Sonunda çözdüm... Abdüllatif Şener, AKP kapatılırsa yeni bir parti işine falan girişmeyecek. Bizzat AKP'yi istiyor! Şener'in demek istediği şu:

 

"Ey Tayyip Erdoğan, AKP senin kadar benim de malım. AKP'nin üzerinde hepiniz kadar hakkım var. Şayet hepiniz yasaklı duruma düşerseniz en kıdemli kurucu olarak yeni kurulacak partide liderlik benim hakkım! Hareketi bana teslim edin!" Şener'in Erdoğan'a "Ben söylemiyorum ama siz anlayın" diyerek verdiği "gizli mesaj" da şu: "Siz Erbakan Hoca'nın yaptığını yaptınız. Gemiyi karaya vurdurdunuz! Şimdi yola yeni gemiyle devam ederken benim gibi Baykal'ın bile sevdiği güvenilir bir kaptana ihtiyacınız var. Sizi sevmeyenler bile bana güveniyor. Sayemde yumuşak bir geçiş dönemi yaşanır."

Tabii Erdoğan bu "mesaj" ı ne anlıyor, ne de anlamak istiyor. Şener'in "emanetçi" olması çok zor görünüyor. Şener'in bu durumdaki hamlesi de belli: "Kurulacak yeni partiye genel başkan adayı olarak kafa sokacak. Yarışa girecek." Peki ya Tayyip Bey bağımsız olarak geri gelip, yeniden "emanet"ine sahip çıkarsa ne olacak. Şener'in tezi şöyle: "Tayyip Bey'in yeniden milletvekili seçilmesi de çok zor.

Sadece DTP'li bir Hakkari milletvekili var. Yasaklı duruma düşünce bağımsız olarak Meclis'e girmiş. Ama aslında onun da bağımsız seçilememesi lazım. Nasılsa gözden kaçmış, Tayyip Bey, emsal olarak onun durumuna güveniyor. Ama olması ve yeniden seçilebilmesi aslında imkansız! Kesinlikle bağımsız olarak da seçilemez! Aynı şekilde, kapatmadan çıkacak karardan sonra Gül de cumhurbaşkanlığı makamında kalamaz." Şener çevresindeki "kırgın" AKP'lilere "parti bana kalabilir" havası basıyor. Ama Tayyip Erdoğan'ın böyle bir niyeti yok... Yalnız, rakip istemeyen eski siyasetçi durumuna düşmek istemiyor. Şener'i tasfiye etmekten şimdilik kaçınıyor. Yakındır, "savaş" patlar!