'367 krizi' için özür dileyip istifa etti
Anavatan Partisi'nden istifa eden Mahmut Koçak, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 367 dayatmasında payının olduğunu belirterek, "Bu davranışım için tarih önünde milletimden özür diliyorum" dedi.
DP ile birleşme görüşmeleri devam eden Anavatan'da istifalar devam ediyor. Muharrem Doğan'ın ardından Anavatan Partisi eski milletvekili Mahmut Koçak da parti ile yollarını ayırdı. Koçak, Anavatan Partisi'ne gönderdiği istifa dilekçesinde önemle değerlendirmeler yaptı.
Türkiye'nin çok ciddi bir değişim yaşadığını ifade eden Koçak, "Siyasette içi boşalan kavramlar yeniden tanımlanmaya ihtiyaç duymaktadır. Bugünkü şartlar itibariyle; 'merkez'den' ve 'merkez sağ'dan ne anlaşıldığı anlatılmadan, bunun ilkeleri ortaya konulmadan, 'merkez siyasetin' toparlanmasından söz etmek, ancak bir masa başı çalışması olabilir." görüşünü savundu.
TÜRKİYE'NİN DEĞİŞİM İRADESİNE MUHALEFET YAPILIYOR
AK Parti'ye muhalefet edilmesinden hiç gocunmadığını vurgulayan Koçak, açıklamasına şöyle devam etti: "Çünkü bu partiden haksız ve keyfi bir şekilde uzaklaştırılmış birisiyim. Ama bugün 'merkez siyaseti toparlama' adına yürütülen muhalefet, görünüşte sadece AK Parti'ye, esasta ise Türkiye'nin demokratik hukuk devletine doğru çevrilmesine, Türkiye'nin kendi köklerinden ve değerlerinden kopmadan değişme arzu ve iradesine yöneliktir. Türkiye'deki değişim çabaları, her ne kadar iktidar partisi üzerinden yürüyor görünse de, aslında tüm yapılanların ortak akılla gerçekleştirildiği düşüncesindeyim. Bu süreci, bir siyasetçi olarak destekliyorum. Bu nedenle Türkiye'nin değişimine yönelik her türlü yol kesme çabalarını şiddetle kınıyorum."
367 DAYATMASINA ELEŞTİRİ
Kendisinin Anavatan Partisi'ne bir Özal ruhu bulma ümidiyle girdiğine ifade eden Koçak, dilekçesinde şu görüşlere yer verdi: "Bir grup arkadaşla Anavatan'ı yeniden Türkiye'nin ihtiyacı olan bir siyasetin merkezi, değişimin öncüsü yapabilirdik. Ama buna izin verilmeyeceğini DYP-Anavatan birleştirme çabaları sırasında açık bir şekilde görme imkânı buldum. Aynı günlerde cereyan eden cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaşananlar ise, bu partiler üzerinden bir operasyon yapıldığını görmeme vesile oldu. Yakın tarihte neler olup bittiği konusunda olayın aktörleri ve tanıkları tarafından pek çok açıklama yapıldı ve gerçekler ortaya çıktı. Olayın kendimle ilgili kısmına tarihe bir kaç cümleyle de olsa kayıt düşme sorumluluğum var. Cumhurbaşkanlığı seçiminde 367 dayatmasının hiç bir hukuki mesnedinin olmadığını, tam aksine bunun hukuka bir tecavüz olduğunu bilemeyecek durumda değildim. Bu konu ile ilgili açıklamalarım basında da o günlerde yer almıştır. Yaşadığım ve algıladığım kadarıyla oyun şöyle kurulmuştu: 367 dayatması bize DYP üzerinden yapılıyordu. Bunun için anlıyorum ki, aniden iki partinin birleşmesi tezgâhlanmıştı. Birleşme çalışmalarının yapıldığı bir zamanda Anavatan'ın birleşeceği parti ile daha ilk günde ters düşmesi çok zordu. Kamuoyunun partimiz üzerine baskısı, medya vasıtasıyla çoktan kurulmuştu. Anavatan, DYP'den gelen dayatmaya bu nedenle rıza gösterdi. Bunda samimi olduğunu göstermek için de bir şey yapması gerekiyordu. Bu nedenle parti psikolojisi, cumhurbaşkanlığı seçiminde bizi ortak hareket etmeye mecbur bıraktı."
367 DAYATMASINDA PAYIM OLDU, MİLLETTEN ÖZÜR DİLİYORUM
Koçak, cumhurbaşkanlığı seçiminin yapıldığı Meclis'e girmemesini ise şu cümlelerle açıkladı: "Daha dramatik olan ise benim durumumdu. Anavatan Partisi'ne yeni girmiştim, ülkem için, hayallerim ve ümitlerim vardı. Daha dün partiye girmişken partiyle ters düşen bir çatlak ses olma durumuna düşmek istemedim. 367 dayatmasında payım oldu. Bu davranışım için tarih önünde milletimden özür diliyorum. Bunu da demokratlığın gereği olarak görüyorum. Ancak; sivil anayasa, Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu'nun demokratikleştirilmesi konusundaki ısrarıma kulak tıkayan, öncelikli konular arasına almayan ve bu sıkıntıları ülkemize yaşatan iktidar partisi kurmaylarının da, kendi öz eleştirisini yapması gerektiğine inanıyorum. Saati geri almak, zamanı geri almayı mümkün kılan bir şey değildir. Neredeyse yarım asırdır, Türkiye siyaseti üzerine yerli ve yabancı güç odakları adına ipotek koymuş bir takım aktörlerin 'merkez siyaseti' birleştirme faaliyetlerini, Türkiye'nin önünü tıkayan statükoya son bir hizmet sunma çabası olarak değerlendiriyorum."
Anavatan Partisi'ndeki genç arkadaşlarından, miadı dolmuş siyaset anlayışlarına koltuk değneği olmamalarını isteyen Koçak, "Bunları gördükten sonra sırf iktidara cephe alıyor diye ne bu iltihakta, ne de millete hizmet edemeyecek benzerlerinde yer almamı kimse benden beklemesin. Tamamen bu gerekçelerle; biraz buruk ama gönül huzuru içinde Anavatan Partisi'nden istifa ediyorum. Ülkeme ve milletime, inandığım değerler doğrultusunda, hizmet etmeye devam edeceğim." ifadesini kullandı.