Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Zulüm ne, zalim kim..

“İnni küntü minezzalimiyn” Hz Yunus böyle demişti: Muhakkak ki biz zalimlerden olduk..

Hemen söylemeliyim. Biz kendimizi değiştirmeden Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecek.. Yani değişmesi gereken zalimler değil biziz. Bizimle aramızda perde oluşturan cahillik ve fısk, yani büyük günahlar konusunda arınmamız gerek. Zalimlere yakın durmamamız gerekir, sonra ateş bize de dokunur. O zaman soralım kendimize kimden yanayız. Rüşvet, torpille aramız nasıl. İşi ehline mi veriyorsunuz, helal haram, karı-kız ilişkileri ne durumda. Oyunuzu kime veriyorsunuz mesela.

Zulme rıza da zulümdür. Cehalet küfre en yakın yoldur mesela.

Bu bozgunculuk yapanlara, “yeryüzünde bozgunculuk yapmayın” dediğinizde, “ biz ancak ıslah edicileriz” derler. İyi bilin ki onlar bozguncuların ta kendileridir.

Unutmamak gerekir ki “ağuyu altın tas içre sunarlar, bal da onun suç ortağıdır”. Her barış, demokrasi diyene kanmamak gerek..

Şimdi bu puslu havada yolumuzu, yönümüzü doğru tesbit etmek için yüzümüzü vahye dönmemiz gerek. Aslında içimizi, dışımızı karartan gerçekler vahyin aydınlığından uzaklaşmamızdır.

Şimdi, bu saldırının gerçek faillerini bulmak için bu olayın öncesine ve sonrasına bakmak gerek. Birileri bu saldırıyı bahane ederek ülkeyi kan gölüne çevirmek isteyenlerle bu saldırıyı planlayanlar aynı çevrelerin güdümünde hareket edenlerdir.

Bu olayla ilgili gerçeklerin gün yüzüne çıkmasını istiyorsanız, kuklaya değil, kuklacıya bakın. Olayın hedefi, yeri, şekli, zamanlaması önemli. Ve tabi öncesi ve sonrası da. Sosyal medya, bildik medya, STK’lar bu konuda nerede durdular. Bu olaylar olmadan önceki gündem neydi? Aslında büyük fotoğrafa bakarsanız görüntü çok da flu değil..

“Biz yalnız Allah’a tevekkül ettik. Ey Rabbimiz, bizi zalimler topluluğunun baskı ve şiddetine maruz bırakma/taarruzlarından/saldırılarından bizi emin eyle..” (Yunus 85)

“Allah zalimleri bilendir” Bakara 94-Bakara 246

“Onlar için (zalimler) dünyada bir aşağılama, ahirette büyük bir azap vardır.” Bakara 114

“Zalimler benim ahdime (Allah’ın vadettiği cennete) erişemez.”  Bakara 124

“Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.”  Bakara 258 - Maide 51-Enam 21 -Enam 135 - Yusuf 23 -Ahkaf 10

“Allah zalim olanları sevmez.” Ali İmran 57

“Biz kazandıkları dolayısı ile zalimlerin bir kısmını bir kısmının başına geçiririz.” Enam 129

“Allah’ın laneti zalimlerin üzerine olsun.” Araf 44

“Allah (...) zalimleri de şaşırtıp saptırır. Allah dilediğini yapar.” İbrahim 27

“İnsan pek zalim ve nankördür.” İbrahim 34

“Biz hiç bir kötülük yapmıyorduk” diye teslim olurlar. Hayır şüphesiz Allah sizin neler yaptığınızı bilendir.” Nahl 28

“Şüphesiz biz zalimlere bir ateş hazırlamışız.” Kehf 29

“O zalimler apaçık bir sapıklık içindeler.” Meryem 38

“Ve zalimlere “kazandığınızı tadın denmiştir.” Zümer 24

“Zalimler için ne koruyucu bir dost, ne sözü yerine getirilebilir bir şefaatçi yoktur.” Mümin 18 - Şura 8

“Zalimlere kendi mazeretlerinin hiç bir yarar sağlamayacağı gün, lanet de onlarındır, yurdun en kötüsü de.” Mümin 52

“Gerçekten zalimler için acıklı bir azap vardır.”  Şura 21

“O gün zalimleri kazandıkları dolayısı ile korkuyla titrerken görürsün.” Şura 22

“Haberiniz olsun gerçekten zalimler kalıcı bir azap içindedirler.” Ama bilmiyorlar. Onlar cahildirler, gözleri var görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar, kalpleri var hissetmiyorlar..

Zulüm ve zulüm hakkında o kadar çok âyet var ki. Daha bunlar o âyetlerin yarısı bile değil..

Şimdi “çare ne” diye soruyorsanız cevabım açık, korku  yılgınlık, umutsuzluk yok. Dua var, sabır var, istişare ve şura var. Vahdet var, okumak var, düşünmek var, feraset sahibi olmak var. Son söz, Akif’in dediği gibi: “Allah’a dayan, sa’ye sarıl, hikmete ram ol./ Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol”.. Selam ve dua ile..

yeniakit

Bu yazı toplam 1067 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar