Abdurrahman Dilipak: BRICS! Yazı mı, tura mı?

Abdurrahman Dilipak: BRICS! Yazı mı, tura mı?

Habervakti.com yazarı Abdurrahman Dilipak'ın yazısını iktibas ediyoruz

Abdurrahman Dilipak: BRICS! Yazı mı, tura mı?/Habervakti.com

Yeni dünyanın Satanist teslis’inde Çin ve Rusya’ya yer yok. Oysa onlar BMGK’nin “5’li çetesi”nin iki’si idi. Şimdi, bu ikili, İngiltere ve Fransa’yı yanına alıp, ABD ve AB’yi yalnız bırakarak, yeni bir iki kutuplu dünya üzerinden yeni bir denge için pazarlık gücünü elde tutmak istiyor.

İngiltere Brexit’den niye çıktı. AB içinde, sacayağını İngiltere, Almanya, Fransa’nın oluşturduğu bir koalisyonda sıradan bir ülke olarak yer almak istemedi. Zaten Almanya kendi işgali altındaki bir ülke, Macron kendi elemanı, İtalya deseniz, Angilikan kilisesi, Vatikan’a karşı kurulmuş. ABD’nin karşısına AB olarak değil, AB’yi yanına alan bir İngiltere olarak çıkmak daha ayrıcalıklı ve hareket alanı, pazarlık gücü daha büyük bir ülke olarak çıkmak, daha önemli idi İngilizler için. Hindistan eski bir İngiliz sömürgesi. İngiliz kraliyet ailesi, Çarlık Rusya’sı ile de tarihi bağlara sahip. Çin deseniz, bir kuşak, bir yol projesi ile Pekin-Londra arasında sadece iktisadi değil, siyasi bir köprü kuracaktı.

BRICS’e bir de buradan bakın! RockefellerABD’yi kontrol ederken, İsrail’in asıl kurucu babası Rotschild’e aslında İngiltere’nin derin devletini temsil ediyor. Aslında BRİCS’in arkasında “New Great Britania” gibi bir “Büyük İsrail projesi” var. Amerikan seçimlerine fazla bir zaman kalmadı. Cumhuriyetçiler, yeni dünya düzeninde ABD’nin tek devlet olarak sistemin başında olmasını istiyor, bu projede AB ve İngiltere’yi yanına almak istiyor. İngiltere’de gizli bir Amerika olduğu gibi, Amerika da gizli, bir Amerika da var. Ve tabi bu yeni dünya düzeni dedikleri, Satanist Pedefolik Siyonist “Şeytan üçgeni”ninin tepesinde Şeytan olacak tabi ki.


Rothschild’ler bizim içinde olduğumuz coğrafyanın yabancısı değil. Osmanlının yıkılışı, Cumhuriyetin kuruluşu, İsrail’in ortaya çıkışında hep onun gölgesini görürsünüz. Bizim sınırlarımızın belirlenmesinde, komşu ülkelerin rejimleri ve iktidar yapılarının şekillenmesinde hep onlar vardır.

Musul ve Bakü petrollerinin çıkartılması pazarlanması, İstanbul üzerinden kurulan şirketler ve lobiler üzerinden olmuştur. Osmanlının son döneminde Galata bankerlerinin arkasında bu aile vardı. En büyük spekülatör, manipülatör Rothchild ailesinin adamlarıydı. Bağdat Paktı, CENTO, RCD hep İngilizlerin örgütlediği yapılardır. Size bir şey söyleyeyim ki, bugün HABAT ve AGARTHA lobisinin arkasında da aynı grup var. HAZARA ve KARAY senaryosunun ana patronu, finansörü de bu aile.


BRICS, hem ABD ve AB’yi dengelemek ve hem de, ABD ve AB de işler yolunda gitmezse merkeze İngiltere’yi almak için 2. Bir kapı açma projesidir.

Brics’in kurucuları şu ülkelerdi: Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti. (Bu ülkelerinin İngilizcesinin baş harfleri BRICS ‘i oluşturuyor). Bu beş ülkenin hepsi G20 üyesidir. Hatta 4. sırada olan Güney Afrika dışındaki üyeler ilk 10’da yer almaktadır. Ağustos 2023’te BRICS grubu, Mısır, İran, Etiyopya, BAE ve Suudi Arabistan'ın katılımıyla üye sayısı 10'a yükseldi.

2015 yılı itibarıyla 5 BRICS üyesi ülke nüfusu dünya nüfusunun 3.1 milyarını (%41’ini) temsil etmektedir. 2018 yılı itibarıyla bu 5 ülke 18 trilyon $ GSYİH’ye sahiptir. Bu da 2018’de üretilen tüm mal ve hizmetlerin değer olarak yaklaşık %23.2’sini oluşturmaktadır.


Tabi bugün artık üyelik için Afganistan, Arjantin, Lübnan, Endonezya, Meksika ve Türkiye ile Nijerya, Sudan, Suriye, Bangladeş, Azerbaycan ve Yunanistan’ın da adı geçiyor. Benli olacak zirveden sonra Cezayir, Bahreyn, Bolivya, Venezuela, Vietnam, Honduras, Küba, Kazakistan, Kuveyt, Filistin, Senegal, Tayland’ın Gruba davet edilen bir diğer ülke olan Arjantin ise Javier Milei'nin Devlet Başkanı seçilmesinin ardından başvurusunu geri çekmişti. BRICS Zirvesi, 22-24 Ekim'de Rusya'nın Tataristan Cumhuriyeti'nin Kazan kentinde yapılacak ve burada dananın kuyruğu kopacak.

Aslında ABD+AB grubu ile, BRICS+ anlaşırsa, al başına belayı, dünyayı bu iki güç kendi arasında paylaşacak demekti. Çatışırsa, belki bu dengede biraz nefes alabiliriz diyeceğim ama gerçekten çatışırlarsa dünyanın başına bela olabilirler. İşte o zaman yeni bir dünya savaşı riski daha ciddi bir hal alır. Bunun anlamı şu, belalardan bela beğenin.

Bu ülkeler, şimdiden kendi aralarındaki ticareti kendi paraları ile yapacaklar ve paranın ana değerini de BRICSCOIN belirleyecek. Bugün için 1 BRICSCOIN 18.47 USD. Yani bu yeni oluşum FED’in de LIBOR’un da rakibi. Tabi, Rezerv Para Politikası özellikle ABD için büyük bir risk anlamına geliyor. Kontrollü bir kripto para piyasasının oluşması ile Global kripto para piyasasında işlem göre 1,98 Trilyon $’ın karşısına yeni bir rakip çıkacak.

“Merkez bankası dijital para birimi") (Central Bank Digital Currency, CBDC) konusunda BRİCS+ ülkeleri ile ABD ve AB grubu karşı karşıya gelecek. Bu arada örgütün 2014’te kurulan Kalkınma Bankası, yeni adıyla “BRICS Kalkınma Bankası” artık üye ülkelerle yeni anlaşmalar yapmaya başlamış durumda.


Görünen o ki, bu süreçte Rothschild Çin ve Hindistan üzerinden aktif bir şekilde sürecin içinde, Ama İngiltere’nin resmen sürece katılması, yeni kıral (!?) döneminde olacak gibi.. Dengeler değişirse, İsrail de bu gruba katılabilir mesela. Dikkat ederseniz, Dahlan grubu’na dahil ülkeler buradalar. Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arab Emirliği, Bahreyn BRICS’teler. Azerbaycan da katılacak. Çünkü Dahlan senaryosunda KKTC ve Azerbaycan 2 kilit ülke. Azerbaycan’ın KKTC’yi savunması, ya da Netanyahu ülkeden ayırılıp, başka bir ülkeye gitmek zorunda kalması durumunda gideceği ülkeler arasında ilk sırada Azerbaycan’ın olması boşuna değil. Azerbaycan’ın bu arada İsrail’le ileri derecede ekonomik iş birliği anlaşması imzalaması da boşuna değil. Bu arada Azerbaycan, İsrailli yüksek teknoloji üreten firmaları ülkeye çekmek için vergi muafiyeti önerisinde bulundu.

İslam ülkelerinin Çin ve Hindistan’da sorunu var. Bangladeş’te ciddi sorunlar vardı. Bizlerin aynı ittifak içinde kendimizi ifade etmemiz çok kolay olmayacak. Türkiye’nin Mısır, Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ile aynı masada olması da işimizi kolaylaştırmayacak. Daha önce Ukrayna üzerinde aldığımız Yahudilerin ürettikleri ürünleri, bundan sonra öyle anlaşılıyor ki, biz de Azerbaycan’dan alacağız!?

Çin’in, Pakistan üzerinden Filistin konuyu ile daha yakından ilgilenmeye başlaması da dikkate değer. Dikkat edelim, Gazze ile değil, Gazze Filistin’in içinde alt bir fraksiyon olarak masaya davet edildi.

Yarın bakarsınız Ermenistan ve Gürcistan’da davet edilir. Rothschild’lerin HABAT ile Hazara ve KARAY politikasını bir kenara not edelim ve bundan sonra olacak olayları yorumlarken hep aklımızda bulunsun. PYD ve DAEŞ konusunda da bölgemizde olacak her olay, bu konuyla yakından ilgili olacak. Düşünsenize Suudi Arabistan ve BAE, ABD’ye rağmen BRICS’e katılma kararı veriyorlar.


Bakın, bugün, gelinen noktada Genişleyen grubun bünyesindeki ülkelerin toplam nüfusu 3,5 milyar. Dünya nüfusunun %45'i. BRICS ülkelerinin ekonomilerinin toplam büyüklüğü 28,5 trilyon dolar. Bu da, dünya ekonomisinin yaklaşık %28'i demek. Bu blok dünya ham petrolünün %44'ünü üretiyor.

BRICS ismini 2001 yılında yatırım bankası Goldman Sachs’ın ekonomistlerinden Jim O'Neill üretmişti. Ona göre bu ülkeler 2050’ye kadar dünyanın en büyük ekonomileri arasında olacağını öngörüyordu. O’Neil BIRCS’in ortak para birimi fikrini saçma buluyor..

Evet, gelelim şimdi asıl meseleye. Biz D8’deki 8 ülke bir araya gelemiyoruz doğru düzgün. Bu 8 ülke (Türkiye'yi İran, Endonezya, Nijerya ve Pakistan, Bangladeş, Malezya, Mısır)

BRICS’e birlikte girelim 1.2 milyon öz nüfusumuz var, kendi etki alanımız içindeki nüfus 2 milyarı aşıyor. Ya hu, zaten Türkiye, İran, Mısır, Nijerya, Endonezya BRICS’e üye ya da olacak. 8 ülkeden 5’iniz BRİCTE’siniz zaten. D(‘i bırakın İslam Konferansı, yanınıza Arap Birliğini de alın, yeni ASYAFRİKAVRUPA bloğu oluşturun. O zaman o ittifakın merkezinde siz alırsınız. D8‘le bile, İslam bloğu Çin, Rusya, Hindistan ile eşitlenir. Hindistan’da da Çinde de, Rusya’da da zaten ciddi bir Müslüman nüfus var.

Ha bu arada size güzel bir haberim var, CHABAD ABD’deki ve dünyanın birçok yerindeki Yahudi Cemaatleri tarafından dışlandı. CHABAD’ın Netanyahu ve Zelenski ile derin bağları devam ediyor. Özellikle ABD’deki o tüneller, AGARTHA, EPSTEİN skandalının patlak vermesi, Satanist, Pedefolik ve Siyonist bu örgütün faaliyet alanını ve ilişkilerine önemli ölçüde zarar verdi. Rabbi Musevilerin utancı oldu bu Siyonist örgüt. Peki, 2025’e ele geçirmek istedikleri “Türk Hahamlar Birliği” için bir çok Yahudi’yi Türk vatandaşı yapmışlardı, Türkiye, KKTC ve Azerbaycan’da yatırımlar yapmışlardı, onlar ne olacak? Bakın, bu Dahlan Projesi de bunlarla ilgili idi. Trump’un damadı Kushner de bu örgütle ilişkili. İsrail Cumhurbaşkanının gelmesi, Netanyahu’nun gelecek olması, Erdoğan’ın gidecek olması, “Başkenti doğu Kudüs olan Filistin devleti” (!?) projesinin bugün yeniden gündeme gelmesinde de bu Siyonist örgütün girişimleri vardı.

Bu Siyonist sapkın CHABAD'çılarla ABD Başkanları, Rusya Devlet Başkanları, Türkiye Cumhuriyet Cumhurbaşkanı, İngiltere kraliçesi ve kralının ne işleri olabilir? CHABAD’ın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde ağırlanması ve orada ayin yapmasını nasıl yorumlamak gerek. Bunu Rothschild’le ve BRICS’le birlikte düşünmek gerek. Sahi Chabat’ın Beştepe’deki, Media’daki, İlahiyat Fakültelerindeki, borsadaki dostları, ortakları bu durumda ne yapacaklar?


Övünmek ve dövünmekten ya da algı üretmekten, “yapıyormuş gibi görünmek”ten bir vazgeçebilsek ve sadece başkalarını değil, kendimizi de eleştirip, “nerede yanlış yaptık” diye bakabilsek, hep güçlenelim de öyle bir şeyler yaparım demek yerine biz Allah’ın rızası istikametinde yola çıkalım, onun yardımı bizi bulacak diye düşüp, Allaha güvenebilsek, Kader, rızık ve ecelimizin Allah’ın elinde , olduğunu bir anlasak, tevbe etsek, kul hakkından arınabilsek, etrafımızdaki Müfsitlerden, Müstekbir ve Mütrefinler’den bir yakamızı kurtarabilsek işler yoluna girecek ama, adaletin yokluğu ve cahilce yapılan işler sebebi ile korkarım iki yakamız bir araya gelmeyecek. Sanırım bu gidişin sonu hüsran olacak. Çünkü kaçtığımızı sandığımız şeye doğru koşuyoruz. “Allah (cc) korusun” diyeceğim de biliyorum ki, Allah (cc) cahil ve zalim bir topluluğa hidayet nasib etmez.

Bu oyunun sonunda yazı da gelse, tura da gelse, biz “topluca Allah’ın ipi’ne sarılmadığımız sürece, kaybeden biz olacağız. Selam ve dua ile.