500 Yıllık Asa Şaşırtıyor
Bambudan yapılan asanın başlangıçta bir bütün olduğunun sanılıyordu, iç içe giren iki ayrı parçadan oluştuğu sonradan fark edildi, 500 yıldır çürümeden nasıl kaldığı sorusu ise şimdilik yanıtsız.
Bursa'da Muhammed Üftade Hazretleri'nin Uludağ'ın eteklerindeki tekkesinde bulunan sandıklardan çıkarılan, zamanla yıpranmış, parçalanmış 88 parça özel eşya arasındaki asa, restorasyon ve konservasyon işlemini yapan ekibin başındaki uzmanları şaşırttı.
Hazreti Muhammed'in Hırka-i Şerif'inin restorasyon ve konservasyon çalışmalarında da görev alan Tekstil Tasarım Restorasyon ve Konservasyon Uzmanı Levent İnan, Üftade Hazretleri'nin 56'sı envanterli, 32'si de etiketli olmak üzere, toplam 88 parçadan oluşan eşyaları arasında en ilginç olanının asa olduğunu belirtti.
İnan, bambudan yapılan asanın başlangıçta bir bütün olduğunun sanıldığını, iki ayrı parçadan oluştuğu ve iç içe girdiğinin bilinmediğini söyleyerek, asanın hem sapında hem de kınındaki üçgen yapıda "kama" işaretleri sayesinde bunu fark ettiklerini vurguladı.
Bunun açılabileceğine karar verdikten sonra asayı birtakım işlemlerden geçirdiklerini anlatan İnan, şunları kaydetti:
"8 ay buna değişik malzemeler verdik, ahşabı doyurduk. Ahşap doyduktan sonra kendini salmaya başladı. Ustamla beraber bunun açılması yoluna gittik, açıldı. Hatta metal üzerinde 'kanserleşme' dediğimiz, pasın daha ilerisine giden, madenini bozmaya başlayan bir durum oluşmuştu, onu durdurmak için burasının da sökülmesi gerekiyordu ki ileride patlatabilirdi dışındaki parçayı. Yani korozyon hali, aşırı korozyon hali. Desteklenip temizlendikten sonra tekrar eski haline getirildi ve tabii metalin üzerindeki ufak tefek o paslar alındıktan sonra bir kılıç haline getirildi. Üzerine yağlaması yapıldı ve emdirdiğimiz malzemeden dolayı, artık içine girip çıktığında bile kendi kendini yağlıyor. Kendi bakımını kendisi yapıyor."
İnan, bu özellikteki bir asanın kendisini şaşırttığını dile getirerek, "Böyle bir şeyle asla karşılaşmadım. Bunun benzerleri var, fakat onların hiçbirinin kınları yok. Onlar hep açıkta. Bununla ilgili birkaç tane yayın var. O yayında gözüken, şu üzerindeki bu metal parçanın olmadığı yerler. Böyle bir şey kullanırsanız zaten bunun adı artık baston olmaz, bu bir savaş aleti olur" dedi.
-Kınında olması korumuş-
Bu asanın, "şiş baston" veya "şişli baston" olarak da adlandırıldığını ifade eden İnan, korozyona maruz kalsa da asanın yüzlerce yıl fazla bozulmadan kaldığını belirtti. İnan, şöyle dedi:
"Çünkü oksijen mahvediyor her şeyi. Biz bile ruhumuz çıktıktan sonra oksijenle yok olmaya başlıyoruz, o sürece giriyoruz. Oksijen parçalıyor bizi, mikroorganizmalar değil. Kınında olması korumuş. Kınının dışında olsaydı, çürüyüp dökülüp gidecekti."
İnan, asanın bambu ağacından yapıldığına da değinerek, sapı kayıp olan asaya natürel bir malzemeden uygun bir sap yaptıklarını anlattı. Asanın başında metal bir gül bulunduğunu belirten İnan, "Tarikat gülü' deniliyor bunlara. Tarikatta terk meseleleri vardır, yani dünyadaki özelliklerinden, nefsinden terk meseleleri, sayısı 18'dir Celvetiye Tarikatı'nın. 18 tane bizim burada yıldızımız var. O tarikata işaret eder" diye konuştu.
Bambudan yapılan 1,32 metre uzunluğundaki asanın, şiş uzunluğunun ise 91,5 metre olduğu bildirildi.
AA