Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

6 ay bir güz gittik, bugün neredeyiz!

Dilimde tüy bitti, ama anlatamadım. “Dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım”.

4 Mayıs 2017’de daha önce RF jeneratöründen bahsettiğim ve bunun savunma sanayiinde kullanılması durumunda ne olacağını anlattığım için merkez media alaya almış, bir mizah dergisinde de kapak olmuştum. Oysa ABD bu silahı Irak’ta denemişti. Birkaç ay önce de Çin, Hindistan sınırında denedi.

Bu konu aslında içinde yaşadığımız süreçte son derece hayati öneme sahip bir konu ama, birçok kişi bu işin farkında mı değil, görmek mi istemiyor bilmiyorum!

Geçen gün Zelensky, Macron’u arıyor ve Rusların RF saldırılarından rahatsız olduklarını anlatıyor. Sanki kendisi, Musk ile konuşup bu konularda Starlink’lerin aktif hale getirilmesi için destek isteyen değil.

Konu tek başına internet sağlama sorunu değil.

19 Haziran 2021’de “Time” dergisi Wifi’nin nasıl bir silaha dönüşebileceğini gösteren bir grafikle çıkmıştı. Manşette ise “Broadbandits” yazıyordu. Ben yazdığımda basında 10.000’e yakın aleyhimde haber ya da mesaj yayınlanmıştı.

Şimdi artık bunu konuşuyorlar.

Artık herkes Hackerleri biliyor da, Bio Hackerler konusunda insanlar yeteri kadar hassas değiller, bilgi sahibi de değiller. mRNA’ları yuttunuz. Nanotüpler damarlarınızda dolaşıyor. Ama birileri hâlâ oynanan oyunun farkında değil.

Peki 2020 yılı kapağında ne vardı: maskeli insanlar, hayvanlar, dünyaya çarpan göktaşı, güneşte patlama, pandemi ve uçan 3 ördekten gölgesi olan biri düşüyordu. Volkan patlaması, elektrik kesintisine gönderme yapan görseller vardı.

Kapağın başlığında “The next catastrophe / Gelecekteki Felaket” ve hemen altında “bundan nasıl kurtulunur” yazıyordu. Bunlar hep böyle yapıyorlar. Hastalığın mikrobunu üretirken reçetesini de yazıyorlar, ilacını da üretiyorlar.

İnsanları Ukrayna ile oyalarken aslında şimdiden, orada vurulan 30 biokimya fabrikasındaki toksik ve mikrobik çalışma ürünü olan riskli maddelerin sızmış olabileceğini dillendirmeye başladılar. Bu kez hikayenin kahramanı bir yarasa değil, göçmen ördekler olacak ihtimalle. Göçmen kuşların uçuş güzergahının İstanbul olabileceği konuşuluyor. Yani Wuhan’ın yerini Ukrayna, alabilir ve ilk hastalık bakarsınız İstanbul’da ortaya çıkar. Yeni mikrobun adı “SARS CoVİST’22” olabilir.

Biz maskeyle uğraşmaya devam edelim. M. Okan Özdemir yazmıştı: Sahi maske işe yarıyorsa mesafe niye, mesafe işe yarıyorsa maske niye! Her ikisi de işe yarıyorsa eve kapanma niye! Bunların 3’ü de işe yarıyorsa aşı niye! Aşı güvenli ise “firmanın sorumluluğu yoktur” maddesi niye! Birileri aşı olup hastalıktan korunuyorsa, bizim aşı olmamamızdan niye bu kadar rahatsız oluyorlar!! Birileri hâlâ 2019’daki korku pandemisinden kurtulabilmiş değil.

Alın size bir mutasyon daha. Bu defa Çin’den değil Avrupa’dan: Made in Europe! Yeni Varyantın adı Deltamicron’muş. Covid’19’dan bir türlü vazgeçmek istemiyorlar. İyi iş çıkardılar. Elde kalan maske, PCR test kiti, ilaç, aşıların bitirilmesi gerek. Millet yiyor, siyaset, bürokrasi, media, STK, akademiden bu konuda bir itiraz gelmediğine göre ver gazı. Ölen ölsün, kalan sağlar bizimdir!

Bir arkadaş şu notu göndermiş: Kitaplarda nasıl Wuhan’dan çıkacak bir virüsten tesadüf bahsetmek. Veya 2015 yılında CoVID patentleri yapılması, birde %3 ölüm oranı olan bir hastalığın olağanüstü bir medya gücüyle bunu sanki kara vebaymış gibi ve bir ülkeden başka sınır ülkenin ölüm oranları bu kadar farklı olması nasıl açıklanabilir. En fazla aşı olan yerlerde en yüksek ölüm oranı olması, en az aşılama olan yerde ölüm olaylarının o oradan da az olmasını nasıl açıklayacağız. PCR’yi Fransa 50 döngü yapıyor oran yüksek çıkıyor. Ama Almanya 25 döngü ile sonuç alıyor, pozitif vaka az görünüyor. Zaten test dediğimiz kit %50 doğru sonuç veriyor. Dolayısıyla bu şekilde açıklanan hiçbir veri doğru olamaz. Daha garip bir olay, otopsi yasak, ölenlerin birçoğu CoVID diye söylendi. Ölüm sebebi kalp krizi veya kan pıhtılaşması da olsa CoVID deyip geçtiler..

Olan oldu da, hâlâ akletmeyecek misiniz! Bu işin 2. dalgası, 1.’den daha ölümcül olabilir. Bu akıllı şehirler, akıllı evler, otonom insansız sistemler, yapay zeka, 5G, Starlink’lerle Bio Hackerler istedikleri kişiyi ya da yeri, istedikleri zaman vurabilirler artık.

Siz Ukrayna ile meşgulken siber ordular ülkeleri işgal ediyor, uzaydan dünya kuşatıldı, farkında değilsiniz.

Sırada çok daha büyük fitneler var. Great Reset sonrası “Yeni Normal” döneme ilişkin senaryolar Şeytanca. “Global Health Pass.” ya da “Global Performance Pass.” Detayda kalan konular. Göz göre göre Starlink projesi ile uzay işgal ediliyor. 5G Projesi sürüyor. Neuralink konusunda çalışmalar sürüyor. Humanoid projeleri de.

2021’de yeni bir pandemi sürpriz olmayacak. Bu “Siber Pandemi”.. Birçok kamu kurumunun bilgisayarları çökertilecek, sanayi kuruluşlarına, enerji santrallerine siber terör saldırısı gibi gösterilen saldırıların ardından “Global bir siber güvenlik” anlaşması ile verilerin ortak kullanımı diye sistem tek elde toplanacak. Zaten yeni para sistemi de bu yapıya yükleneceği için global bir güvenlik sisteminin gerekliliği konusunda bilgi bombardımanına tabi tutulacağız.

Sosyal media kesintileri, bankaların, kişisel ve kurumsal bilgi kayıpları ve çökmeler sonucu her zaman olduğu gibi ölümü gösterip insanları hastalığa razı etmek istiyorlar.

Böyle giderse, gelecek günler geçen günleri aratabilir. İnsansız bir dünya inşa etmek istiyorlar. Para yok. İnsan tanrı olacak, din ve eski tanrı tedavülden kaldırılacak. Tek devlet olacak, din, ahlak ve gelenekten ve hatta biyolojik cinsiyetten bağımsız BİREY’ler, Siborglara dönüştürülecekler. Onlar Avatar’lar ve Klonoid’ler/Kimera’larla birlikte yaşayacaklar.

Bu böyle olmayacak inşallah, birileri böyle bir yalanın peşine takılmış gidiyor. Siyasiler böyle bir Şeytani plana inandırılmış gibi. Kalabalıklar da öyle.

Ben bir yerde, bir gün insanlığın bu derin uykudan uyanacaklarını düşünüyorum. Bu uyanma ne kadar geç olursa bu işin faturası o kadar ağır olacak.

Pandemi yalanı uğruna altı ay bir güz gittik, bugün döndük, başladığımız yere geri geldik. Bir arpa boyu bile yol alamadık, arkamızda milyonlarca mezar bıraktık. Bugün birileri savaş borusu öttürüyor, öte yandan, acılar, yoksulluk, krizler birbirini izliyor.

Ve önümüzde yeni bir trajedi için global resetçiler media üzerinden yaygara kopartmaya devam ediyorlar. Böyle giderse gelecek günler, geçen günleri aratabilir. Aman dikkat! Selâm ve dua ile.

Bu yazı toplam 791 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar