Yahudiler, İsrail’in geleceğinden endişeli
İsrail devletinin kuruluşunun altmışıncı yıldönümünün yaklaşması münasebetiyle medya dünyasında saygın bir isme sahip Amerikalı Yahudi gazeteci şöyle diyor
Yahudiler, İsrail’in geleceğinden endişeli
İsrail devletinin kuruluşunun altmışıncı yıldönümünün yaklaşması münasebetiyle medya dünyasında saygın bir isme sahip Amerikalı Yahudi gazeteci şöyle diyor:
‘Hamas gibi grupların büyüdüğü dünyanın bir parçasında İsrail’in gelecek altmış yıl zarfında hayatta kalması mümkün mü? Ordusu küçük direniş çetelerini dahi yenilgiye uğratamıyorsa İsrail nasıl büyüyebilir?’
Yahudi devletinin geleceğiyle ilgili bu hayati sorgulama, bizzat kendi içinden bir ‘şahidin ağzıyla’ gelmesi sebebiyle üzerinde düşünmeyi hak ediyor. Yahudi gazeteci Jefry Goldberg, İsrail’in bekasını tehdit eden gerçek tehlikenin birinci derecede iç tehlike olduğu uyarısında bulunuyor. Bu tehlike onun değerlendirmesine göre Yahudi yerleşim birimleri sakinlerinin ‘İsraillilerin iki devletli çözüm yönündeki eğilimiyle çelişen eğilimlerdeki’ ısrarıyla alakalı.
İSRAİL’İN BEL BAĞLADIĞI DÖRT VARSAYIM
İsrailli veya İsrailli olmayan hiç kimsenin bu değerlendirmenin doğruluğunu tartışma genişliği yoktur ancak Goldberg daha geniş bir pencereden geleceğe bakmak isteseydi ortada Yahudi devletinin bekası üzerinde yerleşimciliğin tehlikesi kadar olmasa da büyüklük bakımından geride kalmayacak başka tehlikeler olduğunu anlardı. Devletlerinin ilelebet bölgesel üstün bir güç olarak hayatta kalmasına bel bağlamaları bağlamında peşi sıra gelen Yahudi liderler, dört varsayım üzerinde yoğunlaştılar. Bunlar; ABD’deki Siyonist Yahudi hareketinin gücü, bütün dünyada Amerikan nüfuzunun yayılmasını sürmesi, iktidardaki Arap rejimlerinin kronik bitkinlikleri ve Arap halklarının bu rejimlere teslim olmaları.
ABD’DE YÜKSELEN KARŞIT SESLER
Yahudi liderler bu varsayımlarla zamana ve zamanın dönüşümlerine meydan okuyan değişmezler gibiymiş gibi bir ilişki kurdular. Fakat gerçekten de bu varsayımlar böyle mi?
Birincisi: Ortada ABD içinde efsanevi Yahudi nüfuzuna karşı Amerikan kamuoyu çevreleri arasında baş gösteren şu sorgulamaya işaret eden göstergeler var: Niçin yüz binlerce mil uzaktaki bir Yahudi devletinin bekası için ABD’nin hayati çıkarları kurban ediliyor? Bu sorgulama yavaştan yavaşa homurdanma sürecinden açıkça dile getirilme sürecine doğru gidiyor.
ABD TÜKENİYOR ÇİN YÜKSELİYOR
İkincisi: çok kutuplu hale gelen dünyanın süper gücü olarak ABD, kendisini aşamalı tüketim içine girdi. Ne askeri gücü var ne de bir on yıl önceki gibi güçlü ekonomisi. Hal böyleyken başka güçler ve özellikle de Çin hızlı şekilde yükselmeye başladı.
Üçüncüsü ve dördüncüsü: Ne hali hazırdaki Arap rejimleri gelecek yirmi yılda hayatta kalabilecek ne de Arap halkları uysal vaziyette kalacak. Rejimlerin bekası ise her halükarda organik olarak ABD’nin uluslararası nüfuzunun tükenme haliyle ilişkili. Arap dünyasının dört bir yanında muhalif örgütlenmeler gelişiyor. Bu çağda benzeri olmayan baskı araçları karşısındaki müthiş direnişindeki gücüne kanıt göstermeme gerek yok.
Yahudi gazeteci Goldberg şöyle diyor: ‘Ben gelecek on veya on beş yıl zarfında İsrail’in geleceğinden oldukça endişeliyim.’ Endişesine yanıt olarak da şöyle diyor Yahudi gazeteci:
‘Yahudi yerleşimciler, İsrail ile barış içinde yan yana yaşayacak bir Filistin devleti kurulmasına dayanan barışı imkansızlaştıracak şekilde hareket ettikçe İsrail ile Araplar arasında barış mümkün değil.’ Bu adam kendi Yahudi halkına ve Yahudi devletine sevgi besleyen duygularla geleceği görüyor ve diyor ki ‘İsrail’de her şey çok kırılgan’.
Birleşik Arap Emirlikleri’nde yayımlanan El Beyan gazetesi, Arapça'dan çeviri: Halil Çelik [email protected]
vakit