Yesevi Ruhu Resmen Katledildi
Türk Dünyası’nın ilk ortak üniversitesi olan Yesevi’nin Mütevelli Heyet Üyesi Feyzullah Budak, emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın Heyet Başkanlığı görevinin tüzüklerine aykırı olduğu ve bu nedenle görevden alınması...
Türk Dünyası’nın ilk ortak üniversitesi olan Yesevi’nin Mütevelli Heyet Üyesi Feyzullah Budak, emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın Heyet Başkanlığı görevinin tüzüklerine aykırı olduğu ve bu nedenle görevden alınması gerektiğini açıklamasının ardından, 2006’nın Temmuz ayında bu göreve Ahmet Necdet Sezer tarafından atanan Paşa’yla üniversitenin son bir buçuk yıl içerisinde misyonundan nasıl uzaklaştığını anlattı.
Kültür eski Bakanı Namık Kemal Zeybek’li iki dönemin ardından Mütevelli Heyet Başkanlığı’na Doğan Paşa’nın atanmasıyla, Yesevi Üniversitesi’ndeki yılların kazanımları bir bir elden çıkmış!
YESEVİ MİSYONUNDAN NASIL ÇIKILDI?
Maliye Bakanlığı Muhasebat Başkontrolörü olan Budak, “Biz Sayın Zeybek’le birlikte bu şansı iyi değerlendirmeye gayret ettik. Türkiye Türkçe'sini yaymaya, Müslümanlığı öğretmeye çalıştık; alkol konusunda iyi örnek olmaya çalıştık.. Ancak Sayın Çetin Doğan’ın göreve gelmesiyle öyle uygulamalar başlatıldı ki, öyle garip bir görüntü ortaya konuldu ki, Yesevi Üniversitesi, misyonundan çıktı adeta. Okutulan Yesevilik dersi bile kaldırıldı. Bazı üniversitelerde açtığımız Türk Dili ve Edebiyatı Bölümleri kapatıldı. Yaklaşık 60 lisede kurduğumuz sınıfların çok cüzi miktarlarda olan kaynağı, sırf İlahiyatçılara ders verdiriliyor diye kesildi. Türkî Cumhuriyetlerden öğrenci alımının önüne geçildi. Başörtüsü yasağı getirildi… Bütün bunlar bizim yıllardır orada yapmak istediğimiz hizmetleri baltalamaktan başka bir şey değil. Anlamıyorum ben, Yesevilik dersi nasıl kaldırılır. Kazak toplumunu, Orta Asya’yı ayağa kaldıracak olan Yesevi düşüncesidir.”
TOPLANTILARDA ŞARAP MUHABBETİ YAPILIR OLDU
Feyzullah Budak, Namık Kemal Zeybek döneminde Kazakların alkol kullanımı konusunda geldikleri noktadan bugün nasıl sapıldığı hakkında da şunları söyledi: “Biz orada yıllarca alkolle mücadele ettik. Örneğin, Namık Kemal Zeybek toplantılarda öyle güzel örnek oluşturdu ki! Asla yasakçı bir tavır ortaya koymadı ama kendisi içmedi hiçbir zaman, içmez de zaten. Öyle güzel örnek oldu ki. O alkol bağımlısı Kazaklar, 10-15 yıllık süreçte bir noktaya gelmişti. Sayın Zeybek’in olduğu masalara içki konmuyordu. Ama şimdiki toplantılarda maalesef bir içki muhabbetidir, şarap sohbetidir gidiyor. Zemin zaten buna teşne. Alıp gidiyor, elinden kayıp gidiyor.”
YÖNETİMİ KAZAKLARA DEVRETTİ
Türk Ocakları’nın “Doğan'ın Sezer tarafından mütevelli heyet başkanlığına atanmasıyla birlikte üniversite yönetiminin Türkiye'nin elinden çıktığı ve Kazak tarafına geçtiği” yönündeki tespitini doğrulayan Budak, bu konuda net rakamlar verdi. 30 bin öğrencili Hoca Ahmet Yesevi’de idari ve akademik personel sayısının 3 bin olduğunu söyleyen Budak, “Doğan’ın göreve geldiği 2006’nın Temmuz ayında, üniversitede Türkiye’den gelmiş 48 personel vardı; öğretim üyesi ve idari kadrolarda. Bu 48 kişi o kadar hassas ve kritik noktalarda görevliydi ki.. Türkiye bu 48 kişiyle tam bir ortaklık görüntüsü veriyordu. Paşa, 2006’nın Ağustos ayında yeni görevlendirmeler yapılırken, bu 48 kişiden 40’ını gönderdi, attı. 2007’nin Ağustos ayında da geriye kalan 8 personeli çekti. Türkiye’den gelen yönetici sayısını sıfırladı. Paşa böylelikle üniversitenin yönetimini Kazaklara devretti.”
BAŞÖRTÜLÜ BAYANIN EŞİ HESAP SORDU
Doğan Paşa’nın, “kendisinden önce iki dönem Mütevelli Heyet Başkanlığı yapan Kültür eski Bakanı Namık Kemal Zeybek döneminde üniversitenin tekke-zaviye gibi yönetildiği” yönündeki iddialarına da cevap veren Budak şunları söyledi, “Çetin Doğan Paşa’nın göreve gelmesiyle yayınlanan bir genelge sonucunda, Mütevelli Heyet Başkanlığı’nın Ankara’daki temsilciliğine bile başörtülüler alınmamaya başlandı. Geçtiğimiz haftalarda uzaktan eğitim programı öğrencilerimizden biri, diplomasını almak için geldiği bu binaya, başörtülü olduğu gerekçesiyle alınmadı. Bunu duyan eşi binaya gelerek, ‘bu nasıl iş’ diye hesap sordu, sinirden cama vurduğu eli parçalandı, kimse çıkıp da gık diyemedi. Verecek cevapları yok ki. Siz nasıl olur da, yılda sadece üç kez yüzyüze geldiği üniversitenin temsilciliklerinde bile başörtüsünü yasaklarsınız.”
İÇKİLİ EĞLENCELER DÜZENLENİYOR!
Budak, aynı binada artık her hafta Cuma günü su gibi alkol tüketilen eğlencelerin düzenlendiğini söyledi. Budak, şöyle konuştu: “Kamusal alan gerekçesiyle başörtülülerin alınmadığı Ankara’daki temsilcilik binasında, yine Çetin Doğan Bey’in göreve gelmesiyle birlikte çok ilginç bir gelenek başladı. Yılbaşlarında, eğitim öğretim başlarında, doğum günlerinde eğlenceler düzenleniyor. Bu eğlence şimdilerde de her Cuma günü sosyal etkinlik adı altında düzenlenmeye başlandı. Bu eğlencelerin en bariz görünen unsuru içki şişeleri ve alkol. Mütevelli Heyet binası koridorlarında içki şişeleri.. Başörtüsü yasağına gerekçe gösterilen kamusal alanda, alkol serbest. Bu nasıl iş?”
BÜRO DEĞİŞTİRİLDİ, ARAÇ SAYISI ARTIRILDI
Budak, Paşa’nın göreve gelir gelmez ilk icraatlarından birini de şöyle anlattı: “Üniversitemizin İstanbul’da bir Mütevelli Heyet bürosu var. 2006’nın başında bu büroyu, dar geldiği için başka bir yere, ilerideki 10-15 yıllık ihtiyacımızı karşılayacak bir yere taşıdık. 250 metrekarelik eski büronun aylık masrafı 2.5 bin YTL'ydi. Yaklaşık 600 metrekarelik yeni büronun aylık masrafı ise 4 bin YTL'ydi. Çetin Doğan Bey göreve geldiğinde, yeni büroya taşınalı 6-7 ay olmuştu. Paşa ne işse işe, kaldığı lojmana çok da yakın olan Mecidiyeköy’deki büroyu başka bir yere taşımakla başladı. Beykoz, Sarıyer tarafında bir yer bulmuş. Heyet üyesiyiz ama hiç danışmıyor bile. Dolayısıyla görmedim bile nasıl bir yer olduğunu. Burasının aylık masrafı bize 20 bin YTL , önceki 4 bin YTL'ydi. Ve büronun ilk açıldığı günden beri tek bir aracı vardı. Bütün hizmetleri bu araba görüyordu. Gelen gidenleri karşılıyordu. Büronun ihtiyaçlarını karşılamada kullanılıyordu vesaire. Şu anda ise büroda tam 5 şoför ve 5 araç var. Bunlar kime tahsisli, kimler ne amaçla kullanıyor acaba! Bu 5 araçtan birisinin markasının Audi A8 olduğunu biliyorum. Bu aracın piyasa fiyatı yanılmıyorsam 120 bin YTL. Bizi keyfi yönetimle itham eden Paşa’nın, bu yaptıklarına ne demeli acaba?”
---------
KAZAKİSTAN: TÜRKİYE, YESEVİ’YE BİR İSTİHBARAT SUBAYINI ATADI!
Doğan Paşa’ya uygulamalarından ötürü Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in de tepkili olduğunu söyleyen Budak, Kazak tarafının olaya, “Türkiye, Yesevi’ye bir istihbarat subayını atadı” gözüyle baktığını kaydetti. Budak’ın verdiği bilgilere göre, Nazarbayev Paşa’ya tepkisini, atandığı bir buçuk yıldır randevu taleplerini geri çevirerek ortaya koyuyor. Doğan Paşa, Türkiye’den pek çok siyasetçiyi devreye sokmasına rağmen Nazarbayev tarafından kabul edilmiyor. Son olarak eski Cumhurbaşkanı Demirel devreye girdi ve Nazarbayev’den “Doğan’ı kabul etmesini” istendi. Ancak Nazarbayev, Demirel’e rağmen de 2006 Temmuz’undan bu yana ortak üniversite Yesevi’nin Mütevelli Heyet Başkanı olan Doğan Paşa’ya randevu vermiyor.
vakit