"ABD Büyükelçiliği'nin  Kudüse Taşınması Önceliğimiz"

"ABD Büyükelçiliği'nin Kudüse Taşınması Önceliğimiz"

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump’ın danışmanı KellyanneConway Pazartesi günü yaptığı açıklamalarda...

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump’ın danışmanı KellyanneConway Pazartesi günü yaptığı açıklamalarda, ABD’nin İsrail’deki büyükelçiliğinin Tel Aviv’den Kudüs’e taşınması hususunun Trump’ın önceliği olduğunu ifade etti.

Bir radyo programına katılan Conway, bu meselenin Trump açısından öncelik olduğunu, bunu seçim çalışmaları devam ederken de ifade ettiğini söyledi.

Trump seçim çalışmaları sürerken yaptığı açıklamalarda Beyaz Saray’ın uzun süredir izlediği siyasetin son bulacağını söylemiş ve Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınacağını, ABD büyükelçiliğinin de Kudüs’e taşınacağını vaat etmişti.

İsrail’den “Ortadoğu’daki dostumuz” olarak söz eden Conway, Trump’ın bu ifadeleri sayesinde Amerika’daki Yahudilerin oylarını aldığını ifade etti ve Trump’ın İsrail’e olan bağlılığının izleyeceği siyasetin ayrılmaz bir parçası olduğunu söyledi.

Trump’ın İsrail’e olan vaadinin İsrail’in himaye edilmesi ve “güçlü bir Ortadoğu”nun tesisi şeklinde olduğunu ifade eden Conway “İncil Hıristiyanlarının İsrail’i önem listesinin başına yerleştirdiklerini”  belirtti.

Öte yandan geçtiğimiz günlerde Obama, 1995 yılında alınan “Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınması” şeklindeki kararın askıya almasının gerekçesini “ulusal güvenliğin çıkarları”nı korumak olduğunu ifade etti.

Bill Clinton’dan beri görev yapan tüm Amerikan başkanları da bu kararı askıya almaları hususunda benzeri şekilde “ulusal güvenliği” gerekçe göstermişlerdi.

Nitekim ABD’nin bu zaman kadar Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımaktan kaçındığı da biliniyor. CIA’in yayınladığı bir kitapta 1950 yılında İsrail ne kadar Kudüs’ü başkenti ilan etmiş olsa da uluslararası toplumun bunu tanımadığı ve bu yüzden büyükelçiliklerini Tel Aviv-Yafa’da açtıkları ifade ediliyor.

ABD’nin bugüne kadar Kudüs’ü başkent olarak kabul etmesinin önündeki en büyük engelin ise İsrail-Filistin barışının henüz sağlanamaması olduğu belirtiliyor. Çünkü Kudüs’ün konumu ikili müzakereler için kritik bir noktada… Dolayısıyla henüz böyle bir anlaşma sağlanmadan ABD’nin Kudüs’ü başkent olarak tanıması hem Filistinlilerine hem de Arap dünyasının öfkesine yol açacak ve barış anlaşmasını tamamıyla lağvedecektir.

Ancak tüm bunlara rağmen bu hususta büyük vaatlerde bulunan Trump belki de ABD’nin bu yöndeki siyasetine de açıkça meydan okuyacaktır.

Geçtiğimiz Mart ayında konuşma yapan Trump kendisinin Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etme hususundaki istekliliğini ve kararlılığını dile getirmiş, bunun için başkan seçilmesi halinde hızla harekete geçeceğini söylemişti.

Ancak buna rağmen danışmanı olan VelidFaris’in, Trump’ın zaferinin ardından yaptığı açıklamalarda bugüne kadar çok sayıda ABD başkanının aynı vaatte bulunduğunu, böyle bir adımın ancak oybirliğinin sağlanması halinde atılabileceğini ifade etmiş olması da ayrıca dikkat çekici… Nitekim Faris bu açıklamalarından kısa bir süre sonra oybirliğinden kastının “içerde sağlanan bir oybirliği” olduğunu söylemiş ve böylece kongredeki her iki partinin de bir şekilde Kudüs’ün başkenti olarak ilan edilmesini desteklediğini ifade etmişti.