Abdulbari Atvan: Trump Mezhep Savaşı Başlattı
Abdulbari Atvan: Trump Müslümanlara hoşgörü dersi verdi!
Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da gerçekleşen "İslami Amerika" zirvesinin ardından akıllarda kalan en belirgin sahne, ırkçı politikalarından dolayı Amerikalıların %48'i tarafından görevden alınması istenen Amerika Başkanı Donald Trump'ın kürsüye çıkarak hoşgörü ve eşitlikten dem vuran bir vaize dönüşmesi oldu. Kuşku uyandıracak bir şekilde zirvede toplanan 55 Arap ve İslam ülkesinin liderinin karşısında konuşan Trump, tıpkı öğrencilerine eğitim veren bir öğretmen edası ile terörle mücadele, terörün kaynaklarını kurutmak, terör için güvenli bir sığınak sağlanmaması ve mali, siyasi ve medya desteklerinin kesilmesi konularında ders verdi.
Politik sahnede, medya ve halk arasında güzel kızı ve eşi kendinden daha fazla ilgi gören Başkan Trump konuşmasında, “İslami terörizm” ve onunla mücadele etmenin ve sorumluluğunun İslam ülkelerini tarafından üstlenilmesi gerektiği maddelerine ilk sırada yer verdi.
Diğer kültürler ile birlikte yaşamayı desteklemenin kaçınılmaz olduğundan bahseden Trump, terörizm ve radikalizmin her çeşidi ile savaşmanın zaruretini vurguladı. İslam ve Müslümanlarla birlikte yaşamayı reddeden iğrenç ırkçı politikasını ve Suriyeli göçmenlere ülkesinin kapılarını kapattığını unutan ya da unutmuş gibi yapan Trump, zirvede Suriyeli mültecilere ev sahipliği yaptığı için Türkiye ve Ürdün'e övgülerde bulundu. Amerika ise radikalizm, terörizm ve nefret için sıcak bir kuluçka görevi sağlamaya devam etti.
***
İslam dünyası ve Arap ülkelerine Amerika'nın müdahalesi ve savaşları, kuşkusuz kanlı terörün en yaygın türüdür! Başkan Trump'ın "ölüm dışında bir tanrıya kulluk etmiyorlar" dediği ve kendileriyle savaş için çağrı yaptığı teröristler, Amerikan füzeleri ve uçaklarının Suriye'de, Irak'ta, Afganistan'da, Yemen'de ve Libya'da öldürdükleriyle kıyaslanırsa, ancak hatırda kalmayacak bir rakamda insan öldürüyorlar.
Başkan Trump için Riyad'da düzenlenen karşılama festivali hakkında doğruluk ve bilimselliğe en yakın şekilde bir değerlendirme yapmak istersek, burada üzerinde durabileceğimiz birkaç nokta bulunuyor:
Birincisi: Trump'ın terör örgütü oldukları gerekçesiyle "Hizbullah" ve "Hamas" hareketini bombalama ısrarı, bu festivalin gerçek hedefinin, işgalci İsrail'e karşı direnişi suçlamanın yanı sıra, İslam âlemini onlarla savaşmak üzere bir araya toplamak ve bu hedefi gerçekleştirmek için İslam ittifakı "Nato"su başlatmak olduğunu ortaya koyuyor.
İkincisi: ABD başkanı ve ona ev sahipliği yapanlar için "radikallik" kavramı, Amerika ve İsrail'e düşmanlık anlamına geliyor. Buna karşın "ılımlılık" ise, bu iki ülkenin kanatları altında yer alarak tüm politikalarını tereddütsüz bir şekilde güçlü bir müttefik olarak kabul etmek manasındadır.
Üçüncüsü: Başkan Trump'ın, bölgede mezhep çatışmasını körüklemek ve yıkım ile kaosu yaygınlaştırmakla suçladığı İran, Trump'a göre, teröristleri desteklemek konusunda "süngü ucu" işlevi görüyor ve acilen savaşılması gereken bir düşman.
Dördüncüsü: Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas'a zirvede konuşma hakkı verilmedi. Kimse onun varlığını dahi hissetmedi. Bu da, Filistin davasının bu zirvede ve gelecek aşamalarda tam olarak saf dışı bırakıldığını gösteriyor. Belki de Başkan Abbas onlardan biri olmasına rağmen Trump'ı İsrail karşısında zor duruma düşürmekten sakınmak için ona konuşma hakkı verilmedi.
***
"İslami Trump Riyad Zirvesi”, Başkan Trump'ın nitelediği gibi, "Ortadoğu ve dünya barışının başlangıcı" olmayacak. Aynı şekilde terörle savaşın başlangıcı da olmayacak. Amerika'nın kavramıyla terörü yeşerten zulüm devam ettiği sürece kan akmaya devam edecektir.
Başkan Trump, Beyaz Saray'a heybesinde altınlar, gümüşler ve Suudi Arabistan ile Körfez ülkelerinin vergileri ile dolu olarak dönecek. Trump bu ziyaret sırasında ABD için 500 milyar dolar kar sağlayacak anlaşmalara imza attı. Bu sayede Trump'a muazzam bir misafirperverlik yapan, ikramlarda bulunan, ziyafetler veren Araplar ve Müslümanlar için değil, milyonlarca Amerikalı için iş imkânı sağlanabilecek.
Başkan Trump, teröristlere karşı savaş başlatmadı, bilakis İslam dünyasında mezhep savaşı başlattı. Bu savaşın kurbanları ise, mezhebi ve ırkı ne olursa olsun, Araplar ve Müslümanlar olacak.
Çeviri: Merve Soydaş
medyaşafak