Başbakan, yargıdaki gözaltı dalgaları ile ilgili bir şey söyledi. Arkasından dalgalar durdu!
 
Aslında Başbakan söylediği için gözaltı dalgaları durmuş olamaz. Ama birileri hemen bu işi bu yönde yorumlamaya çalışıyor.. Onun için bazı şeyleri söylerken bunu hesaba katmak gerek. Ne söylediğimiz kadar bunun nasıl anlaşılacağını, hatta nasıl çarpıtılabileceğini de hesaba katmamız gerekiyor.
 
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in başına gelenler bunun basit bir örneği.
 
Bu adamlar pes etmiş değiller. Tuğamiral Fatih Ilgar'a ait olduğu söylenen, dailymotion'a düşen ses kaydı aslında birilerinin birtakım siyasileri etkileyerek meclisten nasıl bir karar çıkarmaya çalıştıklarını ve asıl maksatlarının ne olduğunu bütün çıplaklığı ile ortaya koyuyor..
 
Tutukluların bazıları GATA'da yatarken, muvazzaflar ise askeri cezaevinde bulunuyor. İddiaya göre, askeri cezaevlerinde tutuklu kişilerle, birtakım zevat gizli gizli buluşarak toplantılar yapıyorlar ve kararlar alıyorlar.
 
Apo'nun avukatları vasıtası ile örgütü yönetmesi gibi bir durum sözkonusu bu cezaevlerinde, iddiaya göre.. Bakarsınız savcılar bu konuyu da mercek altına alırlar ve yeni iddianame oluştururlar.. Bu kanal üzerinden diplomatik temaslarda da bulunuyor olabilirler..
 
Ama artık bu konu da deşifre olduğuna göre, işleri artık daha da zor..
 
Son internete düşen ses kaydında, bugünki Genelkurmay Başkanı hakkında, "durumu iyi idare ettiği" anlamına gelen ifadeler sakın bir dezenformasyon olarak hükümetle Genelkurmay arasına kara kedi sokmak isteyen çevrelerin bir taktiği olmasın?!.

Adalet Bakanı'nın Malatya'ya gittiğinde, Muhsin Yazıcıoğlu suikastı davasını soruşturan özel yetkili savcıyla görüşmesinden sonra soruşturmanın hız kestiğine ilişkin söylentileri de buraya not etmem gerek.
 
Başta söylediğim gibi, ne yaptığımız kadar bu işlerin nasıl anlaşıldığı ve yorumlandığı da önemli. Onun için siyasilerin cam evlerde oturması gerektiği söylenmiştir. Söz ve eylemlerin "efradına cami, ağyarına mani" bir anlayışla gerekçelendirilmesi gerekir.
 
Burada önemli bir nokta var. Savcılık soruşturmaları kendi yolunda devam ederken, internete çok fazla ses kaydı düşmüyor. Süreçte tıkanma yaşandığında birileri süreci harekete geçirmek için sanki duruma müdahale ediyor..
 
Özden Örnek raporu, siyasi çevrelerde ve istihbarat çevrelerinde bilinmeyen bir olay değildi. Ama hukuki süreç başlatılmayınca birileri sürece müdahale etti.
 
İçerideki siyasilerin bırakılması ve bazı tutukluların serbest bırakılması için birilerinin devreye girmesi karşısında da bu ses kaydı servis edilmiş olmalı.
 
Bu arada Muhsin Yazıcıoğlu davası ile ilgili şok bilgiler basına sızdı.. Bunlar bugün ortaya çıkan bilgi ve belgeler değil.. Sanıyorum birileri bu işin üzerini örtmek ya da soruşturmanın genişletilmesini engellemek istiyor. Birileri de buna karşı çıkıyor..
 
Eğer bu bilgi ve belgeleri savcı kendisi dosyasına koymayacaksa, eksik kalan kısmını birileri tamamlayacak.
 
Onun için savcının bir an önce duruma müdahale etmesi gerekir..
 
Adalet Bakanı'nın, savcılık makamına bir telkin ve tavsiyede bulunduğunu sanmıyorum.. Ama ortaya çıkan durum, gelişmelerin bu anlamda yorumlanmasına sebeb oluyorsa, bu konunun da dikkate alınması gerekir..
 
Yazıcıoğlu suikastı davası, Ergenekon ve Balyoz davasından daha az önemli bir dava değildir. Daha önce de yazdım. İşin içinde herkes var.. Sadece askerler değil, siyasiler ve bürokratlar da var.. Basın da işin içinde..
 
Jandarma ve Hava Kuvvetleri elektronik istihbarat tamamen olayın içinde. Belli merkezler her şeyi baştan sona, canlı olarak izlemişler.
 
Helikopter düşüp paramparça olmamış, yalpalayarak inip, bir kayaya çarpmasından sonra parçalanmış ve ardından oraya gelenler tarafından helikopterdekiler infaz edilmiş.. İddialar bu yönde..
 
Bu olayı örtbas etmeye kalkanlar, Büyükanıt'ın, Şemdinli olayı karşısında düştüğü duruma düşer..
 
Dalgalar devam etmeli, davanın karakteri icabı bu iş böyle olacak. Gözaltı süresi belli, tutukluların sorgulanmasının alacağı zaman da belli. Her tutuklamadan sonra elde edilen bilgi ve belgeler ışığında yeni operasyonlar da gerekecektir. Bu da tabii bir durum..
 
Bu arada Yazıcıoğlu suikastı davasının izlerini takip ederseniz Uludere'deki derin ilişkileri, "kedi hikayeleri", İsrail uçakları ve insansız hava araçlarının Türkiye'nin hava sahasını nasıl ihlal ettiklerine ilişkin başka bilgilere de ulaşacaksınız..
 
Faili meçhuller, Özal'a ve Erdoğan'a yönelik suikast planlarının arkasındaki güçler de bu şekilde deşifre edilebilir..
 
Bakarsınız Ecevit'ten, İncetahtacı'ya kadar, Susurluk'a kadar birçok derin operasyonun ipuçlarını da bu davanın sonunda yakalamış oluruz..
 
Selâm ve dua ile..

yeniakit