometre, 3 haberleşme sistemi, radarlar, antenler, robotik kollar gibi onlarca sistemi kontrol ediyor, fakat dünyada 200 Mhz işlemci ile 10 megapixel bir kameraya bile hız yetiremezsiniz; fakat Mars üzerinde zaman farkından dolayı işlemci sanırım bin kat daha hızlı çalışıyor. Haberleşme sistemine gelince ise masal adım atlayarak fantastik kategoriye giriyor, Mars aracı 3 tip haberleşme sistemi kullanıyor. Bunlar: Ultra Yüksek Frekanslı Anten 400 mhz (5-20 dk) 2 mbit uydu; X-band Yüksek Kazançlı Anten 7-8 Ghz 800/3000 Bit; X-band Düşük Kazançlı Anten 7-8 GHz 800/300 bit; 55 milyon ila 400 milyon kilometre arasında değişen mesafede haberleşme sağlayan bu RF sistemler tam bir hayal ürünü. RF haberleşme ile gidilen yol mesafenin karesi ile ters orantılıdır, mesafe uzadıkça sinyal karesi ile azalır, “Free Space Loss” formülü ile mesafe kaybı hesaplanarak RF gücü belirlenir, hesaplanan mesafe ve gürültü içinden geçecek bir sinyali almak için -200 Db üzerinde bir alıcı henüz dünyada yok. (https://mars.nasa.gov/mars2020/spacecraft/rover/)
Uzay karasal bir alan olmadığı için manyetik ya da dijital bir pusula işe yaramaz, en kısa mesafesi 50 milyon km bir hedefe ulaşabilecek bir sistemin hiçbir mantıklı açıklaması yok, hele cihaz Mars yolcuğunu yaparken takip edecek bir sistem için hiçbir elektronik hammadde yok, olsaydı zaten savaş uçaklarında kullanılırdı.
Bu konu burada bitmeyecek. Daha anlatılacak çok şey var. Allah bu insanları kandıran taşlanmış ve taşlanacak olan Şeytanlar ve onların avaneleri, onların dostları ve onların yalanlarına çanak tutanların şerlerinden akıl, erdem sahibi, mazlum insanları muhafaza buyursun. Selâm ve dua ile.