Mushaima, el Alem Televizyonu'na yaptığı açıklamasında "Bahreyn devrimine karşı Amerika'nın olumsuz rolü gizli kalmadı. Bahreyn krallığına yeşil ışık yakan Amerika'dır. Suudi Arabistan'ın Bahreyn'e girişine, ülkede işlediği katliam ve insan hakkı ihlallerine yeşil ışık yakan Amerika'dır. Bahreynli devrimciler, Suud ve Bahreyn'in işlediği her suçtan, katliamdan Amerika'yı sorumlu tutmaktadır" dedi.

Ülkede devam eden diyalog girişiminin de Amerika Dışişleri Bakan Yardımcısı Jeffrey Feltman'ın ürünü olduğunu belirten Mushaima, "Feltman, ülkedeki bazı siyasi grupların da diyaloga girmesi için çaba sarfetti" dedi. 14 Şubat Bahreyn Devrim Gençliği'nin Amerika Büyükelçiliği önünde düzenledikleri gösterilere dikkat çeken Mushaima, Amerika'dan iki yüzlü siyasetine son vermesini istedi.

Bahreyn Kralı'nın ülkede işlenen tüm suçlardan sorumlu olduğunu kaydeden Mushaima "Suud ve Bahreyn ordusunun halka karşı işlediği tüm suçlardan sorumlu olan Bahreyn Kralı'nın girişimiyle kurulan Gerçekleri Araştırma Komisyonu'nun önemsiz olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu komisyonun öncelikli görevi, Bahreyn Kralı'nın işlenen suçlardan beri olduğunu açıklamak ve kraliyatin imajını düzeltmektir" dedi.

Gerçekleri Araştırma Komisyonu'na bir tepki de Vifak Partisi'nin eski milletvekilerinden Abdu Ali Muhammed Hasan'dan geldi. Komisyon'un Bahreyn Kralı'nın emriyle kurulmasına dikkat çeken Hasan, "Bahreyn Halk, diyalog girişimlerinin sonuçlarına asla itimat etmedi. Çünkü diyalog masasında, tartışılması gereken esas problemlerin hiçbirisi konuşulmadı. Vifak Partisi, diyalog masasında yaşananların, halkın istekleri olmamasından ötürü, diyalogtan çekildi. Halkın beklentisi, insanın haklarını ve onurunu güvence altına alan bir anayasal monarşidir (meşrutiyet)"

Açıklamasının devamında Hasan, şimdiye kadar gerçekleştirilen diyalog girişimlerinden ders alınarak, ülkedeki tüm siyasi akımları kapsayacak bir diyalog sürecinin başlatılmasını istedi. Hasan "Konuşulması gereken esas sorun, emeklilere yapılacak zam değil. Esas sorun, halkın siyasi haklarını elde etmesidir. Bunun başında da siyasi reform gelmektedir" diye konuştu.

Bahreyn krallığının ülkedeki sivil göstericilere karşı despotik tutumunu eleştiren Hasan, krallığın halkın gerçek beklentisinden çok uzak konuları gündemleştirdiğini kaydetti. Hasan "Diyalog masasında, konuşulması esas kabul edilen konular yerine önemsiz konular ele alındı" dedi.

Bahreynli siyasi aktivist Abdulilah el-Mahuzi de hukuki ve siyasi platformda esas zanlı olan Bahreyn kralının emri ile oluşturulan Gerçekleri Araştırma Komitesi'ni eleştirenler arasında yer alıyor.

el Mahuzi, konuya ilişkin olarak yaptığı değerlendirmesinde "Komite başkanı el-Bisyuni'nin de söylediği gibi komitenin üç hedefinin olduğuna işaret etti. Bunlar; "gerçekleri araştırmak, Bahreyn yönetiminin gelecekte aynı hatalara düşmemesini sağlamak ve gelecekte Bahreyn'i bu sorunlardan uzak tutmak için, ülkeyi tarihi bir temele oturtmak" Bu komitenin konumu böyle iken kurbanın kazanıp, zanlının –ki bu kralsa- yargılanması mümkün müdür?" diye sordu.

Hasan, "Bundan da kötüsü komiteden çıkan önerilerin hangisinin daha uygun olup olmadığına karar vermesi için bu önerilerin krala sunulması ve oradan da uygulanması için hükümete iade edilecek olmasıdır" diye konuştu.

Vifak Partili 18 milletvekili, Suud ve Bahreyn krallığının sivil göstericilere karşı uyguladığı baskıya tepki olarak meclisten çekilmişti.

israhaber