Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

30 Ağustos

Kurtuluş Savaşı’nı birkaç bölümde ele almak gerek. Mesela Çanakkale Savaşı sanki Osmanlı döneminde değil cumhuriyet savaşında yaşanmış gibi. Aslında Çanakkale Savaşı, Filistin ve Kafkas cephesinde devam etti. Ama mesela “Kars İslam Cumhuriyeti”nin ilanı ya da 1919’da Nisan ayında yıkılışı mesela bu anlamda ele alınmıyor ama Sivas ve Erzurum kongreleri cumhuriyete giden yolda önemli. Oysa Kars İslam Cumhuriyeti, anayasası, parası, pulu, meclisi, hükümeti, ordusu olan, Başkanlıkla yönetilen konfederatif bir cumhuriyet.

Mesela “Hatay Cumhuriyeti” bilinir, ama “Batı Trakya Türk Cumhuriyeti” pek bilinmez. “İlk Kurşun İzmir’de Hasan Tahsin (Osman Nevres) tarafından sıkıldı” denir resmi tarihte ama ilk kurşun Hatay / Dörtyol’da ama kime anlatacaksın. Mesela, Maraş, Anteb’in kurtuluşu halk harekâtı ile olmuştur. Merkezi hükümete bağlı düzenli ordularla yapılan savaşlar çok sınırlı. Ülke genelinde verilen kurtuluş savaşları Kuva-yı Milliye gruplarının, kongre hükümetlerinin, Müdafa-yı Hukuk Cemiyetlerinin “Muvakkate/geçici hükümetlerin” gayrinizami silahlı direniş gruplarıdır!

Resmi tarihe göre düzenli ordularla verilen savaşlar, 1. İnönü, 2. İnönü, Eskişehir-Kütahya, Sakarya Meydan Muharebesi, Başkomutanlık Savaşı.

İlk Meclis, aslında Osmanlı Meclisi Mebusanı’nın devamıdır ve asıl gayesi, memleketin işgalden kurtarılarak halası ile hilafetin ve saltanatın ihyasıdır. Mustafa Kemal Ankara’ya döndüğünde Vahdeddin’e gönderdiği telgraflara “Halife ve Hakan efendimiz” diye başlar.

İngilizler, Yunan’ı İzmir’e çıkarttıkları gün Mustafa Kemal İstanbul’dan Bandırma vapuru ile Vahdeddin’in emri ile ve İngilizlerin bilgisi ile onların limandan çıkış izni ile Samsun yolculuğu başladı ve Samsun’a geldiklerinde şehirdeki İngiliz komiserliği tarafından karşılandı ve uğurlandı. Oysa 19 Mayıs’tan bir ay önce bölgedeki İngiliz komutanlığı, Kars İslam Cumhuriyetine saldırmış ve hükümet üyelerini Bakü’ye, oradan da Malta’ya sürgüne göndermişti.

İzmir’in işgali, I. Dünya Savaşı sonrasında Paris’te toplanan uluslararası barış konferansının kararıyla İzmir kentinin 15 Mayıs 1919’da Yunanistan Krallığı tarafından işgaliyle başlayan ve 9 Eylül 1922’de Türk ordusunun kente girmesiyle sona eren işgal bir bakıma Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç ve bitişini ifade eder. Son bilgilere göre, Millî Mücadele’de ilk kurşun 19 Aralık 1918’de Hatay/Dörtyol’da atılmıştır. Yani Hasan Tahsin (Osman Nevres)in sıktığı kurşundan tam 147 gün önce Mehmet Çavuş (Kara) tarafından sıkılmıştır. 15 Mayıs’ta Yunanlar İzmir’e girmişler, Mustafa Kemal, Samsun’a gitmek için yola çıkmış 23 Nisan 1920’de TBMM açılmış ve ilk hükümet teşkilinden sonra İtilaf Devletleri temsilcileri 18-26 Nisan 1920 tarihleri arasında San Remo’da toplanarak Osmanlı’ya dayatmaya çalışacakları Sevr’e son şeklini verdiler.

Ankara bir yandan isyanlarla başetmeye çalışıyor, bir yandan direniş güçlerini kendi kontrolü altına almaya çalışıyordu. 9 Kasım 1920’de Yunanlılar İzmit’ten, Uşak - Sarayköy çizgisine kadar ilerlemiş bulunuyordu. Bu süreçte 1. İnönü Savaşı ve Londra Konferansı’nın önemli bir yeri var. 1920 yılı sonuna doğru Yunan Kralı ölmüş, Başbakan Venizelos da seçimleri kaybetmişti. Yeni Kral Konstantin, Türk-Yunan savaşını devam ettirmek sureti ile Türkiye’yi baskı altına almak için Yunan askerini “ucuz asker deposu” olarak kullanmak için İngilizler tarafından tahta çıkması sağlanmıştı. Bu şekilde 1920 yılı yaz aylarında ilerleyen Yunan askerleri genel bir saldırı için hazırlanmaya başlamışlardı. 6 Ocak 1921’de Bursa’dan Eskişehir yönünde, Uşak’tan da Afyon yönünde Yunan ordusu ileri harekâta başladı. Ankara’da Mecliste Yunanistan’ın ilerlemesinin durdurulmaması sert eleştirilere sebep olunca Ankara’dan İnönü’ye, Yunan tarafına topçu atışı talimatı verilmiş ancak, Yunanistan’ın ileri taarruza geçişi ile bu kez İnönü’de yeni bir hamlesi kaçınılmaz hale gelince, Ankara’nın Kayseri’ye taşınması gündeme gelmiştir. İnönü’de 1919’dan 1921’e ciddi bir engelle karşılaşmayan Yunan kuvvetleri ilerlemesini sürdürmüş, 10-11 Ocak 1921 tarihinde başlayan karşılıklı top atışları 1. İnönü Savaşı olarak kayda geçmiştir. Rusya son duraklamalarını bırakıp TBMM Hükümetine yanaştı. Batılılar, Londra Konferansının toplanmasına karar verdiler.

2. İnönü Savaşı, İnönü - Afyon arasındaki bölgede yapıldı. Yunanlılar, 23 Mart sabahı Bursa’dan İnönü istikametine ilerlemeye başladı. Ancak başarılı olamadılar. Bu arada SSCB, İngiltere ile İstanbul ve Boğazlar konusunda anlaşamadı. Fransa ve İtalya da İngiltere ile anlaşamayınca, SSCB Ankara’ya yaklaştı. 16.3.1921’de bir dostluk anlaşması imzalandı. Fransa ve İtalya işgal ettikleri bölgelerden çekilirken, Yunan kuvvetleri İstanbul’a ilerlemek istiyordu. Türk kuvvetleri yorgundu. Bunun sonucu 4 gün süren Aslıhanlar ve Dumlupınar savaşlarından (8-12 Nisan 1921) bir sonuç alınamadı.1921’de 10-24 Temmuz arasında, 14 gün süren Kütahya-Eskişehir Muharebelerinin ardından Mustafa Kemal, Sakarya’nın doğusuna kadar çekilmesi talimatını verdi.. Kütahya - Eskişehir Savaşlarında kayıp büyüktü. Onbinlerce askerimiz şehid olmuştu.. Ayrıca araç ve gereç kaybımız da büyüktü.

Ardından Sakarya Meydan Muharebesi. Savaş, Sakarya bölgesinde 110 kilometrelik bir alanda 22 gün aralıksız sürdü. Asıl çarpışmalar 23 Ağustos’ta başladı, şiddetli çarpışmalar sonunda (5 Eylül 1921) Yunan ordusu saflarında çözülme başladı. 13 Eylül’de Sakarya’nın doğusunda hiçbir düşman askeri kalmadı. Yunanlılar İstanbul’u istiyordu. Bu konuda İngiltere ve Rusya arasında anlaşmazlık vardı. İngilizler de Ruslar da Yunanların İstanbul’a ilerlemesini ve Ankara’nın düşmesini istemiyorlardı. Onun için Yunan kuvvetlerinin durdurulması için İngilizler ve Ruslar, Türklere silah, para, teçhizat ve sair destek sağladılar ve İngilizler, Yunanlara desteği de keserek geri çekilmeye zorladılar.

Ve final: 30 Ağustos Meydan Muharebesi. Sonunda Yunan askerleri geldikleri gibi İngiliz gemilerine binip ülkelerine geri döndüler. İtilaf Devletleri 22 Mart 1922’de Türkiye ve Yunanistan’ın aralarında mütareke çağrısı yaptılar. Yunanlıları geri çekilmeleri için süre verilmişti. 30 Ağustos’ta Yunan kuvvetleri büyük kayıplar vererek geri çekildi. 5 Eylül’de Sakarya Meydan Muharebesi bitti, 13 Eylül’de Sakarya’dan ayrılan Yunan kuvvetleri, 13 gün sonra 26 Ağustos 1922 sabahı, askerlerimizin saldırısı sonucu 4 gün içinde Yunan mevzileri tek tek ele geçirildi. Mustafa Kemal bunun üzerine “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri” emrini verdi ama, Kaş’ın karşısındaki tüfek atımı menzildeki Meis alınamadı. İtalyanlardan boşalan adaları alamadık. Askerlerimiz 9 Eylül’de İzmir’e girdi. Kuzeydeki birliklerimiz, Mudanya ve Bandırma yöresine ilerlerken 11 Eylül’de Bursa kurtuldu. Esir alınanlar dışında kaçanlar Bandırma ve Kapıdağı yarım adasından gemilere binerek, ülkelerine geri döndüler. 18 Eylül 1922’de Batı Anadolu’da Yunan askeri kalmadı.

26 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruz, 15-20 gün gibi kısa bir sürede Yunan ordusu çok büyük kayıplar vererek geri çekildi. Zaten daha sonra siyasilerimiz “Rakıyı içince Yunan’la kardeş olduğumuzu“ anladık. Venezilos’la kol kola girdik. İngiliz’i, Fransız’ı, İtalyan’ı ile tek devlet olmak için masaya oturduk. ABD, Rusya ile stratejik ortağız artık. Darbecileri ve terörü destekleyen NATO ülkeleri ile müttefikiz!

Mayıs 1919’da başlayan işgal sonrası düzenli ordular tarafından yapılan savaşlar, 18 Eylül 1922’ye 3 yıl 4 aylık dönemde 22 günle en uzun savaş Sakarya Meydan Muharebesi oldu.. Başkomutanlık Savaşı 13 gün sürdü. Diğerleri 2-4 günlük çatışmalarla toplam ortalama 50 günlük bir savaştan söz ediyoruz.

Bugün belediyeler 30 Ağustos’u konserlerle, TSK askeri resmigeçit törenleri ile kutluyor. Kimi Cumhuriyet meyhanesi ya da Todor’un meyhanesine gidip tuzlu leblebi ve rakı içerek eski günleri yâd ediyor. Siz Google’den şu kelimeleri bir taratıp bakın isterseniz: Meis adası, Ege adaları, Kerkük ve Batı Trakya, Musul petrolü, Ankara Anlaşması, Sycos-Picot. İtalyanlar, Kurtuluş Savaşı’nda İngilizler Fransızlar, Ruslar, Yunanlar, Kıbrıs, Taksim Anıtı’ndaki Rus generaller, Kars İslam Cumhuriyeti. Sivas ve Erzurum Kong., Lozan, Sevr, Kuvay-ı Milliye, Müdafayı Hukuk, Taksim Anıtı, vd. Bugünlük de bu kadar. Selam ve dua ile.

Bu yazı toplam 476 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar