Abdurrahman Dilipak: İçtimai Hastalıklarımızın Reçetesi
Habervakti.com yazarı Abdurrahman Dilipak'ın yazısını iktibas ediyoruz
ABDURRAHMAN DİLİPAK: İÇTİMAİ HASTALIKLARIMIZIN REÇETESİ /HABERVAKTİ.COM
Elbette yediğimize içtiğimize dikkat edelim. Ama bu yetmez. Dinledikleriniz, baktıklarınız, hayallerini, aklınızdan geçirdikleriniz, davranışlarınız da hayatınızı etkiler.
İnsan yalnız değil. Önce bizi gören, duyan, bilen, kadere, rızka, ecele hükmeden, kadir-i mutlak bir ALLAH var. Onu unutursanız, hesaba katmazsanız o zaman zaten daha başkan kaybetmiş sayılırsınız. O bizi koruyor, rızıklandırıyor, artırarak ve eksilterek imtihan ediyor.
Biz akıl, ruh, can, nefis olarak 4 cevherden oluşan asli bir kişiliğe sahibiz. Arızi olarak, bizimle hep birlikte olan ve bizden bağımsız 3 kişilik var. Melek, Cin, Şeytan. Yani kişiliğimizi oluşturan 7 cevherden söz ediyoruz. Önce kendimizi tanımalıyız. Hemen belirtelim ki, nefsini bilen Allah’ı bilir. Onu rızaya göre terbiye eden de o rızaya ulaşır. Yoksa, her şey Allah’ın iradesi içindedir. Onun iradesi dışında bir alan ya da şey yoktur.
Aslında bu gün size aktaracağım reçeteler Kur’an’da var. Kur’andan bunları damıtan bir kardeşimiz bunları sosyal medyada paylaşmış ben de onları yeniden eklemelerle zenginleştirerek size sunuyorum. Bu çalışmayı yapan kardeşimiz “Mutluluğun formulü 40 ayette gizli” bir başlık atmış çalışmasına. Ben birkaç ayet daha ekledim. “Kibirli olma, alçakgönüllü davran” (İsra 37), diye başlamış devam etmiş. “Kendimizi fazla abartmayalım (Müddesir1-5) bencillik yapmayalım, kendimizi bizden olanları fazla övmeyelim, abartmayalım..
Her şeyin üstesinden Allah’ın yardımı olmadan kendi başımıza gelemeyeceğini asla unutmayalım (Tekvir 25-27). Bilelim ki, herşey Allah’ın iradesi iledir. Ve bize hayır gibi gelen şeyde şer, şer gibi gelen şeyde o hayır murat etmiş olabilir. Biz bilmeyiz o bilir.
(Bakara 156)’de uyarıldığımız gibi, sakın çaresizlik tuzağına düşmeyelim. Her zaman bir umut olduğunu aklımızdan çıkartmayalım. Allah var gam yok. O yeter. Hasbunallah! Unutmayın, “çaresiz değilsiniz, çare SİZsiniz.
Her şeye hakim olmak için uğraşıp hayatı yaşanmaz hale çevirmeyelim. (Beled 5-6). Unutmayalım ki, ihtirasla istediğimiz her şey bizim imtihanımızdır. Mallarımız, canlarımız, sevdiklerimiz bu anlamda bizim için bir fitneye dönüşebilir. (Tevbe Suresi, 24). Ayette ne deniyordu: “De ki: "Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz (Irkınız, kabileniz, soyunuz-sopunuz), kazandığınız mallar, az kar getireceğinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden evler, sizlere Allah'tan, O'nun Resûlü'nden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun. Allah, fasıklar topluluğuna hidayet vermez.”
Hucurat 10: Büyüklük kompleksine kapılıp, insanları ezerek arkadaşlarını kendinden uzaklaştırma. Muhammed 7: İyiliği karşılık beklemeden yap. Rum 21: Tek başına mutlu olunamayacağını bil. Çevrenin mutluluğu için gayret göster.
Vakıa 83-87: Ölümden korkmak yerine, ölüm gerçeğiyle yüzleş. (Unutma Ecelin gelmeden ölmeyeceksin. Ecelinden az ya da çok yaşamayacaksın. Rızkından az ya da çok yemeyeceksin, kaderinden başka bir kaderin yok)
Bakara 263: Yaptığın iyilikleri unut. Anlatarak onları kıymetsizleştirme. Furkan 63: Sana yapılan kötülüğün karşılığını vermek yerine. Öfkenin dinmesini bekle. İnşirah 1-3: Seni huzursuz edecek işlerden uzak dur. İhtirasını törpüle. Rahman 7-9: Çıkarcı olma. Adil davran.
Tekasür 1-2: Kibrine yenilip hep daha fazlasını isteyerek hayatını zehir etme. Maun 4-5: Eleştirinin keskin bir bıçak olduğunu unutma. Söyleyeceklerini iyi tart. Mücadele 7: Hiçbir sırrın sonsuza kadar gizli kalamayacağını unutma. Tevbe 40: En zor zamanda bile kesinlikle ümitsizliğe kapılma.
Fatır 19-22: Senden iyi durumda olanlara bakıp üzüleceğine, senden zor durumda olanları görüp rahatla. Fecr 27-28: En sevdiğin şeyleri, başkalarıyla paylaşmanın mutluluğunu yaşa. Hakka 33-35: Hayatının vazgeçilmezleri olsun. Onları küçük çıkarlar için asla feda etme. Haşr 10: Muhatabına güvenmek istiyorsan, önce sen güvenilir ol. Kalem 1-2: Yazdıklarının ve yaptıklarının peşini bırakmayacağını unutma. Gücünü insanların yararına kullan. Münafıkun 4: Bencil olma, tebrik etmeyi, teşekkür etmeyi bil.
Yalandan, iftiradan uzak duralım. (Saff 2). Yaşadığımız zamana , mekana ve olaylara adil şahitlik edelim. İster siyasetçi, İster bürokrat ol ölçüyü tartışı doğru tut. İstatistikleri, paranın değerini doğru hesaplamazsanız, ondan zarar gören herkesin vebali sizin omuzlarınızdadır. Ve size bu konuda emir verenler, O gün sizi kurtaramaz.
Yusuf 32-33: Modern hayatın çarpıklaştırdığı kadın-erkek ilişkilerinin, hayatını esir almasına izin verme!.
Ankebut 41: İyi bir dostun, paha biçilmez olduğunu aklından çıkarma. Al-i İmran 92: İyilik yapma arzunu, şarta bağlama. Vermek almaktan daha büyük bir ihtiyaçtır, asla unutma.
EVET, Evet! En’am 50: Önyargılarla hayatı kendine zehir etme. En’am 60: Bildiklerinle açıklayamadığın şeyler, hayatının kâbusu olmasın. Felak 1-5: Korkuların tutsağı olarak yaşamaktan vazgeç. Hacc 46: Kendini, hep daha iyiye ulaşmak zorunda olduğuna şartlandırma. İbrahim 42: Merhametli olmaktan asla vazgeçme. (Unutmayalım ki, merhamet etmeyene merhamet edilmeyecek, affetmeyi bilmeyenler de affedilmeyecekler). İsra 23: Anne ve babana ‘off‘ bile deme. Nisa 149: Kendini sürekli övmekten uzak dur. Yunus 12: Vazgeçilmez olmadığını kabul et. Enfal 56: Sözünüzde durmamanın utanç verici olduğunu aklından çıkarma. Furkan 43: Heva ve heveslerini kendine ilah edinme. Necm 3: İnanma duygunu diri tut. Nisa 58: Karar verirken, vicdanının sesini duymazlıktan gelme.
Aklı zail eden şeylerden uzak duralım. Aşk ve öfke aklı zail eder. İhtiraslarımız hayatımızı zehir etmesin. Öfkemiz çevremize zarar vermesin. Allah' ı unutup dünya mal, makam ve menfaatına tamah edinenlerden olmayalım. Dinimizi Allaha has kılalım, din ve devlet büyüklerini İlah ve Rab edinmeyelim. “Kendi saadetini başkalarının felaketi üzerine bina edenlerden”, başkalarının yoksulluğunda kendilerine zenginlik arayanlardan olmayalım.
Şöyle dua edelim: (Şuara 83) “Rabbim! Bana Hükmetme gücü ver, Hikmet bağışla ! Ve beni salih kullarının arasına kat” ki, Allah’ın rızasının tecellisinin vesilesi olalım. Zira Allah (cc) bizim ellerimizle zalimleri cezalandırıp mazlumlara yardım etmek ister. Dikkat edelim (Yunus 18) Allah’ı bırakıp, kendilerine ne zarar, ne de fayda verebilecek şeylere tapıyorlar (Ondan medet umup onun peşinde gidiyorlar) ve “İşte bunlar Allah katında bizim şefaatçılarımızdır” diyorlar. De ki: “Siz, Allah’a göklerde ve yerde O’nun bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz! O, onların ortak koştukları şeylerden uzaktır, yücedir”.
Din ve devlet büyüklerini İlah ve Rab edinenlerden ,Cahillerden ve zalimlerden olmayalım. Bu anlamda, Allah indinde yerinizi görmek istiyorsanız, bu ayetler ve Kur’anın bütünü açısından haliniz nedir, kur’an aynasından başkasını sorgulamadan önce kendi nefsimize bakalım. Unutmayın, Allah cahillere, zalimlere, fasıklara, münafıklara, müstekbirlere, mütrefinlere yardım etmez. Cumanın hayrı ve bereketi uykumuzu aydınlasın ki afakımızı saran, Şeytanın örmekte olduğu çelik zırhlı duvar yıkılsın. Selam ve dua ile.