Zulüm Doğu Türkistan'da Hız Kesmiyor

Zulüm Doğu Türkistan'da Hız Kesmiyor

Doğu Türkistan'n Urumçi ilinde Uygur müslümanların protesto eylemlerinin kanlı bir şekilde bastırılmasının ardından şimdi de tutuklu.

Doğu Türkistan'ın Urumçi ilinde Uygur müslümanların protesto eylemlerinin kanlı bir şekilde bastırılmasının ardından şimdi de tutuklu Uygurların önümüzdeki haftalar içinde özel mahkemelerde yargılanacağı bildirildi.

İngilizce China Daily gazetesi, "Yetkililerin, çoğunluğunu Türkçe konuşan bir azınlık olan ve güvenlik güçlerinin ölümlerin çoğundan sorumlu tuttuğu Uygurların oluşturduğu, tutuklanan 1.400 kişilik 'küçük bir grub'un kaderini belirlemek üzere özel mahkemeler kurduğunu" söyledi.

Habere göre Urumçi sakinleri tarafından sağlanan ipuçları sayesinde, 253 kişilik bir grubu daha tutukladı. Perşembe günü, yetkililer kargaşada parmağı olduğu söylenen, biri hariç hepsi Uygur olan on beş kişinin daha fotoğrafını yayımladı. Tutuklamalara sebep olacak bir bilgi sağlayanlar, ödül olarak 7.350 dolar kazanabiliyorlar.

China Daily, kimliği açıklanmayan bir kanun görevlisinin sözlerini alıntılayarak 'polis şüphelilere teslim olmaları çağrısında bulundu.' diye yazdı. '10 gün içinde teslim olanlara hoşgörülü davranılacak, ama diğerleri sert bir biçimde cezalandırılacak.'

Protesto eylemlerinden sonraki günlerde, Komünist Parti'nin başındakiler en ciddi suçlardan mahkum edilenleri neyin beklediği konusunda gayet açık konuşmuşlardı. Resmi görevli Li Zhi 'suç işleyenleri idam edeceğiz' demişti.

Çin'in yakın tarihindeki etnik sürtüşmenin en şiddetli patlaması sayılan isyan, Çin'in başka bir bölgesindeki bir fabrikanın Uygur asıllı işçilerinin ölümünü protesto etmek için yapılan gösteriler kanlı bir şekilde bastırıldıktan sonra, 5 Temmuz'da başlamıştı. Üç gün süren kanlı saldırılarda, Çin hükümeti suçu Uygurların üzerine atarak çoğu sokaklarda öldüresiye dövülmüş Han Çinlilerinden oluşan 197 kişinin hayatını kaybettiğini ileri sürmüştü.

Bağımsız haber kaynakları isa Çin yönetiminin hem gerçekleri saptırdığını, hem de katledilen uygurların sayısını gizlediğini belirtiyor.

işları ve destekçileri, resmi ölüm sayımlarının askeri polis tarafından ve ilk isyanı takip eden intikam saldırıları sırasında Hanlar tarafından öldürülen Uygurların sayılarının azaltılarak yapıldığı konusunda ısrar ediyor.

Çin yönetimi, ülkede güvenliği bozacak eylemleri kışkırtanların uygurların dışarıdaki destekçileri olduğunu idida ederek suçun çoğunu Dünya Uygur Meclisi'nin Çin'deki Uygurların özgür iradelerini kazanmaları için çalışan 62 yaşındaki başkanı Rebiya Kadeer üzerine yıkmaya çalışıyor. İddiaya göre, sürgüne gönderilmeden önce yıllarını Çin hapishanelerinde harcamış bir işkadını olan Bayan Kadeer, tüm bu ölümleri Washington'daki evinden organize etmişti.

Son haftalarda, Bayan Kadeer dünyayı kendi insanlarının bu isyandaki birincil kurbanlar olduğuna ikna etmek için etkili ve saldırgan bir kampanya başlattı. Çarşamba günü Japonya'ya yaptığı bir ziyarette, muhabirlere kargaşadan sonraki günlerde geceleyin 10.000 insanın kaybolduğunu söyledi. 'Hepsi nereye gitti?' dedi. 'Öldürüldüler mi yoksa bir yere mi gönderildiler? Çin hükümeti bu insanlara ne olduğunu açıklamalı.'

Onun suçlamaları Çin hükümetini çok öfkelendirdi; Sincan'daki bir görevli onun sözlerini 'Tamamen uydurulmuş' olarak tanımladı. Bayan Kadeer, bilginin kaynağını açıklayamayacağını çünkü bunu yaptığı taktirde kendisine bu bilgiyi sağlayanların tehlikeye gireceğini söyledi.

Eğer Tibet'teki isyanları takip eden yargılamalar bir delil olursa, Sincan'daki mahkeme duruşmaları hızlı olacak. China Daily'ye göre, suçlanan kişilere, davalara başkanlık edecek yargıçlar gibi, 'özel eğitim almış' avukatlar atanacak. Her bir dava üç ya da yedi yargıç tarafından yönetilecek, ve çoğunluğun kararı kabul edilecek.

Ama, insan hakları toplulukları, duruşmaların adil bir şekilde yürütüleceğine dair pek güven duymadıklarını söylüyor. Davaların, Çin'deki birçok duruşmada olduğu gibi, halka kapalı olmasını bekliyorlar, ve sanıkların kendi seçtikleri avukatlara sahip olamayacaklarını vurguluyorlar.

Merkezi Hong Kong da olan Çinli İnsan Hakları Savunucularının müdürü Renee Xia, 'Bağımsız bir yasal danışman olmadan, hangi kanıtların hangi yollarla toplanacağı konusunda hiçbir ipucu sahibi olamazsınız.' dedi. 'İşkence edildiler mi, ya da zorla itiraf etmeleri mi sağlandı?' Mahkemeler hızlı olabilir, ama bu adil oldukları anlamına gelmez.'

İSRA HABER