ABD'de Suud İlişkileri Çıkmazda
Amerikalı uzman Christopher Purple, Amerika ve Suud arasındaki ilişkinin son 15 yıl içerisinde rahatsızlık verecek bazı süreçlerden geçtiğini, ancak özellikle de son 3 yıl içerisinde iki taraf arasındaki ilişkinin en kötü sürecini yaşadığını ifade etti.
Amerikalı uzman Christopher Purple, Amerika ve Suud arasındaki ilişkinin son 15 yıl içerisinde rahatsızlık verecek bazı süreçlerden geçtiğini, ancak özellikle de son 3 yıl içerisinde iki taraf arasındaki ilişkinin en kötü sürecini yaşadığını ifade etti.
Cato Savunma ve Dış Siyaset Çalışmaları Enstitüsünün Başkan Yardımcılığını yürüten Purple, iki ülke arasındaki ilişkilerde yaşanan bu gerginliğin tamamıyla Obama’nın Ortadoğu siyaseti karşısında ortaya çıkan anlaşmazlıklardan kaynaklandığını ifade etti. Özellikle de Obama’nın Suriye ve Irak’taki Daeş örgütü ve “Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki halk hareketleri” karşısındaki tavrının, Suud’un azılı düşmanı İran’la arayı bulma çabalarının bu durumu tetiklediğini ifade etti.
“The New York Times” gazetesi yazarlarından Scott Shane’nin sözlerini aktaran Amerikalı uzman, Shane’nin şu ifadelerine yer verdi: “Suudlular bir yandan “Daeş” ve “El-Kaide”ye karşı savaşıyor gibi gözükseler de, Daeş’in bazı fikir ve uygulamalarını Suud’dan edindiği, hatta eski Kabe imamının bu anlamda bir serzenişinin olduğu biliniyor.”
Sözlerinin devamında Amerika’nın Suud’u engelleme noktasında neler yapabileceğini sorgulayan Purple, Amerikan Dışişleri Bakanlığı eski yetkililerinden Farah Pandith’in Vahhabi düşünceye işaretle “aşırılık yanlılarının inanç yapılarının çökertilmesi hususunda ciddiyetle çalışmak gerektiği” yönünde yaptığı açıklamaya ve “The New York Times”ta yayınlanan yazısındaki şu ifadelerine işaret etti: “Eğer Suud bu yaptıklarından vazgeçmezse diplomatik, ekonomik ve kültürel yaptırımların uygulanması kaçınılmazdır!”
Purple, çok sayıda kişinin ABD’nin Afrika’da, Avrupa’da, Asya’da ve kuzey Amerika’da imamları eğitmek için merkezler kurması yönündeki öneriyi desteklediğini ve eğer yapılacaksa bu projenin Suud’un finansörlüğünden uzak bir şekilde planlanması gerektiğini de belirtti.
11 Eylül saldırılarıyla ilgili soruşturmaları yürüten komitenin dini uygulamalarla ilgili konulardaki girişimlerde dengeli olmak gerektiği yönünde ABD’yi uyardığını, daha çok reform, özgürlük, demokrasi, fırsat eşitliği gibi konulara ağırlık verilmesi gerektiğine işaret ettiğini ifade eden Purple, komitenin yönetime “Bunu yapacak olan asıl tarafın Müslümanlar olduğunu” belirttiğini söyledi.
ABD halkının Suud’a karşı soğuk duygular beslediğini ifade eden Amerikalı uzman, 11 Eylül saldırılarıyla ilgili yürütülen soruşturmada bizzat Suud’un parmağının olduğuna dair elle tutulur bir delil elde edilemediğini, ancak Suud’la ilgili kanunun kabulü halinde 11 Eylül’de hayatını kaybedenlerin ailelerinin bu konuda açtıkları davaların geri çevrilmeyeceğini de ifade etti.
Son olarak Suud’la ilgili kanun tasarısının karşısında duranların gerekçesini Senatör Lindsey Graham’ın ifadelerinin özetlediğini belirten Amerikalı uzman Christopher Purple, Graham’ın şu sözlerine işaret etti: “Amerika ve Suud’un çıkarları uyuşuyor. Suud elde ettiği istihbarat bilgilerini bizimle paylaşıyor. Bu da Amerikan yönetimine güven sağlıyor. Suud’un saldırılar için Amerika’ya üslerini kullanma yönünde izin verdiği de biliniyor. Ayrıca Suud’un İran’a karşı duruşu sebebiyle büyük bir müttefik olduğu da söylenebilir.”
İslamianaliz