Abdurrahman Dilipak: Aklınıza ve Kalbinize “Azık” Olsun Diye

Abdurrahman Dilipak: Aklınıza ve Kalbinize “Azık” Olsun Diye

Habervakti.com yazarı Abdurrahman Dilipak'ın yazısını iktibas ediyoruz

ABDURRAHMAN DİLİPAK /AKLINIZA VE KALBİNİZE “AZIK” OLSUN DİYE

HABERVAKTİ.COM

Derin Gerçekler

Bu aşağıda sıralayacağım manevi azıktan mahrum olursanız yazık olur size. Onun için aşağıdaki uyarıları “kitap”tan topladım.
Gitme’(den) ey yolcu, beraber oturup ağlaşalım/Elemim bir yüreğin kârı değil paylaşalım”, istedim, Akif gibi.

Gittiğiniz ülke eski bir Türki devlet, bunu unutmayın.
Ve bugün, Kabeyi yıkıp, orayı Hindu mabedi yapmak isteyenlerin yurdu.
Kabe
yi yıkmaya gelen Ebrehe’nin fil ordusunu ve Ebabil kuşlarını unutmayın.
Orada “mEDENİYET” denilen tek dişi kalmış canavarın temsilcileri ile el sıkışacaksınız.
Mackbet’i hatırlayın, koklayın bakalım elinizi kan kokuyor mu?
Iraklıların, Afganların, Filistinlilerin kanı.
Daha bir derinlemesine çekin o havayı ciğerlerinize, belki kızılderililerin ve kara derililerin kanının kokusunu da dayarsınız.
Hoş, onlar kan kokusunu parfümlerle bastırıyorlar değil mi?

Ha, bir de, orada sizi bekleten Nasranilerin şuuraltındaki “Tarihin sonu”nu anlatan yeni ahit’in “Yuhanna Vahyi”ni uçakta giderken bir okursanız iyi ederseniz.

Araf suresinden bu günlerdeki olaylarla ilgili dersleri özetlemeye çalışacağım. Araf 3-5’de Allah cc) mealen buyurdu ki,
“ (Ey insanlar!) Rabbinizden size indirilen (Kur’ân-ı Kerîm’)e uyun, onun dışında/onsuz birtakım velîlere/‘önder ve dostlara’ uyup peşlerinden gitmeyin”. ”Nice isyankâr memleket (halkı) var ki biz onları helak ettik. Öyle ki azabımız onlara (Lût kavmine) geceleyin veya (Şuayb kavmine) gündüz uykusunda iken geliverdi”.
“Azabımız onlara geldiğinde, onların yakınmaları (itirafları): “Biz gerçekten (Allah’ın hududunu aşan) zalimlerdendik.” demelerinden başka bir şey olmadı”.

(191) ”Hiçbir şey yaratamayan ve kendileri yaratılmış olanları (Allah’a) ortak mı tutuyorlar?” (Allah’ın yarattıklarını yüceltip ilâhlaştırıyorlar, Allah’a yapılacak tâzimi ona yapıyorlar.) Burada misal verilen kişinin İsrâiloğulları’nun bilginlerinden Bel’am b. Baûrâ olduğu rivayet edilir.
Allah ondan ilmini aldı ve insanları aldatan, şan, şöhret ve mevki elde etme uğruna dinini satanların dili ağzından taşacak şekilde uzattı da dünyadaki cezasını çekmiş oldu. Allah'ın ayetlerini yalanlayan ilim, servet ve iktidar sahipleri, Baura’nın akibetine baksınlar.
176. Ayette ifade edildiği gibi, “onlar o, yere (aşağılık dünyaya) meylettiler, heva ve hevesinin peşine düştüler ve helak oldular. (165) “Onlar, kendilerine verilen nasihatleri unutunca, biz de kötülükten menetmeye çalışanları kurtardık, zalimlik yapanları da ‘Allah’ın emrinden sapmalarından’ dolayı şiddetli bir azap ile yakaladık.” (166) “Onlar yasak edilen şeylerden (vazgeçmeyip) haddi aştıkları zaman kendilerine: “Aşağılık maymunlar olun” denildi. Bu Global Reset çetesine yardım edenler eliyle Allah, onların peşine düşenleri, onların eli ile NESNE haline çevirecek, onlar da onları gen implatı ve klonlama yöntemi ile başka tür bir canlıya dönüştürecek belki de. Buna yol açanlar da buna dahil. Evet, evet, (197) “O’ndan (Allahtan) başka taptıklarınız (ve sığındıklarınız), ne size yardım edebilir ne de kendilerine yardımları olur. 167-169). “(Resûlüm!) O vakit, Rabbin, kıyamet gününe kadar onlara en kötü eziyeti yapacak kimseleri, mutlaka göndereceğini bildirmiştir. Şüphesiz Rabbin cezayı çok çabuk verendir. Hem de O, çok bağışlayan, çok merhamet edendir”.”Biz, onları yeryüzünde parça parça topluluklara ayırdık. Onların içinde iyi olanlar da var, aksine (küfür ve fâsıklıkta) olanlar da var. (Biz,) onları belki (iyiliğe) dönerler diye hem iyiliklerle hem de (kıtlık ve sıkıntı gibi) kötülüklerle imtihan ettik”. “Nihayet onların ardından yerlerine birtakım (kötü) kimseler geldi ki (onlar), Kitab’a (Tevrat’a) mirasçı oldular, şu en değersiz/aşağılık (dünya)nın malını (haksız ve yanlış hüküm verme karşılığında değişip) alırlar ve: “Biz (nasılsa) bağışlanacağız.” derler. Kendilerine ona benzer bir mal/menfaat daha gelse onu da alırlar. Onlardan, Allah hakkında hakikatten başkasını söylemeyeceklerine dair Kitab üzerine kuvvetli söz alınmamış mıydı? (Evet alınmıştı.) Halbuki onlar, onun içindekini de (durmadan) okumuşlardı. Âhiret yurdu, ‘Allah’ın emrine uygun yaşayan/günahlardan sakınanlar’ için daha hayırlıdır. Hâlâ (akıllanıp) düşünmeyecek misiniz?”

Allah bir ayetinde mealen şöyle buyuruyor: (130) “Andolsun ki biz, Firavun (ve) halkını, düşünüp ibret alsınlar diye, yıllarca kuraklık ve mahsul kıtlığı ile cezalandırdık”. Akletmez misiniz. (96).ayette ne buyurdu Allah (cc): “Eğer o memleketlerin halkı, iman edip (Allah’a karşı inkâr ve isyandan) sakınsalardı, elbette üzerlerine gökten ve yerden bolluk (kapı)larını açardık. Fakat (peygamberlerini) yalanladılar, biz de kazandıkları (günahları) yüzünden onları (azapla) yakaladık. 97. (Yoksa o) memleketlerin (inkârcı) halkı geceleyin kendileri uyurken, azabımızın onlara gelmesinden emin mi oldular?” Sahi siz rızkınızı kimin elinden almaya çalışıyorsunuz! (98-99) “Ya da o memleketlerin halkı kendileri oynayıp eğlenirken bir kuşluk vaktinde azabımızın onlara gelmesinden emin mi oldular?”. “Onlar, Allah’ın (azab) tuzağından (kurtulup) emin mi oldular? Fakat (nefislerine uyup) kendilerine yazık eden topluluktan başkası, Allah’ın (mühlet verdiği azab) tuzağından emin olmaz”.

Bu ayet de, “bize uymazsanız perişan olursunuz” diyenlere gelsin: (90-93) “Kavminden inkâra sapanların ileri gelenleri (kralcılar): ‘Eğer Şuayb’a uyarsanız, kesinlikle zarara uğrar, perişan olursunuz.’ Dedi”. “Bunun üzerine onları müthiş bir deprem yakalayıverdi ve yurtlarında dizüstü çök(üp cansız kal)ıverdiler”. “Şuayb’ı yalanlayanlar… Sanki orada hiç oturmamış gibi oldular. Şuayb’ı yalanlayanlar var ya (işte) asıl zarara uğrayan onlar oldular”. ”Bunun üzerine (Şuayb), onlardan yüz çevirip: ‘Ey kavmim! Andolsun ki Rabbimin gönderdiği hükümleri size duyurmuştum ve size (iyiliğiniz için) öğüt vermiştim. Artık kâfir bir kavme ne diye üzüleyim?’ dedi”.

Bu yazdıklarımdan canı sıkılanlar, yüzlerini buruşturanlar ayette uyarılan “öğüt verenleri sevmeyenlerden” olabilir. Niçin inatla ve kibirle, sizden hiçbir ücret beklemeden sizi Hakka çağıranlardan uzaklaşarak, Hak’tan yüz çevirenlerden oluyorsunuz ki! Araf (56)’da ne deniliyordu: “(İman, ahlâk ve ilâhî adaletle belirli bir) düzen sağlandıktan sonra (bunlardan saparak) yeryüzünde bozgunculuk yapmayın, (azabından) korkarak ve (rahmetini) umarak O’na dua edin. Muhakkak ki iyi hareket eden (ve iyilik yapan)lara Allah’ın rahmeti çok yakındır”.

Allah’ın ayetlerini yalanlayanlar beklesinler, yakında üzerlerine bir azap fırtınası ve gazap elbette gerçekleşecek ve son pişmanlık fayda vermeyecek. Onlar karşısında susanlar da bu gazaptan kendi paylarını alacaklar. O gün geldiğinde kökleri kurutulacak!

Araf 27’de şöyle bir ayet var: “(…) Çünkü o (Şeytan)da, yandaşları da, sizin kendilerini görmeyeceğiniz yerden sizi görür(ler). Elbette biz, şeytanları, iman etmeyenlerin dostları yaptık.” Şeytan ve dostlarının tüm insanlığı gizlice dinlediklerine ilişkin bir beyan değil mi bu! Kimsenin özel ve gizli bilgisi yok artık. 30. “(Allah, insanlardan) bir kısmını doğru yola iletti, bir kısmının üzerine de (kötü niyet ve amellerine göre) sapıklık (sıfatı) hak oldu. Çünkü onlar, Allah’ı bırakıp şeytan (ve ona yandaş olan)ları velî (dost ve önder) edindiler, (üstelik) kendilerinin de (hâlâ) doğru yolda olduklarını sanırlar”. 34. “Her ümmetin bir eceli (takdir edilmiş bir süresi) vardır. Onların eceli gelince ne bir an geri kalabilir, ne de bir an öne geçebilirler (tam vaktinde helak olup giderler)”.

Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna! Kalplerinde hastalık olanlar ya da servet ve iktidar ümidi ile ihtirasları gözlerini karartmış olanlar müstesna, umarım akıl sahipleri ne demek istediğimi anlayıp, yüzlerini Hakka dönecek, sorumluluklarını kuşanacaklardır.

Selam ve dua ile.