3 Günde 2 Binden Fazla Müslümanı Katlettiler

3 Günde 2 Binden Fazla Müslümanı Katlettiler

Bir Hint Dergisi Tarafından yayımlanan Rapor, 2002 Gucarat Katliamından sorumlu olanları ifşa ediyor.

Bir Hint dergisi olan Tehelka tarafından hazırlanan flaş bir rapor, Mart 2002'de batı Hindistan'ın Gucarat eyaletinde 2 bin 500 Müslümanın katlinden sorumlu olanlarla ilgili önemli, yeni bilgiler sunuyor.

Rapor, bir habercinin sağcı bir Hint örgütünün içinde altı ay kalmasından sonra yayımlandı. Bu rapor Müslüman karşıtı şiddetin oldukça organize ve planlı olduğunu ortaya çıkarıyor. Bu konuda Tehelka'nın genel yayın yönetmeni Tarun Tejpal ile konuştuk.

Amy Goodman: Haftalık bir Hint dergisi olan Tehelka tarafından hazırlanan flaş bir rapor, Mart 2002'de batı Hindistan'ın Gucarat eyaletinde 2 bin 500 Müslüman'ın katlinden sorumlu olanlarla ilgili önemli, yeni bilgiler sunuyor.

Üç günlük zaman aralığında Müslümanlara karşı girişilen vahşi şiddet, sağcı Hint aktivistlerini taşıyan bir trene yapılan saldırının ardından gerçekleşti. Trenin bir kompartımanındaki 59 kişi tren Godhra kasabasında duruyorken yanarak can verdi.

Temel analizler, eyaletin genelinde Müslümanlara karşı uygulanan şiddeti, trene yapılan saldırıya karşı "kendi kendine gelişen" bir reaksiyon olarak açıkladılar. Fakat Tehelka'nın kapsamlı ifşaatı, beş buçuk yıl önce Gucarat'ta gerçekleşenlerle ilgili bu anlayışa meydan okuyor ve Müslümanlara karşı yürütülen şiddetin oldukça organize ve tertipli olduğunu gösteriyor.

Bu rapor, bir habercinin sağcı bir Hindu örgütünün içine sızmasından altı ay sonra, Ekim ayının sonunda yayınlandı. Rapor, Müslümanları öldürmekle övünen Hindu aktivistlerin görüntülerini ve eyalet yönetiminin en üst düzeylerinden aldıkları desteği detaylarıyla içermektedir.

Bu ifşaat, Gucarat'ta eyalet seçimleri üzerinde önemli bir etki yaratacaktır. 2002 katliamı sırasında Gucarat eyaletinde başbakan olan Narendra Modi asla pozisyonunu kaybetmedi. Modi, sağcı Hindu örgütler ağıyla bağlantılı Bharatiya Janata Party (Hindistan Halk Partisi) partisindendir. Tehelka'nın görüştüğü pek çok sağcı aktivist, Modi'nin zimni desteği olmadan Müslümanlara karşı gerçekleştirilen şiddetin olmayacağını söylüyorlar.

Haresh Bhatt Godralı Gucarat eyalet meslisinin HHP'li bir üyesidir. Bhatt Narendra Modi'nin sağcı Hindu aktivistlere katliamı gerçekleştirmeleri için üç günlük dokunulmazlık sağladığını söylüyor.

Haresh Bhatt: Modi bize yapabildiğimizi yapmak için üç gün verdi. Bundan daha fazla zaman veremeyeceğini söyledi. Bunu açıkça söyledi. Üç günden sonra durmamızı istedi ve her şey durdu. Hatta ordu yardıma çağrılmıştı. Bütün güçler geldi ve bizim üç günümüz vardı bu üç günde yapmak zorunda olduğumuz şeyi yaptık. Evet o başka hiç bir eyalet başbakanının yapamayacağı şeyi yaptı.

Amy Goodman: Tehelka'nın gizli kamerasından alınan bir bölüm, ABD'de vali ile eşit konumdaki eyalet başbakanı Narendra Modi'yi işaret etmektedir.

Tarun Tejpa ile bu konuda röportaj yaptım ve ona beş buçuk yıl önce Gucarat'ta gerçekleşen olayların oluşumunu açıklamasını istedim.

Tarun Tejpal: Olan şey şuydu; eyalet yönetimi tarafından desteklenen ve kışkırtılan belki de en insafsız dini şiddet hareketi olarak kalmaya devam eden olay, Hindu kalabalıkların--o zamanlar Hindu kalabalıklar olarak sunulan fakat şimdi buradan, giderek artan bir şekilde Hindu sağ kanat partilerinin Godhra kasabası çalışanları olarak görülen kalabalıkların--silahsız masum Müslümanlara saldırması ve katletmesi, öldürmesi, tecavüz etmesi ve 2,000 fazla müslümanı öldürmesiydi.

Ve beş yıldan beridir, gerçekleşen şeylerle ilgili bütün anlatılar tartışmalıdır. Demek istediğim kurbanların bir anlatısı var, eyalet yönetiminin bir anlatısı var, polisin bir anlatısı var ve sivil hak gruplarının bir anlarıları var. Fakat adalet nerdeyse hiç yok ve yaşanan şeylerden dolayı gösterilen bir pişmanlık yok.

Tehelka'nın soruşturmasını yaptığı, ortaya çıkardığı şeyin, beş yılda ilk kez gerçekten suçu işleyenlerin anlatısı olduğunu düşünüyorum. Demek istediğim, Tehelka çalışanının başardığı şey; bu kitle katillerinin insanları nasıl öldürdüklerini--ve katliamlar son bulduktan sonra bütün yargı sürecinin nasıl iflas ettiğini ve bu suçları işleyen kaç adamın eyalet yönetimi tarafından korunduğunu--bizzat onların ağzından almaktır.

Amy Goodman: Neyin yaşandığını ifşa etmek nasıl oldu da beş buçuk yıl aldı?

Tarun Tejpal: Biliyorsun Amy, Hindistan'da bu alışılmadık bir şey değildir. Bizler periyodik olarak gerçekleşen bu tür katliamlarla, bu tür isyanlarla ve bu tür kırımlarla ilgili bir tür hafıza kaybına sahibizdir. Dini şiddet var, fakat aynı zamanda kast ve sınıf şiddeti de var ve bizler, biliyorsunuz bu tür şeylerle nasıl uğraşmamız gerektiği konusunda bir tür hafıza kaybına sahibiz. Örneğin, eğer hatırlıyorsanız tabi, İndra Gandhi'nin suikaste uğramasından sonra Hindu kalabalıklar tarafından Delhi'de Sihlere karşı 1984'te isyanlar oldu ve o yıl içinde 3,000'den fazla Sih öldürüldü. Hatta bu gün bile yani olaydan 23 yıl sonra sadece 3 kişi, 3,000'den fazla Sih'in öldürülmesinden dolayı mahkum edildi. Yani anlayacağınız Gucarat davasının beş yıldır bir sonuca bağlanmamış olması Hindistan'da alışılmadık bir durum değildir.

Daha önce ifade ettiğim gibi Hindistan'da bu tür davaların işleyiş süreci şöyledir; suçlamalar ve karşı suçlamalar havada uçuşmaya başlar ve kamuoyunda yaratılan tartışmalı anlatıların sisi oluşur. Yeni umut ise eskisini aşacak yeni bir trajedinin hemen gerçekleşmesidir ve kamuoyu hafızası gerçekten eskinin kayıp gitmesine izin verir ve olaylar devam edip gider. Çoğunlukla olaylar böyle olur.

Sadece Gucarat olayındaki bölünme türü, gerçekten Hindistan düşüncesini, bu büyük çoğulcu modern ulus düşüncesini incitecek gibi göründü ve vatandaş hakları aktivistleri ve sıradan vatandaşlar sorunu canlı tuttular fakat Tehelka bu hikayeyi seslendirip onu canlandırana kadar bu insanlar çalışmalarından bir sonuç elde edemediler. Olayın bütününde tabi ki merkezde hüküm süren--merkezi hükümetin, kongre hükümetinin--oldukça adaletsiz ve utanç verici bir tarzda davranmaya devam etmesinin rolü büyüktür.

Amy Goodman: Tarun Tejpal, bize emir komuta zincirini anlatın. Mart 2002'de olayın nasıl gerçekleştiğini ve bu olayların 2,500'den fazla Müslümanın ölümüyle sonuçlandığını açıklayabilir misiniz?

Tarun Tejpal: Biliyorsun o noktada iki şey oldu. ilki, Müslüman bir kalabalığın saldırdığı sağcı Hindu aktivistlerle dolu olan bir kompartımanı taşıyan bir trenin Şubat'ın 26'sında Godhra yakınlarında saldırıya uğramasıydı. Şimdi, bu Godhra olayı--tren olayı, 59 Hindu hacının öldürülmesi--uzun zamandan beridir, kendi kendine geliştiğini iddia ettikleri kargaşaları kışkırtan şey olduğunu söyleyen sağcı Hindu örgütler için bir savunma noktasına dönüştü.

Şimdi ise Tehelka'nın soruşturması, Narendra Modi'nin şimdiye kadar Godhra olayının bir gizli tertip işi veya önceden hazırlığı yapılmış bir katliam olmadığı, kendi kendine geliştiği, planlı bir katliamdan sonra gelen plansız bir şey olduğu ile ilgili söylediklerinin tersinin doğru olduğunu ortaya çıkardı. Demek istediğim, doğru olanın Modi'nin söylediklerinin tam tersi olduğudur.

Araştırmamız sonucunda beş buçuk yıl önce gerçekleşen olayın şöyle geliştiğini gördük; Godhra tren istasyonunda, platformda mallarını satan Müslüman satıcılar ile Hindu hacılar arasında bir münakaşa oluyor. Ve göründüğü kadarıyla bu hacılar genç Müslüman bir kızı kaçırmaya çalışıyorlar. Sonra bu olay bir münakaşaya sebebiyet veriyor. Tren istasyonu terkedeceği zaman birilerinin treni durdurmak için treni zincirledikleri görülüyor, sonrasında yakınlardaki mahalleden Müslüman kalabalıklar istasyona geliyor ve özellikle sağcı Hinduların içinde oldukları kompartımana saldırıyorlar. Saldırının sonunda kompartıman yanıyor ve 59 hacı trajik bir şekilde ölüyor.

Godhralı seçilmiş eyalet meclisi üyesinin size söylediği gibi Modi'nin kendisine bağlı Hindu örgütlere ve kalabalıklara yapabilecekleri ne varsa yapmaları için üç gün izin verdiği görülüyor. Böylelikle Müslümanlara karşı üç günlük şiddet uygulamaları gerçekleşiyor. Bu üç gün içinde polis olaylarla ilgilenmiyor ve tahkikatımızda detaylarıyla verildiği gibi bu örgütler işlerini yapıyorlar ve 2,000'den fazla Müslüman öldürüyorlar. Kadınlara tecavüz ediliyor, çocuklar öldürülüyor ve aileler toplu bir şekilde yakılıyor. Üç günün sonunda olaylar duruyor fakat olayların sonucunda 2,000'den fazla Müslüman ölüyor. Polisin olaylar esnasında katillerle yaptığı işbirliği Tehelka'nın araştırmasında ayrıntılarıyla gösteriliyor.

Amy Goodman: Gizlice kaydedilmiş bir klipten söz etmek istiyorum. İzlediğim bölümde sağcı Hindu örgütler ağının militan gençlik kanadı olan Bajrang Dal'ın lideri Babu Patel var. Müslümanların katledilmesindeki rolünden dolayı tutuklanıyor fakat sekiz ay sonra kefaletle serbest bırakılıyor. Tehelka, Eylül ayında onunla görüştüğünde Gucarat'ta 2002 yılındaki şiddet sırasında yapılanların en alçakçası olan bir olayla övünüyor: hamile Müslüman bir kadının rahmini yarıp cenini çıkarmakla.

Babubhai Patel aynı zamanda Babu Bajrangi olarak biliniyor: Hamile Müslüman bir kadın vardı. Onun rahmini yardım ve onlara öldürülen insanlarımızın intikamını almak için neler yapabileceğimizi gösterdim. Ben zayıf bir vejeteryan değilim. Hiç kimseyi bağışlamadık. Onların doğmasına bile izin verilmemeli. Kim olurlarsa olsunlar--kadın, çocuk, kim olursa olsun--yapılacak tek şey onları kesmek, dövmek, parçalamaktır, o mendeburları yakmaktır.

Amy Goodman: Bu Babu Patel'di. bu grubun önemini ve eyaletin örgütlenme yapısına nasıl bağlandıklarını anlatabilir misiniz?

Tarun Tejpal: Bakınız Babu Bajrangi Gucarat'ın bir kısmındaki bağnazlık türünün kaynaklarından sadece biridir. Demek istediğim o, sağın ana partisi olan HHP ile işbirliği yapan Bajrang Dal adlı aşırı sağcı bir gruplaşmanın o dönemdeki temsilcisiydi. Bu adam açıkça sağcılar tarafından cesaretlendirilen zehirli ideoloji türü olan toplumsal ideoloji tarafından çıldırtıldı. Adamın hiç pişmanlık duymadığını görüyorsunuz. Bizim için en korkulacak şey Tehelka tahkikatında bir tek adamın, kitle katillerinin bir tekinin bile pişmanlık göstermemesidir.

Şimdi Babu Bajrangi'in durumu çok ilginçtir çünkü kaydedilmiş konuşmalarının ilerleyen bölümlerinde katliamlar yapıldıktan sonra nelerin olduğunu anlatmaktadır. O, bize Gucarat eyaletinin içişleri bakanının kendisine eyaleti terk etmesini söylediğini anlatıyor. Böylelikle Babu Bajrangi--kitle katliamlarının gerçekleştirilmesinden sonra kendisine "eyaleti terk et" diyen iç işleri bakanı tarafından adıyla çağrılıyor. Hindistan'da eyalet iç işleri bakanı kanunların uygulanması ve düzenin sağlanmasından sorumludur. Bu içişleri bakanı "eyaleti terk et Babu" diyor. Sonra eyalet yönetimi gerçekten Hindistan'ın başka bir parçasında bu adama koruma sağlıyor.

Gucarat'taki Ahmedabad'da, vatandaşlık hakları savunucularının, medyanın çıkardığı gürültüden dolayı eyalet yönetimi Babu Bajrangi için tutuklama emri çıkardı ve onu Ahmedabad'a getirip tutukladı. Bu bilgiler bize Babu Bajrangi tarafından veriliyor. Bu bilgileri suçlunun kendisinden alıyoruz.

Sonra diyor, dava mahkemeye gitti. Dava mahkemede görülmeye başladığında hakim, Babu'nun kendi cümleleriyle ifade edersek, hakim "sen o kadar kötü bir insansın ki asılmalısın, bir kez değil on kez asılmalısın" diyor. Peki ne oluyor? Babu Bajrangi bize bu özel davayı anlatıyor, hakim değişti. İkinci bir hakim geldi. ikinci hakim de nerdeyse aynısının söyledi. Bu bize suçlunun anlattığı hikayedir. Peki ikinci hakime ne oldu? O da değiştirildi. Üçüncü bir hakim geldi. Bu süre içinde Modi'nin kendisine endişelenmemesini ve işlerin yoluna koyulacağını garanti ettiğini söylüyor bize. Böylelikle başka bir hakim geldi. Babu kamera kayıtlarında bize "kefaletim ödendi ve başkalarının da kefaleti ödendi" diyor. Dolayısıyla bu katliamlardan sonra bile görülen şey, inanılmaz bir hukuk tahribidir.

Amy Goodman: Tarun Tejpal, biraz Modi'nin kim olduğunun öneminden bahsedebilir misin? Yeniden Gucarat eyaletinin başbakanı olmaya doğru gidiyor. Bu doğru mu?

Tarun Tejpal: Narendra Modi, sağcılar için bir tür şemsiye partisi olan HHP'nin ulusal düzeydeki bir lideridir. Modi, Godhra olayından bir yıl önce Gucarat'a gönderildi, HHP'nin politik sermayesinin kaymasını durdurmak için oraya gönderildi çünkü HHP burada düşüşteydi ve genel kanı HHP'nin seçimleri kaybedeceği yönündeydi. Narendra Modi geldi. O, geldikten sonra Godhra olayı gerçekleşti. Ayaklanmalar gerçekleşti. Çok kutuplaşmamış Hindu oyları Modi'nin arkasında toplandı ve Modi ezici bir zafer elde etti. Sonrasında Modi, çok müreffeh olan Gucarat eyaletinin başbakanı oldu.

Bu arada Gucaratlılar Hindistan'ın en fazla yeryüzüne yayılmışlarıdır. Demek istediğim dünyanın nerdeyse her tarafında varlar. Para kazanmaları ve etkili ticaret yapmalarıyla bilinen güçlü tüccar ve girişimci bir topluluktur.

Beş yıldan beridir Modi Gucarat'ta maço Hinduizmin, saldırgan Hinduizmin bir tür koruyucusu olarak hükmediyor. Siyasi yelpazenin laik kısmında duran herkes için Hindistan'da en çok nefret edilen kişilik olarak kalmaya devam ediyor çünkü onlar Modi'yi, eğer dine ve toplumsala dönülürse büyük Hindistan demokratlığı ile birlikte yanlış gidebilecek her şeyin mücessem hali olarak görüyorlar.

Amy Goodman: Modi'nin, 2005 yılında ABD'ye konuşma yapmak için geleceği varsayılıyordu fakat ABD, ciddi insan hakları ihlallerinden sorumlu olma ile ilgili göç kanunlarından dolayı ona ihtiyaç duyduğu vizeyi vermedi.

Tarun Tejpal: Ben ABD'nin bu uygulamasının, Hindistan'da gelişmekte olan bu dindar virüs tipi ile savaşmaya çalışan bütün laik cepheler ve laik güçler için büyük bir zafer olduğunu düşünüyorum. Bunu ben bir zafer olarak düşünüyorum çünkü bu reddediliş uluslararası bir küçümseyişti. Biliyorsunuz, Hindistan'da seçim üzerinden onu yenemeyiz veya şimdiye kadar insanlar onu seçim üzerinden yenememelerine rağmen en azından bu açık bir uluslararası hiçe sayıştır, anlamı şudur; sen bundan böyle şu ana kadar gerçekleştirdiğin insan hakları ihlalleri ile birlikte devam edemezsin.

Amy Goodman: Tarun Tejpal, sen bağımsız haftalık Tehelka dergisinin genel yayın yönetmenisin. Derginizin, sadece yaşadığımız dönemin en önemli hikayesi olmayan--kapaktaki "Gerçek: Suçluların İfadelerinde Gucarat 2002" başlığıyla--aynı zamanda ardından "Hindistan Cevap Yazıyor: Bir Umut Heyelanı ve Umutsuzluk" başlığının geldiği bu hikayeyi ifşa etmesinin önemi ve etkisi nedir?

Tarun Tejpal: İkinci başlığın bunu çok güzel ifade ettiğini düşünüyorum: bir umut heyelanı ve umutsuzluk. Biliyorsunuz her iki şeyde bizim bu hikayeyi ortaya çıkarmamızdan sonra görünür oldular. İfşaatın yaptığı ilk şey, Hindistan'ın ruhu, modernliği, demokrasisi, laikliği ilgili büyük savaşlar politik partiler tarafından verilmediği ve bu savaşlar Hindistan'ın kurucu ilkelerine hala güçlü bir şekilde bağlı olan vatandaşlık hakları savaşçıları tarafından verildiği için vatandaşlık hakları gruplarına, vatandaşlık hakları savaşçılarına ve vatandaşlık hakları aktivistlerine inanılmaz bir canlılık getirdi.

Umutsuzluk daha çok insanların Delhi'deki merkezi kongre hükümetinin, ulusal hükümetin bir miktar politik isteklilik ve politik vizyonla hareket edeceğini beklemeleri ile ilgilidir, altı hafta geçmesine rağmen hiç bir şey olmadı. Demek istediğim umutsuzluk devam ediyor. Kitle katliamcılarının, insanları nasıl katlettiklerini, niçin katlettiklerini ve insanları katletmelerini kimlerin istediğini canlı bir şekilde medyaya söylemeleri ve böylesi bir şahitlik ve böylesine canlı bir şahitliğin politik alana taşınması medyanın tarihinde bir ilktir. Buna karşın Delhi'deki kongre hükümeti, kendini harekete geçmek için aciz buldu.

Pek çok avukat, Hindistan'daki pek çok insan, merkezi hükümetin, Hindistan'da merkezi bir kanuna eşit olan, başkan kanununun Gucarat'ta uygulamaya sokması, Modi'nin hükümetini azledip son beş yıldır askıda bekleyen bütün davaların hızlıca görülmesinde ısrar etmesi gerektiğini düşünüyor. Maalesef, bunların hiç biri olmadı ve bu pek çok insanı hayal kırıklığına uğrattı.

Önümüzdeki günlerde Gucarat'ta seçimler yapılacak ve herkes kongrenin hareketsizliğinin büyük oranda oy hesabı, seçim hesabı yapma ihtiyacından kaynaklandığını düşünüyor ve yine bu çok hayal kırıcıdır çünkü halk zenginliğinin kaymasının, Hindistan'daki kamu anlayışının kaymaya devam etmesinin nedenlerinden biri, herkesin olayları oy anlayışı ve seçim şartlarıyla değerlendirmesidir.

Amy Goodman: Tarun Tejpal, beş buçuk yıl önce Gucarat ta 2,500 Müslümanın öldürüldüğü olayların ne olduğunu ortaya çıkaran Tehelka dergisinin genel yayın yönetmenidir.




dünyabülteni