28 Şubatların şartları oluşturulmaya çalışılmakta
Konya İnanç Özgürlükleri Platformu 164. hafta basın açıklaması saat 12:30 da Kayalıpark meydanında yapıldı. Açıklamayı, platform üyesi Mevlüt DOĞAN okudu.
Konya İnanç Özgürlükleri Platformu 164. hafta basın açıklaması saat 12:30 da Kayalıpark meydanında yapıldı. Açıklamayı, platform üyesi Mevlüt DOĞAN okudu. Açıklamasında 8 yıllık zorunlu eğitim konusuna değinen DOĞAN, ''Müslümanlara yönelik 28 Şubat dayatması olan kesintisiz eğitimin, Müslüman kızların örtünme yaşlarına geldiklerinde örtünmelerine engel olarak karşımıza çıkartılması, dayatmanın katmerlenmesi anlamınadır. Hiç kimse Allah'ın belirlediği örtünme yaşını kanunlarla sınırlandıramaz. Müslümanlar Allah'ın emirlerini, bu emirlere uymayan kanunlardan daha öncelikli görmek zorundadırlar. Bu imanlarının bir gereğidir.'' dedi" Açıklamasına Araf suresinden okuduğu ayetlerle başlayan Doğan 165. Haftada buluşma dileğiyle açıklamasına son verdi.
AÇIKLAMANIN TAM METNİ:
Rahman, Rahim, Allah'ın adıyla
Lût'u da (kavmine) gönderdik. Kavmine dedi ki: Dünyada sizden önce hiç kimsenin işlemediği bir ahlaksızlığı nasıl işlersiniz? / Ve üzerlerine kızgın taşlar yağdırdık. İşte gör! Nasılmış günaha gömülen kâfirlerin sonu. (Araf suresi 80. ve 84. Ayetler)
Sevgili dostlar, değerli basın mensupları;
Yeniden bir senaryo yazılmakta, yeniden bu oyun sahneye konulmaya çabalanmakta, yeni 28 Şubatların şartları oluşturulmaya çalışılmakta" Herkes, bu oyunda birer figüran, herkes kullanılan birer unsur gibi gösterilmeye çalışılmakta" Son günlerde, değişik çevreler sürekli bu fikri pompalıyor piyasaya. Birileri 28 Şubat korkutmacası üzerinden bir şeyler elde etmeye çalışıyor. Bu çaba, korkulu rüya görmektense, uyanık kalmaya çalışmak refleksi olarak değerlendirebilir. Fakat 28 Şubat'tan en fazla zarar görenleri ve 28 Şubat'la irtibatlandırılamayacak olanları da töhmet altında tutan bir anlayışa dönüşmekte. Herkesi ve her çabayı itham etmeye, zan altında bırakmaya yönelik bu tür ifadeler, aslında hangi maksatları elde etmek içindir pek de anlaşılmamakta"
28 Şubat kâbusu üzerinden bunca zaman geçmesine rağmen, etkileri ve tesirleri hala gündemi belirlemekte ve insanlar üzerinde ciddi zararlar vermeye devam etmektedir. Halkımızı bir hizaya sokma anlayışının, ''özgürlük ve adalet taleplerinde bulunabilecek bir neslin oluşmasını engelleme çabası'' olarak nitelendirebileceğimiz kesintisiz sekiz yıllık eğitim anlayışı, hakikaten ülkemiz insanını - bir kısmı bu eğitimden geçmemiş olsalar da ''tek tip''leştirmekte gayet başarılı olmuştur. Sekiz yıllık kesintisiz eğitimin zorunlu hale getirildiği günlerde, buna tepki verenlerin dahi bu gün bu eğitim anlayışını sorgulamak yerine, bu anlayıştan zarar gören insanların tepkilerini sorgulamaya kalkışmaları ''tek tip'' leştirmenin başarısı açısından önemlidir.
Zorunlu eğitim anlayışıyla ülkeyi ideolojik bir eğitimin sınırlarına mahkum eden ve bu ideolojik eğitimin açmazlarını ve meydana getirdiği sorunları görmemezlikten gelen bir anlayış, bu sorunları aşmaya çalışma gayretini tehditlerle bitirebileceğini zannediyorsa, çok ciddi bir yanılgı içerisindedir.
Müslümanlara yönelik 28 Şubat dayatması olan kesintisiz eğitimin, Müslüman kızların örtünme yaşlarına geldiklerinde örtünmelerine engel olarak karşımıza çıkartılması, dayatmanın katmerlenmesi anlamınadır. Hiç kimse Allah'ın belirlediği örtünme yaşını kanunlarla sınırlandıramaz. Müslümanlar Allah'ın emirlerini, bu emirlere uymayan kanunlardan daha öncelikli görmek zorundadırlar. Bu imanlarının bir gereğidir.
İktidar partisine mensup Zafer Üskül'ün, ilköğretimde başını örten kızlarımızın, ailelerinden alınacağını bildirmesi, içinde gizlediklerini ızhar etmesi anlamına gelmektedir. Bir zorbalığı başka bir zorbalıkla taçlandırmak olan bu tutum, ilgili parti tarafından da henüz ciddi bir şekilde tenkit edilmemiştir. Mezkûr şahsın, Allah'ın kitabında helaka sebep olan toplulukların özellikleri olarak anlatılan fiilleri işleyen gruplara sahip çıkması ve mensup olduğu partinin, onların bu davranışlarının bir hak olarak teminatı olduğunu ifade etmesi, bu şahsın kimliği, kişiliği ve yapmak istedikleri hakkında Müslüman kamuoyunda ciddi sorular oluşturmaktadır.
Hem başörtüsü meselesinde hem de gayri ahlaki bu insanlık dışı fiillerin müdafaasındaki bu tutumun sahibinin, mensup olduğu parti tarafından, nasıl değerlendirildiği merak konusudur. Bu hususta bir açıklamanın yapılması ivedilikle beklenmektedir.
Kızlarımızın örtünme yaşına geldikten sonra, örtünmeleri onların en temel hakları olduğu gibi en zorunlu vazifelerindendir de" Hiçbir baskı ve dayatma bu vazifenin ötesinde ve önünde kabul edilemez. Ve hiçbir sebeple geciktirilip ertelenemez! Hiçbir maslahat, başka bir hakikati ortadan kaldıracak kadar öncelikli değildir.
Tevhid ve adaletin hâkim olduğu bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 165. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah'a emanet ederiz.
KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU