Merve Kavakçı
Yanlışlar
Dinimiz, dilin kullanımında hassasiyetlerin önem arz ettiği bir dindir. Geçenlerde kızım Fatima ders sırasında cereyan eden bir olayı nakletti. Oldukça canı sıkılmış, anlattı. Georgetown Üniversitesi"ndeki yüksek lisans dersi sırasında geçiyor olay. Hocası bir "revert" yani İslam ile yeniden veya tekrar şereflenen bir kişi. Malumunuz herkes İslam dini üzre doğduğundan İslam dışı dinlerden veya dinsizlikten gelenler masum çocuklukları ile beraber geride bıraktıkları müslüman hayatlarına ancak "tekrar" dönüş yapabilirler bunun için uluslararası arenada kullanılan geri dönen manasına gelen "revert" kavramını tercih ediyorum.
Evet, genç hoca Allah cc"nun sıfatlarını anlattığı dersinde, espri ile karışık bir şekilde, biraz da argo bir tabir kullanarak "Tanrı oturur mu?" babında bir söz sarf ediyor. Diğer öğrenciler kıkırdarken, Fatima ve bir başka Müslüman kız öğrenci son derece rahatsız oluyorlar, hocalarının bu cümlesinden. Konunun espriye kurban edilmesi ile gelen önemsizleştirme veya hafife alma tehlikesine düşmek bir tarafa Rabb"i oturmak gibi insana matuf bir eylem ile andığı için genç hoca" Belli ki Müslüman olmuş ancak eski kültüründen yani Hıristiyanlıktan kalan Allah"ı haşa- insanlaştıran bazı özelliklerden hâlâ kendini arındıramamış"
Bu olayı şimdi niye paylaşıyorum" Son yıllarda dilimize giren son derece rahatsız edici bazı sözcüklerden bahsetmek için. Ecdadımızın gösterdiği hassasiyetleri göz önüne alınca nasıl oldu da bizler bu noktaya gelebildik diye kafa yormak adına.. Öyle ki matematikteki toplama işlemi için kullanılan artı işaretini Allah muhafaza puta benzer endişesi ile benzer bir şekil ile "geçiştiren" bir neslin evladıyız" Rahmetli dedeciğim yonca yaprağı bir kolyemize "evladım şekil itibariyle bu putu andırıyor, takmayın" dediğinde çıkartmış bir daha da kullanmamıştık"
Hâlâ da mesela mobilya, kumaş vesaire eşya üzerinde çarmıhı andırabilecek işaretimsi bir şey varsa bilinçli olarak uzak durur, başkalarına da hatırlatırız"Geleyim sözcüklere"Yine öyle bir ecdadın, dini hassasiyetleri gözeten nesillerin mirasçısıyız ki, mesela boşanma konusunu anlatan ulema "boşadım" manasına gelecek "talaktu" kelimesini telaffuz etmekten imtina ederek anlatmışlar derslerini" Kimileri ameller niyetlere göredir, öyleyse aşırı bir hassasiyet varmış gibi düşünebilir ancak bu denli dikkat konunun önemine de bir referans ve dine saygıya da bir örnek teşkil eder" Geçtiğimiz hafta birkaç defa gençlerin "idol" kelimesini kullandıklarına şahit oldum. Birinden bahsederken "idolümüz" diyen başörtülü, dini bütün Müslüman genç kızlardan söz ediyorum. Önce bir şok oldum, sonra baktım ki bir kişi değil birçok kişi bu kelimeyi çok benimsemiş. İdol ne demek? Belli ki kelimeyi örnek alınan kişi, rol model, rehber vesaire manalarda kullanıyorlar. Ancak bu yine de idol"un put anlamına geldiği gerçeğini değiştirmiyor"
Bunu normalleştirmenin ileriye dönük uzun zamanlı yansıması üzerinde kafa yormak gerekir. Benim açımdan endişe verici bir durum. Sembolik hassasiyetler kaybolduğu zaman özü kaybetmek daha da kolaylaşır. Bugün olmazsa yarın bilemediniz bir yıl, onyıl, bir asır sonra ama mutlaka yozlaşma yaşanır.
Bu duruma katkıda bulunmaksa ebediyete kadar sorumluluk getirir. Kutlu Doğum Haftalarının idrak edildiği bu yıllarımızda İslami ölçülerde giyinmek şöyle dursun her tarafları ortada kadınların, ekranlarda hem de karşı cinsle beraber korolar halinde boy göstererek, Peygamber Efendimize Salatu Şerifler getirmesi, ilahileri yanık yanık okumaları ne kadar İslami ise başında örtüsü, yüzünde nuru genç Müslümanların bir faniden bahsederken, "idol" demesi o kadar şer"i açıdan caizdir diye düşünüyorum, yanılıyor muyum"
yeniakit