"Yasak laikliğin gereği’ demek ahmaklık!"

"Yasak laikliğin gereği’ demek ahmaklık!"

Laikliğin beşiği olan Fransa’nın laik ve ateist filozofu André Comte-Sponville, “Ben İslâmî başörtüsünü hiç sevmem...

Laikliğin beşiği olan Fransa’nın laik ve ateist filozofu André Comte-Sponville, “Ben İslâmî başörtüsünü hiç sevmem... Ama, başörtüsünün ilkokulda yasaklanmasına bile karşıyım. Başını örtmenin veya açmanın laiklikle ne alâkası var? Okullar laiktir, talebeler değil” dedi.

Dilimize “Büyük Erdemler Risalesi, Felsefeyi Takdimimdir, Mutluluğun En Güzel Tarihi” adlı üç eseri çevrilmiş olan ve bütün dünya entelektüellerince takdir gören André Comte-Sponville, ikide bir laiklik laiklik diye ortalara dökülen Fransız laikçilerini ve bu arada onların taklitçileri olan Türkiye laikçilerini yerden yere vurdu.
Le Figaro gazetesinin bu konudaki sorularını cevaplandıran André Comte-Sponville laikliği saptıran ve laikçilik bezirganlığı yapanlara karşı çok ağır konuştu.
Comte-Sponville, ‘Laik devlet nedir?’ sorusunu “Bir devlet, bütün dinlerden bağımsız olduğu ve inanç ile inançsızlık hürriyetini garanti ettiği zaman laiktir” şeklinde cevaplandırdıktan sonra şunları ilâve etti: “Fransa’da durum budur, Batı demokrasilerinin hepsinde de aynıdır.”
André Comte-Sponville, “dindar bir cumhurbaşkanı” olabileceğini de ifade ederek, “Devletin laikliği ile devlet adamı da olsalar bireylerin laikliğini birbirine karıştırmayalım. Fransa laik bir devlet olduğu içindir ki Cumhurbaşkanının Allah’a inanma ve bunu söyleme hakkı vardır. Cumhurbaşkanı imanlı biri diye niçin ve hangi hakla suçlayalım?” sorusunu yöneltti.
Ateist ve laik felsefeci André Comte-Sponville, başörtüsünün ilkokullarda dahi yasaklanamayacağını, laikliğin öğrencinin giyim ve kuşamıyla hiçbir alâkasının olmadığını söyledi ve laik yobazları şöyle uyardı: “Kurumların laik olması ile fertlerin o sözde ve imkânsız laikliğini birbirine karıştırmayalım. Nitekim bundan birkaç sene önce Fransa’da ilköğretim okulları ile liselerde başörtüsünün yasaklanmasını isteyenler, ‘Okul laik bir yer olduğu için orada göze batan dinî simgelerin taşınmaması gerekir’ iddiasında bulunuyorlardı. Okulun laik olması elbette güzel bir şey, fakat o okullarda okuyan çocukların ille de laik olmaları istenebilir mi veya onlar laik olmaya zorlanabilir mi?”
Laikçi despotlara ve laikliği ‘dinsizlik dini’ olarak görenlere, “Laikliğin bizzat tarifi gereği olarak, öğrencilerin Allah’a inanma veya inanmama hakları yok mu?” sorusunu soran Comte-Sponville, “Ben İslâmî başörtüsünden hoşlanmam, ama bunun laiklikle ne alâkası var?” dedi. Sonra da şu hatırlatmayı yaptı: “Laik ve mecburi olan okuldur, çocuklar değil!”
André Comte-Sponville, laikçilerin buluttan nem kaptıklarını ve laikliği savunurken giderek saçmaladıklarını ve işi ahmaklığa kadar vardırdıklarına dikkat çekerek şunları söyledi: “Başkanları Kutsal Kitap üzerine yemin ediyor ve dolarlarının üzerinde ‘In God we trust/Allah’a inanıyoruz’ yazısı var diye, Amerika Birleşik Devletleri’nin laik bir ülke olamayacağı iddiasını ben yüzlerce defa duydum. Böyle bir iddia ahmaklıktır. Gerçekten laik olmak için tarihinizi reddetmeniz ve geçmiş yüzyılları defterden silip atmanız mı gerekiyor? Elbette ki hayır! Bir kraliçe tahtta oturuyor diye de İngiltere’yi demokratik bir ülke olarak kabul etmeyecek miyiz?”

vakit