68 YIL ÖNCE MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİ CIA'YA BAĞLANDI

68 YIL ÖNCE MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİ CIA'YA BAĞLANDI

Hükümet, 68 yıl önce milli eğitimi ABD’ye teslim eden Fulbright eğitim anlaşması da artık sonlandırmalıdır.

ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz'un FETÖ'den tutuklanması, İdlip operasyonu ve içeride CIA fonlarından ayrılan ödenekle faaliyet yürüten casuslara göz açtırılmaması gibi nedenlerden ötürü ABD Büyükelçiliği, "Türkiye'den başvurular süresiz durduruldu" açıklamasında bulundu. Mütekabiliyet esasına dayalı olarak cevabı anında verildi. 

68 YIL ÖNCEKİ KİRLİ PLAN

Hükümet, 68 yıl önce milli eğitimi ABD’ye teslim eden Fulbright eğitim anlaşması da artık sonlandırmalıdır.

EĞİTİM BULUNMAZ BİR ARAÇ

Bilindiği gibi, 1947-49 yıllarında Sovyet tehdidine karşı Türkiye’yi bölgede kullanmanın ilk adımı olan Truman doktrini ve Marshall planı çerçevesinde Türkiye’ye yaklaşık 152,5 Milyon dolar yardım yapıldı. Ne var ki bu yardım adı altında verilen paralar ağır anlaşmaları da beraberinde getirdi.  ABD, bizden en mühim kurumlarımızdan biri olan “eğitimi” istedi.  Çünkü Amerikan kültürünün aşılanması, zihinlerin köleleştirilmesi, uyuşturulması ve toplumda ciddi bir bilinç kaymasının yaşanması için eğitim bulunmaz bir fırsattı/araçtı.

EĞİTİM KOMİSYONU İMZALANDI

Bu amaçla 27 Aralık 1949’da Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tereddüt dahi etmeden bu anlaşmayı imzaladı. Anlaşmanın 1. Maddesine göre; “Komisyon’un giderleri Türkiye’nin ABD’ye olan borcundan karşılanacaktı. ABD vatandaşlarınca yapılacak öğretim ve araştırma giderlerini de biz ödeyecektik. Anlayacağınız kendi paramızla kendimizi bağımlı hale getiriyorduk!

MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİ CIA'YA BAĞLANDI

Milli eğitim sistemini CIA’ya bağlayan bu anlaşma ile ABD, ileriye dönük stratejik bir plan yapıyordu.

5. maddesi ise korkunç;  "Komisyon; 4’ü Türkiye vatandaşı, 4’ ABD vatandaşı olmak üzere 8 üyeden oluşacaktır. ABD’nin Türkiye’deki diplomatik misyon şefi, komisyonun fahri başkanı olacak ve komisyonda oyların eşit olması halinde kararı komisyon başkanı verecektir!” Komisyonun ABD vatandaşı olan 4 üyesinden 2’sinin elçilikteki CIA ajanları arasından seçildiğini söylememize gerek yok sanırım.

SÖMÜRGECİ İSİM İŞ BAŞINDA

Bu komisyonun görevi, Türk çocuklarının ilk, orta ve lisede okuyacağı derslerin müfredatını yani programını belirlemekti.  Projenin mimarı; dönemin ABD başkanı Truman’ın meşhur doktrinini “eğitim ve kültür” alanında projelendiren kişi olan senatör William Fulbright’tı. Fulbright, aynı zamanda Latin Amerika ülkelerinde de benzer projeleri ile bilinen sömürgeci bir isim.

2015 YILINDA VERDİĞİ RÖPORTAJA DİKKAT

Bugün projenin başında kızı Harriet Fulbright bulunmaktadır. 2015 yılında Amerika dışındaki ilk Fulbright Enstitüsü’nün açılışına katılmak üzere Türkiye’ye gelen Bayan Fulbright tabi ki Hürriyet’e verdiği röportajda “Türkiye’nin anahtar bir ülke olduğunu biliyorum” diyerek eğitimin önemine dikkat çekmişti.

Bakınız, 1994 yılında eğitim dünyasına giren Milli Eğitim Geliştirme Komisyonu’nun 60 personelinden 40’ı Amerikalı idi. Komisyonun başında da L.Cook isimli bir Amerikalı bulunuyordu. MEB Başdanışmanı ise Howard Reed idi. Siz şimdi buradan eğitimin ne kadar “milli” olduğunu hesap edin.

ŞEYTANİ PLAN VE FETÖ

Türkiye’nin ABD’ye bağımlılığı/teslimiyeti Truman Doktrini, Marshall Planı ve Fulbright Anlaşmasıyla olmuştur. Fulbright anlaşması aynı zamanda bir CIA projesi olan FETÖ’nün eğitim dünyasına açılan bir kapısıydı.  

Yıllardır güya antiemperyalist sloganlarla yeri göğü inleten solcularımız bu anlaşmayı gündemlerine bile almadı. Çünkü onların birinci gündem maddesi;  fakir Anadolu çocuklarının dini inançlarıyla kavga etmekti. Kaldı ki Fulbright onların eseridir!

68 yıldır ABD Büyükelçilerinin müfredatta ve eğitim politikalarında etkin rol oynadığı bu anlaşmayla eğitim sistemimiz Amerikan kültürüne hizmet etmektedir.  Ders kitaplarımızdaki Osmanlı sövgüsü boşuna değildir. Normalde hiç haç bulunmayan kulelerin bizim ders kitaplarımızda haçlarla donatılması boşuna değildir. Türk çocuklarının tarihi ve kültürel değerlerinden koparılması boşuna değildir.

Bugün bu anlaşma hala yürürlüktedir. Çünkü onlara göre “Türkiye anahtar ülke.” Fulbright'ın ülkemizden sadece 2008, 2009 ve 2010 yıllarında geleceğin liderleri olarak yetiştirilmek üzere seçtiği 100'den fazla isim yer almaktadır.

Bir ülkenin zihnini ancak eğitimle esir alabilirsiniz. Bir nesli ancak eğitimle yozlaştırabilirsiniz. Neden anlamak istemiyorsunuz, FETÖ, Fulbright eğitim anlaşmasıyla eğitim sitemine yerleştirildi. Bu anlaşmayla çocuklarımız emperyalizme göbekten bağlandı. Bu anlaşmanın artık feshedilmesi gerekmektedir. Çocuklarımızı Amerika’nın elinden kurtarın!