Sayid Abdulmelik el-Hüseyi, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail düşmanının Kızıldeniz, Bab'ül Mendeb, Aden Körfezi ve Arap Denizi'ndeki seyrüseferini yasaklama kararının yürürlüğe girdiğini doğruladı.

Bu akşam yaptığı bir konuşmada Sayid Abdulmelik el-Hüseyi, bu kentsel karara ilişkin yorum yaparak, ilan edilen operasyon alanından geçecek herhangi bir İsrail gemisinin hedef alınacağını duyurdu. Bunu, pratik bir adım ve gerekli bir durum olarak değerlendirdi.

Sayid Abdulmelik, işgalin Gazze Şeridi'ne yardım girişini engelleme ve sınır kapılarını kapatma hareketlerinin Filistin halkını aç bırakmayı amaçladığını vurgulayarak, iki milyon Filistinlinin aç bırakılmasının savaş suçu ve insanlığa karşı suç olarak sınıflandırılan büyük bir suç olduğunu belirtti.

İsrail denizciliğini yasaklama kararının, Yemen halkının tutumunun ilk adımını temsil ettiğini ifade eden el-Hüseyi, Filistin halkına yönelik devam eden ablukayla mücadele etmek için tüm pratik seçeneklerin masada olduğunu açıkladı. Ayrıca, İsrail işgalinin açlık politikasında ısrar etmesi ve ülkeye yardım girişine izin vermeyi reddetmesi durumunda Yemen'in ek, üst düzey tırmanma adımları atacağını belirtti.

Sayid Abdulmelik el-Husi, İsrail'in tırmanışı ve zorla yerinden etme politikaları karşısında Arap sessizliğini eleştirerek, bu tutumu daha büyük bir ahlaki sorumluluğun terk edilmesi olarak nitelendirdi. Arap rejimlerinin, tırmanıştan kaçınmak için özenle hazırlanan şekli açıklamalarının, düşmanın saldırgan ve suç niteliğindeki eylemleri ne kadar korkunç olursa olsun, mevcut duruma yakışmayan tepkiler olduğunu ekledi.

Bu tutumun, muazzam potansiyele ve yeteneklere sahip bir ulusun dini ve insani sorumluluğunu yansıtmadığını belirten el-Hüseyi, İsrail işgalinin Filistin halkına yönelik ihlal ve haksızlıklarının açık Amerikan desteği ve Arap-İslami eylemsizlikle gerçekleştirildiğini vurguladı.

Sayid el-Hüseyi, Amerikan desteği ve ortaklığının, İsrail işgalinin saldırganlığını sürdürmesi için teşvik edici bir faktör olduğunu belirterek, Trump yönetiminin Filistinlilere ve genel olarak Müslümanlara karşı daha Siyonist ve daha cüretkar bir tutum sergilediğini ifade etti.

Bu yönetimin, önceki yönetime kıyasla benzeri görülmemiş bir saldırganlık düzeyi gösterdiğini ekledi.